ABD Başkanı Trump göreve başladıktan sonra, İsrail Başbakanı Netanyahu ile 8 Nisan 2025 tarihinde ikinci defa görüştü... Orta-Doğudaki gelişmeleri yakınen takip edenlerin, bu ikilinin gündeminin İsrail’in Filistin-Gazze’yi insansızlaştarma ve Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP) Suriye versiyonunun uygulama süreci olduğundan şüphesi yok...
Trump'ın ilk başkanlığı döneminde Filistin davasını tarihe gömecek şekilde, Damadı ve aynı zamanda Danışmanı olan J. Kushner’in gündeme getirdiği ve her yönüyle İsrail’in lehine olan Barış Planı (Resmi adıyla "Yüzyılın Anlaşması") büyük bir tartışma konusu olmuştu.
Bu plan, İsrail’in başkentinin Kudüs olarak tanınmasını, 1967 yılında işgal edilen Golan Tepelerinin İsrail Toprağı olarak kabulünü, yine işgal edilmiş Filistin topraklarında İsrail’in yeni yerleşim yerlerinin kabulünü vb. Filistinlilerin aleyhine maddeleri içeriyordu.
Plan, o dönemde özellikle Filistinliler tarafından reddedilmiş ve bölgedeki barış sürecinin geleceği açısından ciddi bir etki yaratmıştı.
1. 7 EKİM 2023 AKSA TUFANI VE BOP
HAMAS’ın 7 Ekim 2023 tarihindeki “Aksa Tufanı” saldırısı ile Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’nin Filistin özelinde uygulama süreci başlatılmıştır. Bu süreçte İsrail’in başta Gazze olmak üzere Lübnan ve Suriye’de akıl almaz bir soykırım harekatına giriştiği ve büyük bir trajediye dönüşen insanlık zulmünün 3. yılındayız...
Konu ile ilgili kaleme aldığımız ve 24/11/2023 tarihinde aşağıdaki adreste https://uyanisdergisi.com.tr/gazze-gerceginin-ve-bopun-dusundurdukleri/
yayımlanan “Gazze Gerçeği ve BOP’un Düşündürdükleri” başlıklı yazımızda İsrail-Filistin çatışması ile “Orta-Doğu Nereye Evriliyor?” sorusunu sormuştuk…
7 Ekim’den bu yana Gazze konusunda bugün geldiğimiz noktada İsrail’in;
O masum çocukların, kadınların ve yaşlıların gözlerindeki çaresizliği görmeye hangi yürek, hangi vicdan sahibi insan dayanır?
Son günlerde İsrail uçaklarından Gazze Şeridinde “Gazze’yi ya terk et ya öl!” başlıklı el ilanları atılıyor. Kuşatma altında tutulan Gazze halkı üzerine bu aşağılayıcı ve tehdit içeren Arapça bildirileri atan İsrail, Tramp’ın Gazze için ortaya attığı “Ortadoğunun Riviera”sı (Tatil kenti) planından cesaret alıyor olmalı...
Ortada bu tablo varken, cani ruhlu Netenyahu ve ABD Başkanı Tramp’ın görüşmelerinin ardından gülücüklerle medyaya poz verebiliyor olmaları insanlık adına utanç vericidir…
Gelelim bu ikili görüşmenin ardıdan ABD Başkanı Tramp’ın Türkiye’yi ve Cumhurbaşkanı Sayın R.T. Erdoğan’ı öven cümlelerine…
2. AKLA GELEN SORULAR
Soru 1- Tramp-Netenyahu Görüşmesinin Gündeminde Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanımızın İsminin Geçmesinin Anlamı Nedir?
Kuvvetle muhtemel hususları şu şekilde sıralamak mümkündür.
Netanyahu, Trump'la yaptığı görüşmede özellikle Türkiye'nin Suriye'deki askeri varlığından duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş olmalı. Bu, aslında uzun süredir İsrail’in güvenlik perspektifinden yakından izlediği bir konu. İsrail, Türkiye’nin Suriye’deki operasyonlarını ve bölgedeki etkisini, bu etkinin İsrail’in bölgesel manevra alanını daraltmasından endişe ediyor olmalı.
Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde özellikle Tel Rıfat, Membiç ve Afrin hattında artan etkisi İsrail’i tedirgin ediyor olmalı.
İsrail, Türkiye’nin Suriye’de kalıcılaşmasından korkuyor, çünkü bu durum hem Rusya’yla hem de İran’la olan bölgesel dengeyi etkiliyor.
Ayrıca İsrail, Türkiye’nin Gazze ve Hamas üzerindeki etkisini de "dolaylı bir tehdit" olarak değerlendiriyor olmalı.
Trump ve Netanyahu’nun görüşmelerinde Erdoğan’ı gündeme getirmeleri, Türkiye’nin Orta Doğu'daki stratejik önemini ve bölgesel güç dinamiklerindeki etkisini gösteriyor.
Özellikle Suriye ve Irak gibi bölge ülkelerindeki krizlerde, Türkiye'nin dış güvenlik hassasiyetinden dolayı askeri ve diplomatik tutumu, ABD ve İsrail’in bölgedeki çıkarlarını doğrudan etkiliyor olması...
Bu bağlamda Türkiye'nin gönül coğrafyası olan bölgedeki gelişmelere duyarlılığı ve Ortadoğu'daki pek çok meselede kilit rol oynaması...
Diğer taraftan, Tramp’ın Gazze’yi boşaltma ve bir tatil kenti (Riviera) inşaa etme önerisini “cesur bir öneri” diyerek havada kapan Netenyahu, bunu gerçekleştirmede Türk kamuoyunun ve Erdoğan’ın ikna edilmesi talebini gündeme getirmiş olma ihtimali...
Son günlerde bazı gazetelerin köşe yazarlarının Gazze için “Tehcir” değil de “Hicret” kavramını kullanmaları da oldukça manidardır... Bu bağlamda her ne kadar Dışişleri Bakanı Sayın Fidan’ın Gazze’nin boşaltılmasına (insansızlaştırma) karşı çıkmasına rağmen, Gazze’nin boşaltılarak Filistinlilerin Suriye’nin kuzeyindeki çadır kentlere veya komşu ülkelere (muhtemelen Mısır, Ürdün, Türkiye) yerleştirilmesinin gündeme gelmesi düşündürücüdür...
(Tramp, Sayın Erdoğan’a Niçin Övgüler Dizdi- Haftaya)
İstanbul
13.04.2025