Coğrafyamızın kaderi herhalde, etnik ve dini farklılık temelli motivasyonla insanların bir birlerini boğazlama hastalığı… Bu topraklarda bir şeriat devleti olan İsrail’in motivasyon kaynağı muharref Tevrat kökenli metinlerdir. Zira bu konuda İsrail Hükümetleri ideolojik olarak Siyonizm ideallerini gerçekleştirmek üzere stratejilerini belirlemekte ve dini inanışlarını çıkardıkları kanunlarına da yansıtmaktadırlar.
Bakınız, 19 Temmuz 2018 tarihinde İsrail Parlamentosu’nda kabul edilen “Yahudi Ulus Devleti Yasası” hakkında konuşan Başbakan B. Netanyahu hukuk devleti değil, Siyonizm idealinin peşinde giden, şeriat devleti olduklarını açık seçik ortaya koymuştur. "Bu İsrail için bir dönüm noktası. Çok yaşa İsrail Devleti... Bu yasa ile Herzl’in(2) 122 yıl önce ortaya koyduğu prensipler çerçevesinde varoluşumuzun esaslarını tamamladık. İsrail, Yahudi halkının ulus devletidir ve Ortadoğu'da sadece İsrail vatandaşlarının haklarına saygılıdır.” ifadesi çok şey anlatıyor.
Bu Yasa ile;
Ben hukukçu değilim, ancak bu yasa bile Netenyahu ve ekibinin Gazze’de, Batı Şeria’da Filistinlilere karşı işlemiş oldukları soykırım suçları konusunda Uluslararası Mahkemelerde açılan davalarda delil olarak kullanılabilir diye düşünüyorum…
Diğer taraftan İsrail, Siyonizm hezeyanı (Arz-ı Mevud) uğruna, bütün dünyanın gözünün içine baka baka işlediği insanlık suçlarında başta ABD olmak üzere İngiltere, Fransa ve Rusya’yı istediği gibi kullanıyor.
Bu bağlamda, 1980’li yıllarda hazırlanan Oded YİNON planının uygulama projesi olan BOP gereği, Filistin’e destek veren IRAK’ı kimyasal silah var diyerek BM kararını arkasına alarak ABD işgal etti… Ardından o zaman Fransa’nın başında bulunan ve bir Yahudi olan Sarkozi, Fransız uçakları ile NATO’yu da arkasına alarak Filistin’e destek olan Libya’ya saldırdı ve Kaddafi’yi ortadan kaldırdı.
ABD ile Rusya anlaştı ve ardından İngiltere MI6 gizli servisi aklı ile Türkiye de kullanılarak ABD-İsrail destekli örgütlerle Suriye çökertildi.
Esat Suriye’nin Merkez Bankasını boşaltıp Rusya’ya götürdü. İsrail, Gazze’yi ve Batı Şeria’yı yuttu ve bir askerinin bile burnu kanamadan Suriye’nin savunma gücünü yok etti. Ardından Şam’a 25 km. mesafeye kadar geldi, suyun memba olan Golan Tepelerinin tamamını topraklarına katmış oldu.
Bundan sonra Suriye’de karakol görevini yürütmek üzere gaz verilerek (Tramp’ın övgüsü) Türkiye’yi devreye sokmak istiyorlar… Türkiye akıllı davranmalı ve İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği vb. oluşumları arkasına alarak Suriye’ye yardıma gitmelidir. Özellikle Anayasa hazırlığı ve kurumsallaşma boyutlarında gerekli destek ve verilmelidir.
Bununla birlikte Sovyetler Birliğinin Afganistan’a sokularak dağıtılmasını, Irak’ın önce İran’a ardından Kuveyt’e sokularak yıpratılıp daha sonra da ABD tarafından işgal edilmesini de unutmamalıdır… Demem o ki Türkiye’nin yakın tarihte yaşanan bu gerçeklerden gerekli dersleri çıkartması gerekir…
Suriye’de ne amaçla ve kim tarafından desteklendiği açık olmayan silahlı örgütlerin, beslendiği kaynaklara göre yön değiştirebileceği akıldan çıkarılmamalıdır. Yani başta YPG-PYD olmak üzere bu örgütlerin her an Türkiye’ye karşı kullanılabileceği düşünülmeli ve ona göre gerekli tedbir alınmalıdır.
Burası Orta-Doğu ve at izi it izine karışır her an vesselam….
Kaynak:
(1)1897 yılında 1. Dünya Siyonist Kongresini toplayan Avusturya’lı gazeteci Theodor HERZL
(2)https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israilde-yahudi-ulus-devlet-yasasi-kabul-edildi/1208156
İstanbul
22.12.2024