DR. KADİR ÇETİN

Tarih: 20.09.2025 09:32

GAZZE’DE VİCDANIN İMTİHANI: İİT ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Facebook Twitter Linked-in

Gazze’de yaşanan insani kriz, yalnızca bir bölgesel çatışma değil, aynı zamanda küresel vicdanın sınandığı bir trajedidir. 7 Ekim 2023’ten bu yana süren saldırılar, uluslararası hukukun ve insan onurunun açıkça ihlal edildiği bir süreci temsil etmektedir. 

Bu bağlamda, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Ligi gibi kurumların tepkisizliği ve etkisizliği, İslam dünyasının ahlaki ve stratejik bir kriz içinde olduğunu göstermektedir.

Doha Toplantısı, Sembolik mi, Eylem mi?

İsrail’in Doha’daki Hamas liderlerine yönelik saldırısı sonrası İİT ve Arap Ligi’nin acil toplantısı, zamanlama açısından dikkat çekicidir. 

Toplantıya Sayın Erdoğan’la birlikte İslam Dünyasından birçok ülke lideri katılmış, yayımlanan bildiride İsrail kınanmış ve uluslararası topluma yaptırım çağrısı yapılmıştır. Ancak bu bildirinin sahada somut bir karşılık bulmadığı açıktır. 

Toplantı sonrası İsrail’in Gazze’ye yönelik kara harekatı başlatması, bu toplantıların sembolik değerin ötesine geçmediğini ve caydırıcılıktan uzak olduğunu göstermektedir.

Ekonomik Gücün Kullanılmaması, Bilinçli Bir Tercih mi?

Körfez ülkeleri, sahip oldukları enerji kaynakları ve finansal güçle küresel siyasette etkili olabilecek potansiyele sahiptir. Ancak bu güç, İsrail’e karşı kullanılmamaktadır. Batı’daki yatırımlar, siyasi bağımlılık ve liderlik eksikliği, bu pasifliğin temel nedenleri arasında yer almaktadır. 

Bu durum, İslam dünyasının kendi kaynaklarıyla dolaylı olarak İsrail’in askeri gücünü beslemesi gibi trajik bir çelişkiyi ortaya koymaktadır. Yani İsrail, Anadolu insanının deyimi ile “Çayın taşı ile çayın kuşunu vurmak.”tadır. 

Doha toplantısına katılan liderlerin, Körfez Ülkelerinin ABD ve İngiltere bankalarındaki paralarının yanında, en son iki ay önce Mısır’ın İsrail ile doğal gaz konusunda yaptığı 35 milyar Dolarlık anlaşmayı nasıl değerlendirdiği merak konusudur. 

Sessizlik, Stratejik mi, Acizlik mi?

Batı’da sivil toplum örgütleri ve bazı hükümetler Gazze’deki zulme karşı ses yükseltirken, İslam dünyasında halklar öfkeli ancak saraylarında yöneticiler sessizdir. Bu sessizlik, stratejik bir tercih olmaktan çok, gerçek bir acizlik ve vizyon eksikliği olarak değerlendirilmelidir. İİT’nin kararları sembolik düzeyde kalmakta, sahada hiçbir etkisi bulunmamaktadır.

Halk-Yönetici Uçurumu ve Meşruiyet Krizi

Filistin’e destek veren halklar ile sessiz kalan yöneticiler arasındaki uçurum, İslam dünyasında ciddi bir meşruiyet krizine işaret etmektedir. Bu kriz sürdükçe, Filistin yalnız bırakılacak ve İslam dünyası için için çürümeye devam edecektir.

Somut Adımlar, İİT Ne Yapmalı?

İİT’nin etkili olabilmesi için aşağıdaki konularda somut adımlar atması gerekmektedir:

Sonuç

Gazze’de yaşananlar, İslam dünyasının vicdanını ve kurumlarının işlevselliğini sorgulatan bir dönüm noktasıdır. İİT’nin artık sadece kınama açıklamalarıyla yetinmemesi, yukarıda belirtilen somut ve etkili adımlar atması gerekmektedir. 

Bugün eğer insanlığın öldüğü Gazze için birleşilmeyecekse, ne zaman birleşilecek?

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —