Anne babalar olarak çocuklarımıza her zaman en iyisini sunmak isteriz. Ancak, geleceğimizin teminatı olan gençlerimize nasıl bir doğa bırakacağımızı ne kadar düşünüyoruz? Onlara gökyüzündeki yıldızları saymayı ve büyük hayaller kurmayı öğretirken, en yakınımızdaki en değerli gerçeği, suyun kıymetini öğretmeyi çoğu zaman unutuyoruz. Oysa ki musluktan akan her damla, geleceğimizin sigortasıdır.
Su, hayatımızın vazgeçilmez ve en önemli unsurudur. Ne yazık ki dünyada en az bulunan kaynaklardan biri olan su kaynaklarımız hızla tükeniyor. Bu durum sadece insanlar için değil, tüm canlılar ve çevrenin devamlılığı için büyük bir tehdit oluşturuyor. Gelecekteki yaşamımızı su belirleyecekken, bizler bu gerçeği bilerek bilinçsizce suyu israf ediyor, zaten az olan kaynaklarımızı tüketmek için adeta yarışıyoruz.
Bugün dünyanın birçok yerinde çocuklar susuzlukla mücadele ederken, bizim çocuklarımız ellerini yıkarken veya diş fırçalarken musluğu açık bırakabiliyor, hatta oyun oynarken saatlerce suyu boşa akıtabiliyorlar. İşte tam da bu noktada, su güvenliği eğitimi hem bir çevre dersi hem de hayatın kendisi olarak öne çıkıyor.
Çocuklara suyun önemini ve değerini anlatmanın en etkili yolu, onları korkutmak değil, sevgi ve bilinçle yaklaşmaktır. Her zaman vurguladığımız gibi, en iyi örnek ailedir. Bir damlanın gölde nasıl dalgalar oluşturduğunu göstermek, yağmur suyunun nasıl bir armağan olduğunu hissettirmek, bahçedeki bir çiçeğin susuz kalınca nasıl solduğunu fark ettirmek; bunlar, küçük yaşlarda atılan büyük adımlardır.
Okullarda suyun yolculuğunu anlatan dersler, evde birlikte su tasarrufu oyunları oynamak, hatta su temalı çizgi filmler ve hikâye kitapları, bu bilincin oluşmasına büyük katkı sağlar. Çünkü çocuklar gördüklerini ve yaşadıklarını öğrenirler.
Su güvenliği, sadece bugünün değil, yarının da meselesidir. Bir damlayı koruyan çocuk, aslında kendi geleceğini de korur. Unutmayalım ki su, geleceğin hazinesidir.