Ekonomimiz son derecede zor bir dönemden geçiyor. Enflasyon ateşinin son 20 yılın en yüksek düzeyine çıktığı, hayat pahalılığının hanelerimize karabasan gibi çöktüğü, üç haneli elektrik ve doğal gaz zamlarının evlerden, dükkanlardan, sanayi tesislerine kadar yaşamın her alanında hayatımızı berbat ettiği günleri yaşıyoruz.
Ekonomideki son derece yanlış politikalar, ehliyet ve liyakatten yoksun Bakan/Bürokrat atamaları, enflasyonun çift haneli rakamlara çıkmasına, aşırı yükselen kura, enerji fiyatlarında rekor düzeyde yansımaya, temel gıda/ihtiyaç ürünlerinde fahiş fiyat artışlarına sebep olurken düştüğümüz bu durum toplumun genelini ilk kez bu kadar büyük ölçekte sarstı. Esnafından çalışanına kadar ülkenin genelinin emtia fiyatlarındaki bu yüksek artış karşısında alım gücü büyük oranda düştü.
Bakın elektrik zammı, geçen ay 210 TL elektrik faturası gelen eve bu ay 340 TL, geçen ay 6.019 TL gelen orta ölçekli iş yerine bu ay 13.329 TL, bir Lokantaya 45.786 TL fatura gelmesi son dönemlerin en büyük zammıdır ve sonuçları da hepimiz için çok ağır olacaktır. Yine doğalgaz zammı hem konutlarda, hem sanayide büyük yıkıma yol açacaktır; ayrıca sanayideki kısıntı ciddi üretim kaybı yaratacaktır. Bununla birlikte ardı arkası kesilmeyen tabiri caizse otomatiğe bağlamış halde gelen akaryakıt zamları da büyük ekonomik sıkıntılara sebep olmuştur.
Vatandaşın tüketmesi gereken en temel besin ürünleri olan sütün litresinin 10-15 TL’ye, peynirin kilosunun 60-80 TL’ye, yumurtanın kolisinin 40-50 TL’ ye, bakliyat ürünlerinden mercimeğin, fasulyenin, pirincin kilosunun 20 TL’ye, sebzenin başkenti sayılan Antalya’da, patlıcanın 30 TL’ye, domatesin 25 TL’ye, ıspanağın 15 TL’ye, biberin 30 TL’ye, pırasanın 10 TL’ye geldiği gibi vahim bir tabloyu hep birlikte yaşıyoruz, ki bu saydığımız ürünler lüks tüketim ürünleri değil…
Tüm bunların sonunda görünen o ki ekonomik yangın, mutfaktaydı evi sardı ve artık kovalarla söndürülecek boyutları aşmış durumda. Öyle ki onca TÜİK yönetim değişimlerine, enflasyon hesaplama, paket oynamalarına rağmen enflasyon TÜFE’de %48,69 ve ÜFE’de %93,53… Üstelik bu devletin resmi rakamları…
Hülasa; durmadan zam üstüne zam yapıp, “Fakir fukarayı enflasyona ezdirmeyeceğiz” söylemleri halktan uzaklaşmanın sonucudur. Doğalgaz, elektrik faturalarıyla vatandaşın sırtına bindirilen ek yükün 3 kat fazlasını yandaş müteahhitlere peşkeş çeken, halkı iyice yoksullaştıran, yolsuzluklara, yağmaya, talana bulanmış bu rantiyeci kötü yönetim, büyük bir dip dalgayı tetikliyerek raf ömrünü tamamlamıştır.
Kalın sağlıcakla