DR. KADİR ÇETİN

Tarih: 18.05.2024 09:54

YENİ MÜFREDAT MODELİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Facebook Twitter Linked-in

İktidarları aşan ve devlet politikasını gerektiren Milli Eğitim Politikaları ne yazık ki aynı siyasi partilerin değişen eğitim bakanları bile bir birini tekzip eden uygulamalara imza atmaktadırlar. Geçtiğimiz asrın 50 yılı ve 21. Asrın ilk çeyreği bunun örneklerine şahittir.

İşte bu bağlamda Eğitim Bakanlarımızdan Sayın Selçuk zamanında hazırlanan ve çok anlamlı bulunan “Eğitimde 2023 Vizyonu”nda neyi başardık nerede sınıfta kaldık değerlendirmesini yapmadan, “Türkiye Yüzyılı Müfredat Modeli” ile yine eğitimde bir değişime gidileceği kamuoyunun gündeminde yerini almıştır… 

“Türkiye Yüzyılı Müfredat Modeli”ni; dayandığı temel felsefe, kullanılan dil-kavram yönüyle, hazırlanış yöntem, içerik ve dayandığı temel verileri esas alan başlıklarla bir değerlendirme yapmak mümkündür…

Ancak bu değerlendirmeler bu çalışmamızın boyutlarını aşar… Onun için bu çalışmamızda genel bir değerlendirme yaparak MEB’in Model’de ortaya koyduğu öğrenci profilinin yakalanabilmesi için müfredatla birlikte, eğitimin yapısında ve kaliteli öğretmenin yetiştirilmesinde yapılması gereken hususlara dikkat çekeceğiz… 

Bireysel ve kurumsal bağlamda yapılacak bir iş için ilk sorulacak soru; ne yapılacak ve niçin yapılacak? Sorularının cevabının verilmesi gerekiyor. Bu çerçevede Milli Eğitimde bu konu 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda açık seçik ortaya konmuştur.

Gelinen noktada şu gerçeği baştan belirtelim. Eğitim sistemimiz ne yazık ki bugün, Milli Eğitimin Anayasası olarak kabul edilen bu Kanununun 2. Maddesinde belirtilen Türk Milli Eğitiminin Genel Amaçlarını (*) gerçekleştirmekten ve başta iş dünyası olmak üzere eğitimin paydaşlarının (aile, çevre, toplum vb.) beklentilerini karşılamaktan çok çok uzaktır. 

Oysa toplumsal ve ekonomik kalkınmanın temel unsuru olan eğitim bireyin;

hedeflemesi gereken bir süreçtir. Bu süreçte bireyin iç dünyası bu niteliklerle donatıldığında başarısının önünde hiçbir engel yoktur... 

 

Modelin “Öğretim Programları Ortak Metni” incelendiğinde yukarıda belirtilen bu amaç ve hedefleri hemen hemen içerdiği görülmektedir… Bu bağlamda Model için emek veren ekibe teşekkür ediyoruz. Ancak milli ve yerli dokunuşlara ihtiyaç olduğu ve bunun eksikliği hemen anlaşılıyor.

 

Model yukarıda belirtilen amaç-hedefleri içerse de buram buram tercüme kokuyor. (Bir öğrenci profili oluştururken ontolojik, epistemolojik, zamansal bütünlük ve aksiyolojik olgunluğu göz önünde bulundurmak... Öğretim Programları Ortak Metin, s.7) Böyle yabancı kavramlarla milli düşünceye sahip insan profili nasıl inşa edilecek, sorusunu sormadan geçemiyorum. 

Eğitimde yerli ve milli rengi, aidiyeti veremediğinizde, doğal olarak bu durumun, küresel güçlere eleman yetiştirmenin alt yapısını oluşturmakla sonuçlanacağı açıktır. 

Bu Modelin uygulanmasından, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu takip eden yıllarda SEKA’ların kuruluşunu gerçekleştiren M.Ali KAĞITÇI, Şeker fabrikalarının kurucusu Nuri Şeker, Türkiye’de ilk özel uçak fabrikasının kurucusu Nuri DEMİRAĞ’lar gibi kahramanlar çıkar mı? 

Ben bu konuda iyimser olmak istiyorum. (Eğitimde 5N, 1K- Haftaya Cumartesi)

_____________________________

(*) 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —