MEHMET CEYLAN

Tarih: 24.08.2021 09:58

TÜRKİYE’NİN BİR EĞİTİM SİSTEMİ VAR MI?

Facebook Twitter Linked-in

Her yıl olduğu gibi 2021 – 2022 Eğitim – öğretim yılı  yine bir çok tartışmalarıyla birlikte başlıyor. Tabi iki yıldır yapılamayan yüzyüze eğitim bu yıl yapılabilecek mi? Bu başka bir konu ama asıl olan Türkiye’nin bir eğitim sistemi var mı? Asıl sorulması gereken soru bu.

Türkiye yıllardır eğitim - öğretim konusunu bir türlü yoluna koyamadı. Hatta yıllar geçtikçe eğitim - öğretim o kadar içinden çıkılamaz hale geldi ki, daha iyi olması gerekirken, o kadar geriye gitti, o kadar zayıfladı ki akıl alır gibi değil.

Adı milli eğitim olmasına rağmen Türkiye’nin hala milli olamamış, milli bir sisteme oturtulamamış bir eğitim sistemi var.

Son yirmi yılında bile Türkiye’nin bakanı en çok değiştirilen bakanlık, Milli Eğitim Bakanıdır.

Eğer ciddi bir sisteminiz yoksa, eğitim - öğretim güzel yapılı okullar açmakla, ücretsiz defter - kitap dağıtmakla, çocuklar yıllarca okula gitmekle de eğitim – öğretiminiz düzgün olamaz.

1997 yılına kadar 5 yıl olan zorunlu eğitim, 1997-1998 yılında 4+4, 8 yıl oldu, 2012-2013 eğitim yılından sonra da zorunlu eğitim 4+4+4, 12 yıla çıkarıldı.

Peki ne değişti, gerçekten faydası oldu mu? Diye bir sorup sorgulayalım…

1970 yılların da bir dağ köyünde iki sınıflı, iki öğretmenli, odun sobalı, kışın yağan karı öğretmen ve öğrencilerin temizlediği, çamurlu yollarda yüründüğü, çamur harmanlarda oynandığı, yırtık lastik ayakkabısını iplikle dikip giydiği, pantolonların yamalı olduğu, kara önlüklerin giyildiği, hiçbir teknolojinin olmadığı kısıtlı imkanlarla okunduğu, tek defterin birkaç derste kullanıldığı bir dönemde beş yıllık ilkokul okuyanların seviyesi bu günkü 4+4 yani 8 yıl okuyanlardan daha iyiydi. Beş yıllık ilkokul + Ortaokul okuyanların seviyesi ise 4+4+4 yani 12 yıl okuyanlardan daha iyiydi.

O yılların 5 yıllık ilkokulunun 1-2 sınıfların seviyesi bu günün ilk 4 yılın, 3-4-5 yılların seviyesi ise  ikinci 4 yılın seviyesinde görünüyor. Çünkü o yıllarda eğitim hem de öğretim yapılıyordu.

O cahil köylü denilen aileyle başlayan eğitim - öğretimi, o günün fedakar öğretmenleriyle devam ediyor, çocuklar eğitim - öğretimle hayatı yaşıyordu. Teorikte gördüğünü pratikte bizzat öğretmenlerin desteğiyle uygular ve öğreniyordu. Okuldan çıktığı zaman en azından teorikte öğrendiğini, pratikte uyguladığı için bir şeyleri öğrenmiş olur ve biliyordu. El işi diye bir ders vardı çocukların kabiliyetleri ölçülürdü.  

Düşünün ki, yıl 1970 – 1971 eğitim yılı ilkokul 4. Sınıf öğrencileri “Arabanın önemi mi büyük, Yolun önemi mi büyük” münazarasında yarış yapıyorlar ve yine  1971 – 1972 eğitim yılı 5. Sınıf öğrencileri “Kadının önemi mi büyük, erkeğin önemi mi” münazarasında insan varlığını  tanıyorlardı bir dağ köyü ilkokulunda.

Hele bir düşünelim teknolojinin bu kadar hayatımıza girdiği, imkanların çok geniş olduğu bir dönemde 4. Veya 5. Sınıf öğrenciler bu münazaraları yapabiliyor mu?

Özellikle zorunlu eğitim yılı uzadıkça bazı okul dışı eğitimler veya öğretimler de aksadı. Mesela bizim bir çıraklık eğitimimiz vardı, ustaların elinde pişer, altın bileziğini koluna takardı. Zorunlu okul bunu yok etti. 

NASIL BİR SİSTEM OLMALI

4+4+4 sistemi olur mu, olur.

Peki sistem bu mu olmalı?

Hayır...

Gelin çok basit bir sistem koyalım…

Birinci 4’de Temel eğitim; Çocuk temel eğitimi alsın. Okumayı yazmayı öğrensin, hayat bilgisini öğrensin, yabancı dile başlasın, basit tarih bilgisini öğrensin.

İkinci 4’de Temel eğitimle birlikte yönlendirme eğitimi; Okumasını yazmasını geliştirsin, hayat bilgisini geliştirsin, Yabancı dilini geliştirsin, sosyal bilgileri öğrensin, tarih bilgisini öğrensin, yapılan gözlemler sonrası meslek seçimine yöneltilsin, üçüncü 4’e geçmeden hangi mesleğe uygun olduğu ortaya çıksın.

Üçüncü 4’de mesleki eğitim; Temel eğitimle birlikte artık mesleki çıraklığa başlasın. Üçüncü 4’ü okurken her çocuk mesleğini seçmiş olsun. Üçüncü 4’ü bitirdiği zaman okul ile birlikte meslek sahibi olsun, üniversiteye mesleğine uygun okuluna gitsin. Tabi Üniversite imtihanları da kalksın, üçüncü 4’ü bitiren ne meslekte çıraklık yapmış ise o üniversiteye direk gitsin.

Böylece hem temel eğitim, hem de mesleki eğitim birlikte yapıldığı için bu gün en çok lazım olan, işsizliğin parçası ara eleman dediğimiz kalifiye elamanda oluşmuş olur.

Tabi eğitimin olmazsa olmazı Din eğitimi mutlaka yapılmalı. Dinimiz İslam’ın aslı öğretilmeli, bilgi ve akıl dini olduğu, ahlak dini olduğu mutlaka işlenmeli.  Bu konuda diyanet – milli eğitim işbirliği yapmalı, birlikte eğitim projesi yapılmalı.

Aslında AHİ’lik teşkilatının eğitim sistemini güncelleyip sistem haline getirseniz iş kökünden çözülür.

AİLELER KARİYER SATIN ALIYOR..

Tabi bu arada çocukların eğitim – öğretiminde ailelerinde büyük bir sorumluluğu var. Çok da büyük hatalar yapılıyor.

Çocuğunun kariyerini daha çocuk yaşta satın alıyor. Acaba çocuk nasıl bir yol yürüyecek, nasıl bir meslekte başarılı olacak demiyorlar.

Özellikle daha rahat meslekler ve illa devlet kapısı hedefi koyarak, aman çocuğum zorluk çekmesin, aman kıyamam duygularıyla bütün kapıları kapatıyorlar.

Siz çocuğunuzun doktor olmasını istiyorsunuz ama belki çocuğunuz iyi bir marangoz olacak daha başarılı olacak, daha mutlu olacak. 

Çocuğunuz belki bir marangoz, belki bir oto tamircisi, belki bir makine mühendisi olacak, belki toprakta huzur bulacak, koyun sürüsünün arkasından gitmek isteyecek.

Çocuğunuz sabit gelirli belki garanti ama masa başı devlet dairesi yerine, özel işletmesinde başarılı olacak ve mutlu olacak.

Aileler henüz seçme becerileri olmayan, kendine gelmeyen minik beyinlerini esir almamaları daha doğru olur.

Aileler çocuklarına küçük yaştan itibaren aile eğitimini vermeleri gerekir. Toplum değerleri ve hayatın zorluklarına karşı sorumluluk duygusunu yüklemelidirler. 18 Yaşına gelmiş bir erkek veya kız çocuğuna aman o daha çocuk ezilmesin veya ne anlar duygusuyla yaklaşım en kötü eğitimdir, en kötü bakış açısıdır.

8 Yaşında dağda kuzu otlatan çocuğun sorumluluk alması sanırım hiç sorumluluk yüklenmeden kolej eğitimi alandan daha değerlidir.

2021 – 2022 Eğitim – Öğretim Yılı hayırlı olsun.       


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —