Geçtiğimiz yıl, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na (TİHEK) bir şikayet dilekçesi vermiştim… Dilekçemde istisnasız bütün bankalarda uygulanan “Sermayeden kaynaklı kişilere hizmette öncelik tanınmasını” şikayet konusu yapmıştım.(*)
Siz …Banka Şubesindeki işinizi yaptırmak için önceden geliyor ve numaratörden numaranızı alıp sıranızı bekliyorsunuz… Sizden sonra gelip sıra numarası alanların numaraları önce yanıyor, işlerini yaptırıyor ve siz bekliyorsunuz…
Onu da kılıfına uydurmuşlar. Farklı ondalık ve yüzdelik (1,2,3…; 101,102…; 201,202… vb.) rakamlar kullanıyorlar…
Bu konuyu “TİHEK”e şikayet ettim… Burada insan olarak eşitlikçi bir yaklaşım yok, tam tersi paranın, mevkiin/statünün insana tercih edilmesi sözkonusu. Parası olanın, banka kartı olanın, olmayanlara tercih edilerek öne geçirildiği ve hakkının kurum tarafından çiğnediğini ileri sürerek şikayetimi bildirmiştim…
Bildirdim de ne oldu… TİHEK’in isminde ve kuruluş kanununda göstermelik büyük büyük laflar etmişler ancak kendileri de inanmıyorlar insanların (Zengin-Fakir) onur bakımından bir birine eşit olduklarına…
TİHEK’in 11 kişiden oluşan bir Kurulu var… Bizim şikayet konusu Kurul’a gelmeden önce ilgili Bankanın savunması istenmiş… İlgili Banka savunmasında; Bankalar Birliğince hazırlanan “Bankacılık Etik İlkeleri”nin ilgili maddesinde:
“… Tüm müşterilerine aynı kalitede ve aynı düzeyde hizmet sunarlar. Bununla beraber hedef pazarın belirlenerek, organizasyon yapının ve ürün yelpazesinin hedef kitleye göre farklılaştırılması ya da ayrı risk grubundaki müşterilere farklı yaklaşımlarda bulunması, müşteriler arasında ayırım yapıldığı… şeklinde yorumlanamaz.” düzenlemesine dayandırmış uygulamasını.
Yani “Minareyi çalan kılıfını hazırlamış…”
TİHEK bunu yazdıktan sonra Anayasa’nın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10. Maddesinin 5. Fıkrasının; “… Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” ifadesine yer vermiş ve bu anayasa hükmüne rağmen Kurulca, bankanın yukarıda belirtilen savunması dikkate alınarak 2’ye karşı 9 oyla banka haklı bulunmuş…
Bankayı haklı bulan 9 üye (alt fıkralarını saymıyorum) tam 30 madde gerekçe yazmışlar… Buna karşılık “Karşı iki oyun gerekçesi ise 10 maddeden oluşmaktadır.
Karşı iki oyun gerekçelerinin 3. ve 9. Maddeleri her şeyi açıklar niteliktedir.
Burada; “… Bankaların hizmet almak için şube kapısından içeriye giren tüm müşterilerine, banka müşterisi olsun veya olmasın, aynı kalitede ve aynı düzeyde hizmet sunmadığına dair şikayetlerin bulunduğu, bu şikayetlerin ise kamuoyu nezdinde güçlü bir hal aldığı bilinmektedir.” denilmiştir.
9. Maddede ise; “… kişilere tüketim kalıpları üzerinden “insana” değer biçilmesi, insanlık onuru ile bağdaşmaz bir durumdur. Bunun yanında maddi durum/finansal gücü daha iyi olduğu düşünülen kişilere tanınan işlem sırası önceliği, bu kişilerin zamanının daha kıymetli olup olmadığına dair bir sorgulamayı beraberinde getirmeli ve insan hakları ile değerler ontolojisi üzerine kapsamlı bir şekilde düşünmeyi zorunlu kılmaktadır.” denilmiştir.
Ortada Anayasa’nın yukarıda belirtilen 10. Maddesinin 5. fıkrasında “…idare makamları bütün işlemlerinde…” diye vazedilmiş Anayasal bir düzenleme varken, arkadan veya yandan dolanmaya gerek yok… Bankaların yaptığı çok açık bir ihlaldir… Bunun için hukukçu olmaya da gerek yok… Türkçe okur/yazar herkes anlar buradan “insan onurunun” korunmasının kastedildiğini…
Anayasa’nın bu hükmüne rağmen ortada eğer Bankalar Birliğinin ya da Bankanın bir alt düzenleme ile müşterilerine, parasının çokluğundan ya da şirketinden veya statüsünden dolayı ayrıcalıklı konumda hizmet veriyorsa bu durum her şekilde eşitlik ilkesi ile çelişir…
Bu da doğal olarak fakir insanlar için onur kırıcı bir durumdur, bir davranıştır.
Fakir olsun zengin olsun, her yerde ve her zaman; insanın onurunun korunması esastır ve parayla-pulla ayrıca bir değer atfedilemez.
Zengin ile fakir arasında gerçek anlamda bir "onur farkı" yoktur. İnsan onuru evrenseldir ve her bireye bu manada saygı gösterilmesi gerekir. Dışsal faktörler, kişinin içsel saygısını, haysiyetini ve varoluş kutsallığının değerini değiştirmez…
Onun için Bankaların müşterilerine her ne ad altında olursa olsun insan onurunu zedeleyen, ayrıcalıklı hizmet vermesi kabul edilemez. Bu insan haklarına ve TİHEK’in kuruluş kanunundaki “İnsan onurunu temel alarak insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması…” amaç maddesi ile çelişen bir durumdur.
TİHEK’in toplum nezdindeki saygınlığı, ismine ve kuruluş kanununa uygun karar vermesi ile korunur.
(*)https://bayrampasagundem.com/kose-yazilari/turkiye_insan_haklari_ve_esitlik_kurumu-882.html
İstanbul
09.03.2025