Suriye’de Esat Rejiminin yıkılışını Türkiye’de bayram havasında kutlayanlar, “Dünya Okuryazarlık” seviyelerinin, vasatın da çok altında olduklarını bir kez daha göstermişlerdir.
Neden diyeceksiniz?
Bu sevinci duyan ve yaşayan insanlar her şeyden önce Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP) amaçlarını ve Esat’a rahmet okutan İsrail’in başta Gazze olmak üzere Filistin genelinde, Lübnan’da ve Suriye’deki zulmünü görememektedirler.
İsrail günübirlik politika uygulayarak gelmedi bugünlere. 1897 yılında yapılan I. Dünya Siyonist Kongresinde alınan kararları takip ederek, çok uzun erimli plan ve politikaları uygulayarak geldi...
Yani iki sefer Kudüs’ten kovulan Yahudiler kendileri için Muharref Tevrat’ta “Vaad Edilmiş” Topraklar olarak bilinen Nil-Fırat ırmakları arasındaki topraklara hakim olmak ve yerleşmek ideali… İsrail tarafından Gazze/Filistin’de ve bölgede uygulanan zulüm, insanlık dışı uygulamaları bu hedefe ulaşmak için işlendi ve işleniyor…
Bu konuda daha önceki yazılarımızda BOP ile ilgili detay bilgileri paylaşmıştım. BOP ilk defa, 2004 yılında Başkan George W.Bush'un Sea Island, Georgia’da yapılan G8 Ülkelerinin zirvesinin sonuç bildirisinde zikredilmişti. Toplantıya, G8’in dışında o tarihte Başbakan olan R.T.ERDOĞAN’da özel davetli olarak katılmıştı (Türkiye G8’de değil). O toplantıdan Sayın ERDOĞAN, BOP’un Eş Başkanlığı görevini alarak dönmüştü…
O günlerde Sayın Erdoğan, sık sık “Biz BOP’un Eş Başkanıyız…” diyerek hava atıyordu… Malum, BOP’un Arap versiyonu “Arap Baharı” olarak isim yapmıştı. Bu bağlamda, “Diyarbakır BOP’un parlayan yıldızı olacaktır.” Cümlesini, bu kulaklar Sayın Erdoğan’ın ağzından duymuştur.
Bu süreçte Türkiye, ABD ile işbirliği halinde “Eğit-Donat” mottosu ile Suriye’de muhaliflere arka çıkmıştı… Oysa o gün Türkiye’yi yönetenler ABD’nin bunca kabarık ve karanlık/kirli sicilini dikkate alarak, şu soruyu sormalıydılar. ABD’nin Suriye’de işi ne? Bu sorunun cevabını verdikten sonra bölgedeki politikalarını belirlemeliydi…
Konu ile ilgili daha önceki yazılarımızda da (DR. KADİR ÇETİN / “BÜYÜK ORTODOĞU PROJESİ” HALA YÜRÜRLÜKTEDİR) BOP’un görünen ve görünmeyen arka plan hedeflerini belirtmiştik.
BOP’un görünmeyen arka plan hedefleri arasında; İsrail’in güvenliğinin sağlanması, enerji kaynaklarının kontrolü ve ağırlıklı Ortadoğu ülkeleri olmak üzere 22 ülkenin mevcut sınırlarının ve demografik yapılarının değiştirilerek daha küçük ve yönetilebilir devletçiklerin kurulması yer almaktadır. ABD’nin uygulamaya koyduğu bu plan, askeri müdahalelerle değil, aynı zamanda etnik, dini ve mezhepsel farklılıkların kışkırtılmasıyla da yürütülmüş ve yürütülmektedir.
ABD’nin uygulamaya koyduğu BOP’un Suriye ayağında olan bitenler Türkiye’yi doğrudan etkilemiştir. Suriye’de olayların başladığı 2011’den önce Türkiye – Suriye sınırında bulunan mayınlar temizlenmiş ve sınır geçişlerine müsait hale getirilmiştir.
Bu süreçte iki taraflı geçişlere göz yumulmuş ve değişik ülkelerden CİA/MOSSAD destekli silahlı gruplar Suriye’yi karıştırmak üzere genelde Türkiye üzerinden Suriye’ye sokulmuştur. Türkiye bu konuda aktif görev üstlenmiş ve ABD ile birlikte muhaliflere her türlü desteği vermiştir.
Gelinen noktada 9-10 milyon Suriyeli mülteci konumuna düşmüş ve bunların 4-5 milyonu Türkiye’ye gelmiştir. Diğer taraftan 500 binin üzerinde Suriyeli de ağırlıklı iç çatışmalarda hayatını kaybetmiştir.
Türkiye, Esat muhaliflerinin oluşturduğu Suriye Milli Ordusu (Öncesi Özgür SO)nun yanında yer alırken ABD, ağırlıklı Suriye’de yaşayan Kürtlerinin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri= (YPG/PYD/PKK)ne 100 binlerce tır silah yardımı yapmıştır. Yani Türkiye ile yollarını baştan ayıran ABD özellikle Suriye’nin yeraltı zenginliklerinin bulunduğu bölgeyi içine alacak şekilde Suriye Kürtlerinin örgütlenmesini ve silahlanmasını sağlamıştır.
Gelinen noktada BOP’un Suriye için belirlenmiş hedefi bağlamında lego yerine oturmuştur. Yani Sevr anlaşmasından miras, dört parçadan (İran,Irak,Suriye,Türkiye) oluşan ve “Kürdistan” ismi ile anılan bölgenin Irak parçası daha önce oluşturulmuştu. Şimdi de, yine ABD’nin himayesi ile FIRAT’ın doğusunda (Toprakların yaklaşık % 28-30’u) Suriye Kürtlerinin oluşturduğu yapı hakimiyetini sağlamlaştırmaya çalışmaktadır.
Arap Baharının Suriye versiyonuna ABD’nin (DEAŞ’a karşı mücadele etmek bahanesiyle) desteklediği PKK da tam destek vermiştir. PKK, gerek Kandil’den gerekse Türkiye’den bütün militanlarını PYD-YPG’nin emrine vermiştir. “Bağımsız Kürdistan”a giden süreçte Irak’tan sonra Suriye’de de ikinci parça olarak Suriye’nin yaşadığı karışıklıktan istifade ile Suriye Bölgesel Kürt Yönetimi BOP’un uygulama sürecinde bölgede yerini almıştır.
Diğer taraftan İsrail Suriye’nin bütün savunma gücünü (Kara, Deniz ve Hava) ortadan kaldırmış ve Güney Suriye’de önemli toprakları işgal etmiştir. Bu bölgedeki Dürzi’leri mevcut Suriye yönetimine karşı himayeye soyunarak, bağımsız devlet olma sözü veren İsrail, Suriye’yi dört parçaya bölmenin hesaplarını yapmaktadır.
Bugün İmralı’dan Bebek Katili’nin PKK’nın kendini feshetmesi ve barış çağrısı yapmasını doğru okumak gerekir. Malum, PKK başta ABD olmak üzere BM ve Batılı Ülkeler tarafından terör örgütü olarak tanınıyor.
Türkiye BM kararlarından destek alarak PKK üzerine yurtiçi ve yurtdışı operasyonlarını yapmaktadır. Hiçbir ülke PYD-YPG’yi terör örgütü olarak tanımadığı için Türkiye’nin PYD-YPG’nin omurgasını oluşturan PKK yuvalarına müdahale etme dayanağı ortadan kalkmaktadır.
Zaten ABD Basın Sözcüsü: “Türkiye artık PKK'yı bahane edip Kuzey Suriye'de bulunan PYD-YPG'yi rahatsız edemez. Çünkü PKK diye bir grup artık yok.” şeklinde açıklama yapmıştır.
Öcalan’ın Barış Çağrısı; bir anlamda BOP’un Suriye’de PKK’ya devlet olma yolunu açtığının göstergesidir. Yani “Bağımsız Kürdistan”ın Suriye Legosu da tamamlanmış oluyor.
ABD’nin patronu olduğu Büyük Ortadoğu Projesinin, Türkiye’ye yönelik büyük bir ihanet planı olduğu Suriye’nin parçalanmasıyla ayan beyan ortaya çıkmıştır. 22 ülkeden hali hazırda Sudan, Libya, Irak, Yemen, Suriye bölünmüş ve bazıları da iç karışıklıklarla boğuşmaktadır.
Gelsin sıradaki ülke, ülkeler…
BOP’un Eş Başkanı olarak Sayın ERDOĞAN bu görevini başarı ile yerine getirmiş olmakla yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesinin yolunu mu açıyor? Sorusunu sormadan edemiyor insan…
Bu yolda Ortadoğuyu ABD-İsrail ortaklığı ile perma perişan hale getirenleri bu millet affetse bile tarih affetmez…
Yazık çok yazık…
İstanbul
09.03.2025