Geçen hafta bu köşede; Sayın Bahçeli’nin 22 Ekim 2024’te PKK’nın elebaşısı, bebek katili Abdullah Öcalan’a, PKK örgütünü lağvetmesi koşuluyla, "Umut hakkı için başvurması ve TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı’nda konuşması” için yaptığı çağrı üzerine içeride ve dışarıda meydana gelen gelişmelerden bahsetmiş, KCK’nın 12. Kongresinde PKK’nın silah bırakmasına ve fesih kararına yer vermiştik.
Bu bağlamda, fesih kararından sonra yayımlanan bildiride özellikle; Lozan Anlaşması ve T.C. 1924 Anayasası ile “PKK’nın kuruluş amacına, silahlı mücadele stratejisi temelinde meşru ve haklı bir mücadele yürüttüğüne…” ilişkin kullandıkları cümlelerini paylaşmıştık.
“Terörsüz Türkiye” olarak isimlendirilen bu süreç, elbette Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının arzu ettiği, istediği ve 40 küsur yıl beklediği bir konudur.
PKK terör örgütü Türk Güvenlik Güçlerine yenilmiş, eylem yapamaz hale gelmişken; bazı siyasetçiler “Silahlar herhangi bir koşul ve pazarlık olmadan bırakılacak” diyor ve konuyu kamuoyuna adeta bir bayram havasında lanse ediyor. Bu bütünü görememek ve konunun arka planını okuyamamak anlamına geliyor aslında.
Bir başka ifade ile bu durum, Türk kamuoyuna “Cambaza bak cambaza…” oyunundan başka bir şey değildir.
Kamışlı Toplantısı ve PKK Tuzağına Dikkat
Fesih kararının arifesinde Suriye-Kamışlı’da Irak, İran, Suriye ve Türkiye’den ayrılıkçı Kürt Partilerinin temsilcilerinin katılımı ile toplanan “Ulusal Kürt Konferansı”nın açılışında konuşan terör örgütü YPG/PKK’nın sözde komutanı Mazlum ABDİ;
“… Bu konferans parçalanmak ve bölünmek için değil, aksine birlik içindir. Merkezi olmayan, demokratik, herkesi kucaklayan bir Suriye istiyoruz… Suriye’de çoğulcu, demokratik ve ademi merkeziyetçi bir sistemin inşası için ortak mücadele…”(1) çağrısını yaparken Suriye’de, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi statüsünde bir yapı arzuladığını dile getirmektedir…
Bu cümleleri ile bir bakıma Abdi, Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP) gereğini yerine getirecek olan yol haritasını da çiziyor. Yani dört parçalı (Irak, Suriye, İran, Türkiye) Kürt nüfusun birleştirilerek bölgede bağımsız bir Kürdistan Devleti kurulması… Böylece bölünen dört ülkeden nur topu gibi ABD-İsrail güdümünde yeni bir devletçik…
Kamışlı Konferansına ABD’den Destek Mesajı
Amerika Dışişleri Bakanlığı, konferans öncesi "Rojava’daki Kürt diyaloğunu desteklediğini" açıklarken, Rudaw gazetesine konuşan Dışişleri Bakanlığı temsilcisi, “Kürtler arası diyalog sürecinin yeniden başlamasını memnuniyetle karşılıyoruz ve verimli ilerlemesini bekliyoruz” ifadesini kullanmıştır.(2)
PKK Fesih Kararı Tuzaktır
Bütün bu gelişmeler PKK fesih kararı alırken, Suriye’de YPG/PKK terör devletinin kurulmakta olduğunu göstermektedir. Bu şekliyle Fesih kararı bir aldatmacadır, bir tuzaktır. Yani PKK’nın Feshi, Türkiye’yi yeni Suriye oluşumuna ikna etmek için kullanılan bir tuzaktır…
Kamışlı Toplantısına Türkiye’den katılan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Başkanı; “Bugün bu konferansın Kürtlerin ulusal birlik tutumuyla taçlanmasını umuyoruz.” demişti.(3)
Toplantıya katılan DEM Partisi de; “Partimizden temsilcilerin de katıldığı ROJAVA’daki Konferans, Kürtler arası birliğin sağlanması açısından tarihi bir adım olduğu kadar, Suriye başta olmak üzere Ortadoğu’da yaşayan her halkın, inancın ve kültürün kendi kimliği ve statüsüyle yaşayabileceği demokratik bir Ortadoğu’nun kurulması için de çok önemli bir fırsattır.” şeklinde bir değerlendirme yapmıştır.(4)
Diğer taraftan biz; Türkiye üzerinde emelleri olan emperyalist güçleri Türkiye Cumhuriyetinin yakın tarihinde Musul ve Kerkük anlaşmazlığında Şeyh Said isyanından, Hatay’ın anavatana bağlanmasında Dersim isyanını nasıl çıkarttıklarından tanıyoruz… Onun için ABD’nin aparatı olan PKK konusunda alınan kararların dış bağlantılı olduğundan kimsenin şüphesi olmaması gerekir.
Bu bağlamda;
Son cümle, başta ABD olmak üzere emperyal güçlerin direktifi ile PKK’nın aldığı fesih kararı, BOP’un uygulama sürecinin bir parçası olarak değerlendirilmelidir.
Kaynakça:
(2) https://www.rudaw.net/turkish/kurdistan/260420251
(3,4) https://www.rudaw.net/turkish/middleeast/turkey/270420259