MEHMET CEYLAN

Tarih: 26.01.2022 07:47

KAR GELDİ ŞAHANE, OYUN TAM YERİNE OTURDU HER ŞEY BAHANE

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye öyle bir hale geldi ki, bu hale nasıl geldik demeden duramıyoruz. Ne zaman devlet yönetimi politikaya, ayrışmaya, sen ben kavgasına kurban edilmediğini göreceğiz? 

Ne zaman devlet düzeninde seçilenler siyasi kimlikleri dışına çıkıp, devlet hiyerarşısı içinde yönetilecek?

Soruları çoğaltabiliriz.

Son zamanlarda ülkenin çok önemli meseleleri varken her gün hiç de ülke meselelerini ilgilendirmeyen konularla gündem oluşturulurken tam bu sırada kar yetişti.

Tüm ülkeyi saran kar kimine göre çile, kimine göre eziyet aslında bu bir bereket, keşke siyasete kurban gitmeseydi. Keşke, İstanbul, Ankara, Havaalanı üstünden taraflar suçlama yarışına girmeseydi. 

Kimse işin aslına bakıp olayları objektif atmosferde değerlendirme yapmadı.

Halbuki bu bir gerekli olan her zaman beklenen çok güzel bir kar yağışı, bereketti. Daha bir kaç ay önce susuz kalma korkusu yaşanıyordu. El ele verilseydi promlemler çözülseydi, ayrıştırma olmasaydı, eksiği, yanlışı sonra konuşulsaydı.

DEVLET HİYERARŞİSİ VE AYRIŞMA

Kar kargaşası yaşanırken, devlet yapısı içinde gördüşğümüz manzara gerçekten hayret edilecek bir durum. Devlet, yöneticilerin kim olduğu, hangi siyasi partiden olduğuna bakmadan birlikte çalışmak mecburiyetindedir. Etrafında toplamayı, birlikte hareket edilmesini sağlaması gereken devlettir. Ama bu gün devleti yönetenler, algı siyaseti, ayrıştırma siyaseti gayreti içindeler bu durum devleti yönetme temayüllerine aykırı bir durumdur.

İstanbul’da yaşanan kar kargaşasının çözümü için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan iki bakana İçişleri ve Ulaştırma bakanına talimat vererek İstanbul’a gönderdi. Doğru bir karar verdi. Çünkü İstanbul metropol bir şehir yaklaşık nüfusu 20 Milyon civarında ülke nüfusunun dörtte biri kadar vatandaş yaşamaktadır. Elbette devlet yerel yönetime yardımcı olmak zorunluluğu vardır. 

Bakanlar İstanbul’a geldi verilen fotoğraf hiç de devlet hiyerarşısı temayüllerine uymadı. İki bakanın yanında İstanbul’un yerel yöneticilerinden vali vardı, belediye başkanı yoktu. Problem çözmeye gelindi ama yerini iki başlılığa bıraktı. 

Bu durum hangi il, ilçe olursa olsun, hangi partiden olursa olsun böyle bir durum kabul edilemez. Çok kötü bir yönetim yapsa dahi, büyük hataları olsa dahi 4.5 milyonun seçtiği bir metropol belediye başkanı bu karenin dışında bırakılamaz. 

KAR İLE GELEN KARGAŞADA SUÇLU ARANIR MI?

Öncelikle şunu söylemek lazım ki, İstanbul gibi metropol bir şehirde suç tek başına olamaz. Bu yaşanan kargaşanın üç ayağı vardır. 

  1. Valilik
  2. Belediye 
  3. Vatandaş

Öncelikle şunu söyleyelim ani bastıran kar yağışı, sel felaketi olduğu zaman o an suçlu aranmaz. O anda kimse bu duruma bir çare bulması mümkün değildir. Eğer bir suç, bir kusur varsa ki, olmayadabilir daha sonra konuşulur, eğer kasıt varsa da bunun konuşulacağı yer hukuk çerçevesinde olur. 

Asıl suçlu arayacak olursak İstanbul’u bu kadar yapılaşmayla Anadolu’nun ücra köşelerindeki insanlara istihdam yaratmayan, İstanbul’a göçe zorlayan, İstanbul’u kalabalıklaştıracak, yaşanmaz hale getiren hükümetlerdir.

Valiliğin suçu; eğer uyarıları kaleye alsaydı, akşam aldığı kararı sabahtan alsaydı, öğle saatinde kamu çalışanını tatil etseydi, aynı şekilde özel araçların trafiğe çıkmasını yasaklasaydı akşam bu kargaşa yaşanmazdı. Bunu yapmak belediyenin yetkisinde değil. Bu yetki nasıl kullanılıyorsa valilik bu yetkiyi kullanmalıydı. Trafiğin yoğunluğunda ani bastıran kar karşısında yapacak bir şey yok.

Belediyenin suçu; özellikle yoğun olacağı belli olan bölgelerde daha etkin tedbir alsaydı, tuz veya sülüsyon uygulaması yapılsaydı, ana yollarda bir şerit boş bıraksaydı, boş şeriti sürekli açık tutsaydı, kargaşayı en asgariye indirebilirdi.

Vatandaşın suçu; bu kadar uyarıya rağmen özel araçlarıyla yola çıkanlar, uyarılar olduğu halde iş yerlerini erken paydos edip kapatmayanlar, zamanında evine gitmeyenler. 

Gerek İstanbul caddelerinde, gerek kara yollarında yolda kalınmasından, hava alanlarında uçuşların iptal edilmesinden dolayı o an için kimse suçlanamaz. Akabindeki zaman içinde kısa sürede normal düzene gelmezse o zaman suçlu aranabilir.

KAR BAHANE OYUN ŞAHANE

Ülke devlet temayülleri içinde yönetilmediği için, sanki merkezi yönetim, ayrı partiden olan belediye başkanlarını ayrı bir kategori de gördüğü için her konuda olduğu gibi bu konuda da oyun içinde oyun oynandığı şüphesi geliyor insanın aklına.

Geçmiş yıllarda daha az yaşanan kışlarda uygulanan tatil süreçleri olduğu halde valilik görevini yapmadı, erken tatil ve tedbir koşullarını ortaya koymadı. Tatil, tedbir ve yasaklama işi belediyenin değil valilik yetkisindedir.

Kargaşa zirve yaptıktan sonra Cumhurbaşkanı emriyle bakanların İstanbul’a gelmesi, İstanbul’a geldiği zaman belediye başkanını olayın dışında bırakılması, karayollarında da aynı durum yaşanmasına rağmen hızlı bir şekilde sadece özellikle İstanbul’un durumunun pompalanması ister istemez bir oyun olduğunu akla getiriyor. Bir itibarsızlaşma politikası izlendiği, her konuda olduğu gibi Kar kargaşasınında istismara konu olduğu görülüyor.

Son söz, hangi taraftan gelirse gelsin doğal afetlerin verdiği zararın istismarı olmaz, o an için suçlu aranmaz. Daha sonra eksikler konuşulur, sebepler araştırılır, çözümler bulunur.

Yapmayın, bu ülkeye kıymayın siyasi farklılıklarınızı devlet yönetimine yansıtmayın ki, geleceğe güvenle bakalım. Yoksa umutsuz insan kitlesi olmaya başladı ülke...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —