“Türk Siyaseti Yeniden Şekilleniyor” yazı dizimizin ilk 6. Yazımızda yeni yapılanmanın partiler ve bağlı kişiler ayağı üzerinde durmuştuk. Şimdi de 7. yazımızda cumhurbaşkanlığı için kişiler üzerinde duralım, sermaye çevrelerine bakalım ve 8. Yazımızda da sonuca bağlayalım.

2020 öncesi Türk siyasetinin yapılanmasında sadece partiler ve genel başkanları vardı. Yeni sistemde tabi güçlü bir parti aynı zamanda cumhurbaşkanı adayı da öne çıkarılmalı.

Parlamento ve cumhurbaşkanı ayrı ayrı seçiliyor.

HIZLI YÜKSELENLER

2020 Yılları için yeni siyasi yapıda yer alacak partileri vermiştik, yeni dönemin en dikkat çeken isimleri Ekrem İmamoğlu, Süleyman Soylu, ikisinin de ortak özelliği var. Geldikleri siyasi ortamda yani kurumda çok hızlı yükselmeleri, tabi birde bukalemun Doğu Perincek var.

Ekrem İmamoğlu; Üniversiteyi, KKTC’de önce Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünü kazanarak kayıt yaptırmasına rağmen birkaç gün sonra kaydını Girne Amerikan Üniversitesi İletişim Fakültesi İşletme bölümüne aldırıyor. 

Muhafazakar bir aileden gelen Babası ile birlikte Anavatan Partisinde siyasi Hayatına başlamasına rağmen 2000’li yıllarda CHP ile flört etmeye başlıyor, 2004 yılında yerel seçimlerde adaylık teklifini kabul etmiyor, 2009 yılında aday adayı oluyor kabul edilmiyor. Bundan sonra hızla yükselen bir Ekrem İmamoğlu var. 2009 Beylikdüzü İlçe Başkanı, 2014 Beylikdüzü Belediye Başkanı ve 2019 İBB gibi bir metropole belediye başkanı ve adı cumhurbaşkanı adayı olarak anılıyor her olayla köpürtülüyor.

Süleyman Soylu; DYP Gaziosmanpaşa ilçe Başkanı sonra il Başkanı sonra DP Genel Başkanı. AK Parti iktidarına ve Genel Başkan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a en fütursuzca eleştiri. Sonra AK Parti saflarına geçiyor, hemen  genel başkan yardımcısı, İçişleri bakanı son zamanlarda en fazla köpürtülen isimlerden.

BUKALEMUN GİBİ

Doğu Perinçek; bukalemun gibidir. Kırk dalda oynar her tarafta yer alır. Planlama da bazı insanlara görev açık verilirken bazılarına da gizli verilir. Doğru Perinçek’te bakarsınız PKK kamplarında Terörist başıyla birlikte teröristlere çiçek verir bakarsınız en koyu milliyetçi olur devletin yanında yer alır. Doğu Perincek Marksist, maocu, ataist görünmesine rağmen yabancı istihbaratlarında uç elemanı olarak yerini alır. 15 Temmuz sonrası ortaya çıkan listeyi hazırladıklarını itiraf etmiş rotanın kendilerinde olduğunu da söylemişti. 2020 yapılanmasında da yerini almış görünüyor.

Her dönemde Türk siyaseti yapılandırılırken Okyanus ötesinin dalgaları arasında gelip büyük fotoğrafı dolduranlar vardır. Örneğin 1950’ler Adnan Menderes, 1960’lar Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit, 1980’ler Turgut Özal, 2000’ler Recep Tayyip Erdoğan işte 2020’ler fotoğrafının da büyük fotoğrafı Partilerde Ali Babacan, kişilerde Ekrem İmamoğlu ve Süleyman Soylu.

PLAN KOÇ’TA MEDYA DEMİRÖREN’DE

Türk Siyasetinin yapılaşma dönemlerinde beynelmilel sermaye çevreleri de boş durmuyor. 2019 Yerel seçimlerine hızlı gelen Ekrem İmamoğlu için kimin projesi diye sormuştuk. Ama daha 23 Haziran seçimleri yapılmadan İBB genel sekreterliğinde KOÇ grubunun 2 numarasının adı geçince “Ekrem İmamoğlu’nu da Okyanus ötesi dalgaları getirmiş” diye yazmıştım.

Burada KOÇ grubuna özel bir paragraf açacak olursak her zaman Türkiye’de beynelmilel sermayenin en büyük ayağıdır. Türk ekonomisine de Türk siyasetine de hükmeder, uyarlar, ayarlar, planlar dizayn edilmesine yardımcı olur. Emperyalist güçlerin sermaye ayaklarından birisidir.

Gene her dönemde yeni planlama yapılırken yeni sermaye çevreleri oluşur. Özellikle bu yeni oluşan  sermaye medya ayağını hapseder. 1990’lı yıllarda Simavi kardeşlerin elinde olan medya bir anda Aydın Doğan eline geçmesi gibi.

Demirören Grubu; Şimdide görüyoruz ki, şimdiye kadar hiç medya işiyle uğraşmayan Demirören grubu neredeyse medyanın büyük bir bölümüne sahip oldu.

Tabi ki, başka sermaye unsurları da içinde ama ön plana çıkan KOÇ ve  DEMİRÖREN grupları.

DEREYİ BULANDIRDI

Tabi bu projede birden bire ortaya çıkan ve dereyi bulandıran bir Sedat Peker var.

Öncelikle burada bir paragraf açalım.

Hiç kimse, bu siyasi lider olabilir, STK lideri olabilir, Gazeteci olabilir, İşadamı olabilir, Mahya lideri olabilir herkesin yaptığı iş kendisine varsa suçu yargı var gereğini yapar. Fakat ülkenin cumhurbaşkanına, bakanına, belediye başkanına, milletvekiline, gazetecisine sanatçısına meşru zeminde eleştiri hakkını elbette kullanır ama öyle uygunsuz söylemlerde bulunamaz. Türkiye Cumhuriyeti İçişleri bakanına kalkıp “Süslü sülo, gazetecisine satılık veya kiralıklar, bakanlarına başka şeyler” demesi öncelikle ahlaki ve etik bir söz değildir. Kimsede bu sözler üzerinden pirim yapma yarışına girmemelidir. Hatta topyekûn karşı çıkılmalıdır.

Tabi burada şunun da altını çizmek lazım bu cesareti, bu bilgileri nasıl alıyor? Devlet ciddiyeti içinde yönetilseydi, mafya lideri zamanında “Anamuhalefet partisi liderine kazığa oturturum” dediği zaman akademisyenler için  “Kan küvetinde banyo yaptırırım” dediği zaman bizden mantığıyla değil de, gereği yapılsaydı bu gün dereyi bulandıramazdı.

Sedat Peker yanlış şeyler söylemiyor. Devlet içine nasıl çöreklendiğinin, nasıl laçkalaştığının, nasıl bir hal aldığının etik olmasa da fotoğrafını ortaya koyuyor. İçiçe girmiş, devlet yöneticileri, gazeteciler, iş insanları ve mafya düzeneği ülkenin geleceğine karanlık bir sayfa açıyor. Bir zamanlar Susurluk, şimdi Bodrum yarın başka bir yöre başka bir mekan. Yeniden yapılaşma dönemleri öncesi oluşan entrikalar.

Sedat Peker bunca olayları yolsuzlukları ortaya dökerek  başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu kötülüyor görünüyor, görünen fotoğraf öyle. Diğer tarafta da bir bakıyorsunuz “Süleyman Soylu’yu yedirtmeyiz” kampanyaları.

Burada Sedat Peker bir ters vuruş yaptığı kanaatindeyim. Aslında “Süslü Sülo v.b” Süleyman Soylu’nun üstüne giderken bir taraftan da Süleyman Soylu’yu köpürtüyor.

Bir ufuk açmak isterim, 23 Haziran 2019 iptal edilen İBB seçimlerine giderken Süleyman Soylu’nun Ekrem İmamoğlu aleyhine Pontos söylemleriyle, ters vuruş yaparak Ekrem İmamoğlu lehine döndüğü gibi. 13 Bin Oyun 850 Bine çıktığı gibi.

Bundan sonraki 8. Ve son yazımızda sonuç ve nasıl yapılmalı neler yapılmalı ortaya koymaya çalışacağız.