MEHMET CEYLAN

Tarih: 03.05.2020 23:48

TOPLUM MÜHENDİSLERİ İŞBAŞINDA , SAHNE KAOS OYUN DARBE

Facebook Twitter Linked-in

Millet iradesini yok sayıp, hizmette ilmi ve rahmani siyasetten sapanlar, siyasi ikballeri icin millet iradesi dışında iradeleri kabullenirler, bir taraftan demokrasiyi savunurken sıkıştıkları yerde gayri meşru siyaseti kalkan olarak kullanıp mübah sayarlar, sonrada  50'li yıllardan bu tarafa her 10 yılda çare olarak sarıldıkları  ip oluyor darbe...
Kalemlerini doğru veya yanlışın kimden geldiğine bakmadan kullanmak yerine zoraki savunmak yada kötülemek için kullananlar, bilgi ve birikimlerini ilim felsefesi yerine koyarak insana hizmet yerine birilerinden veya bir yerlerden beslenmeyi ilke edinenlerinde işi siyasi spekülasyon yapmak oluyor... 
Kendisini  sağ görüşlü, sol görüşlü, liberal hatta muhafazakar gibi gösteren, gerçekten yerli ve milli olmayan siyasetçi ve yazar görünümlü toplum mühendisleri, her dönemde kendilerine vazife çıkarıp toplumun önüne kaos ve darbe fotoğrafları ortaya koyarlar. 
İşte bu dönemde dünyayayı esareti altına alan virüsle uğraştığımız bu dönemde bir süredir bir yerlere selam gönderenler var. Kendilerini farklı gösteren bu kesimler  aslında fikir ayrılıklarını toplum önünde gösterirler. yoksa öyle bir fikir ayrılıkları yoktur. Perde arkasında kadeh kaldıracak kadar birbirlerine yakındır. Bu kesimler kendi iradeleriyle değil, zincirini tutanların uzaktan kumanda yönlendirenlerilme  iradesiyle hareket ederler. Menfaat ötesinde idaalleleri yoktur bunların... 
Kendilerini farklı görüşlerde  gösterseler de kaynak aynı yer olduğu için danışıklı döğüş görüntüsüyle birbirilerinin destekçileridir. Tarih buna şahittir. Dönem dönem kriz çıkarmak için ellerinden geleni yaparlar. Çünkü kriz çıkmadan yeni dönem başlaması mümkün değildir. Sebep ve sonuç formatı uygulanır. Toplum mühendisliğine soyunurlar, destekçilerinin yardımıyla başarılı da olurlar. Özellikle toplumsal kaos çıkarılır, krizlerle yönetimlerin eli zayıflar ve daha güçlü bir yönetim için zemin hazırlanır. Aslında baktığımız zaman o anki eli zayıflatılan yönetim de aynı şekilde gelmiştir ki, dolayısıyla bunun farkına bile varmazlar.
Bazı örnekler verecek olursak. Çok güçlü gelen Adnan Menderes bir gün geldi eli ayağı kesildi, kriz kaos derken bir gece ansızın başka bir güç karşımıza çıktı. Altmışlı yılların ikinci yarısı ve yetmişli yıllar  da başka bir tiyatro oynandı. Doksanlı yıllar ve iki binli yılların başına kadar şekilli tiyatrolar ortaya konuldu. Ama sonuç hep aynı hiç farkı yok sadece renkleri ve fotoğrafları değişti. Kaos, kriz ve sonunda büyük fotoğrafa birileri girdi. Güç elde etti ama millet o güçten hep yenik düştü zarar gördü. Hatta öyle perdeler çekildi ki, vatandaş o perdenin güzelliğine kapıldı  arkasındaki kötü olan şeyleri hiç göremedi. 
Yetmişli yıllarda kardeş kardeşe düşman edilirken, kominist-milliyetçi, vatan millet-sakarya söylemleriyle perdelendi, ülke üzerinde oynanan oyunları kimse göremedi. Göstermek isteyen gerçekte samimi fikir grupları ve inananlar bir şekilde engellendi. Seksenli yıllarda Anavatan Partili Özal rüzgarı esti. Halkın içinden göründü, Türkiye'yi dünyaya açan adam oldu, ithalat kapılarını sonuna kadar açtı, yerli üretimin kökünü kuruttu,  Türk ekonomisinin canına okuyan adam oldu ama o gösterişli perdenin arkasını kimse göremedi. Görenlerin göstermek istedikleri millete duyurulmadı.
İkibinli yıllara girerken toplum mühendisleri organizasyonlarını gene yaptı. 28 Şubat kaosuyla uğraşırken 2001 krizi ortalığı kavurdu. Kaos, kriz üstüne sistematik bir düzenekle çok güçlü ve uzun süreli ayakta kalan bir yönetimle tanıştı ülke. Kulvarında tek bırakılan Erdoğan'lı AK Parti  her seçimden %5o'ye yakın oy aldı. Erdoğan hükümeti gösterişli yapıların cazibesi yüksek rakamlarla oluşturulan perdeyle tolumun gözü iyi kapatıldı.  Toplumsal değerlerin ve toplumsal ahlakın kaybolmasını, şehir merkezlerinin yok edilmesini,  BOP projelerine destek verilmesini, üretime dayalı ekonominin kaybolmasını, toplumun biz ve onlar diye kutuplaşmasını iyi kapattı. 
AK Parti iktidarının 10. yılına doğru toplum mühendisleri yine iş başındaydı. Bu sefer toplum mühendisinin adı FETÖ oldu. İlk hareket CHP'de sonra MHP'de sonrada hükümet hedef alındı. Siyasi figürler için yabancı değildi bu mühendislik. Ülke üzerinde kaoslar yer yer toplum önüne konuldu. Gezi,, 17-25  ve en acı olanı 15 Temmuz hain kalkışma oldu. 15 Temmuz hain kalkışma devlete bir saldıydı. Yönetim amaçlı bir darbe değildi. Amaç devlete saldırıp kan dökmekti. Milletin dik ve metanetli duruşu saldırıyı önledi. Ama aslında mühendisler amacına ulaşmıştı. Ülkede kutuplaşmanın önü tam olarak açılmış oldu. Ülkenin yeni yönetim sisteminde kutuplaşma tamda yerine oturdu. 
Elbette bu yapılanları organize eden bir güç var. Dünyayı yönetmeye talip olan Siyonizmin büyük taşaronu okyanus ötesi ele geçirdiği kollarıyla organizasyonları gerçekleştiriyorlar. Bu büyük organizatör ayrı bir konu olarak ayrıca incelenmemiz gerekir. Bu büyük organizatörün kolları son günlerde gene darbe çığırtkanlığı yapmaya başladı. Gene bu çığırtkanlar toplum mühendisliğine soyundu. Sahne kaos oyun darbe...

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —