DR. KADİR ÇETİN

Tarih: 21.09.2024 09:59

KAMU ve EĞİTİM YÖNETİMİNİN SUNUMUNDA KALİTE –(VI)

Facebook Twitter Linked-in

Bu başlık altında paylaştığım önceki yazılarımızda Kamu ve Eğitim Yönetiminde yönetim felsefesinin önemi vurgulanmış, ancak kamuda bir yönetim felsefesinin ve kurumsal performans ölçümüne ilişkin bir modelin (ölçüm aracı) olmadığına dikkat çekmiştik. Aynı zamanda eğitimde bir durum tespiti başlığı altında bazı tespit ve rakamsal verilere yer vermiştik. 

Geçen haftaki yazımızda da birey için 21. yüzyıl becerilerini “Toplumun Eğitimden Beklentileri” başlığı altında sıralamış ve bu beklentilerin karşılanması için eğitim sistemimizin misyonu olması gerektiğini ifade etmiştik. 

Bugünkü yazımızda “Eğitimde Çözüm Önerilerini” belirterek bu çalışmaya noktayı koyacağız.

D- EĞİTİMDE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 

Eğitimin yukarıda belirtilen misyonunugerçekleştirememesinin sebebi tamamen ve doğrudan bir yönetim sorunudur. Eğitim sisteminde karşılaşılan olumsuzlukların, PISA, TIMSS ve ABİDE’nin Türkiye açısından kaygı verici sonuçlarının, kuşkusuz eğitimin iyi yönetilemediğinden ve eğitimle ilgili sorunlara geçmişte üretilen çözümlerinden kaynaklandığı muhakkaktır.

Yönetimde kalitenin yakalanması, eğitim hizmetinin sunumunda da kaliteyi beraberinde getirecek, sistemi iyi yönde değiştirecek ve dönüştürecektir. 

Eğitim camiasında potansiyel olarak var olan bu kapasitenin, aşağıda belirtilen önerilerin de dikkate alınarak harekete geçirilmesi tamamen yönetimde alınacak kararlara bağlıdır. 

1) Eğitimin amaç ve yönteminden, eğitim yönetiminin örgütlenmesine, hizmet verme biçim ve anlayışından, kullanılan ders araç-gerecine, eğitimin en önemli girdilerinden biri olan öğretmen ve yöneticilerin niteliğine kadar eğitimin tüm süreçleri, 21. Yy becerileri bağlamında geniş bir yelpazede sorgulanmalıdır.

2) Bugün eğitim sisteminin (taşra dahil) yeniden yapılandırılması ve yeni yönetim yaklaşımları da dikkate alınarak hizmet verme biçimi, yani yönetim anlayışı siyasi kaygılardan uzak bir biçimde adalet, ehliyet, emanet, istişare ve maslahat ilkeleri üzerine inşa edilmelidir.  

3) Günümüzde;

➢ Ekip çalışması anlayışını, 

➢ Sürekli gelişmeyi, 

➢ Hizmet alanların ve hizmet verenlerin memnun olduğu, 

➢ Önce insan anlayışının benimsendiği, 

➢ Süreç yönetimi ve denetiminin hakim olduğu, 

➢ Katılımcı yönetimin ve 

➢ Liderlik anlayışının ön plana çıktığı 

popüler bir yönetim yaklaşımı/felsefesi olan Toplam Kalite Yönetimi veya bunun yerini alacak bir başka yönetim felsefesinin eğitimde uygulanmasına karar verilmelidir. 

4) MEB için belirlenecek yeni yönetim yaklaşımı/felsefesi doğrultusunda İl/İlçe ve okulların konumu ve hedefleri belirlenmelidir.

5) Ölçülemeyen ya da ölçümü yapılmayan bir faaliyetin bilimsel anlamda yönetimi ve geliştirilmesi de mümkün değildir. Bu sebeple eğitimde yönetimin (kurumsal) performansının ölçülmesi gerekir. Elbette kurumsal performansın ölçümü için de bir ölçme modelinin geliştirilmesi veya var olan ve okullarımızın da aşina olduğu EFQM Mükemmellik Modelinin MEB’e uyarlanarak kullanılması sağlanmalıdır.

6) Vatandaşlarımıza 21. Yüzyıl becerilerini kazandırmak misyonunu yüklenmiş olan Millî Eğitim Bakanlığı’nca kurumsal kapasitenin daha kaliteli ve kapsayıcı hizmet veren bir yapıya kavuşturulması ve eğitimin üç temel ögesi olan; öğrenci, öğretmen ve eğitim programları arasında sağlıklı ve uyumlu bir ilişki kurulmalıdır. Bu bağlamda öğrenmenin parmak izi kadar bireysel bir özellik olduğu gerçeği unutulmamalıdır. 

7) Eğitim yönetiminde her bir yönetim kademesinin iş tanımı yapılmalı ve bu iş tanımında belirtilen yönetici yeterlikleri gözetilerek yöneticiler iş başına getirilmelidir. Yönetimde her birey, hiçbir referansa ihtiyaç duymadan, objektif değerlendirmelerle o kademenin gereklerini yerine getirmek koşuluyla eğitim yönetiminde en üst yönetim kademesine kadar yükselebilecek bir kulvarın var olduğunu bilmeli ve kurum personeline bu güven verilmelidir.

8) Eğitim yöneticilerinin yeterlikleri yanında, bireysel performansın değerlendirilmesine imkân verecek performans göstergeleri belirlenmelidir.

9) Öğretmen Akademisi, aday öğretmenlerin iki yıl süreyle yeniden eğitime tabi tutulduğu yer değil,  eğitim yöneticisinin, deneticisinin ve eğitim uzmanının yetiştirildiği bir kurumolmalıdır. Akademi aynı zamanda eğitim kurumlarının akreditasyonunu yapmalıdır. Bir başka ifade ile Akademi eğitimde kalite güvence sistemini sağlayan bir kurum olmalıdır. 

10) Eğitimde Ar-Ge birimi ve Ar-Ge veri tabanı oluşturulmalıdır.

11) Eğitimde kalite uygulamaları yaygınlaştırılarak iyi örneklerin ilçe/il ve merkezi düzeyde paylaşımı ve ödüllendirilmesi bir sistem bütünlüğü içinde yürütülmelidir. Fuzuli’nin dediği gibi “Marifet iltifata tabidir…” Taktir-tanıma-ödül, bireyin/kurumun ufkunu açması ve kendini aşması bakımından ihmal edilmemesi gereken bir teşvik yöntemidir.

12) Öğrenci başarısının üzerinde %30 etkili olduğu (%50 doğuştan gelen yetiler, %20 diğer – program, aile, arkadaş çevresi vb.-) araştırmalarla ortaya konan öğretmeninyetiştirilmesine ilişkin sistem gözden geçirilmeli, öğretmen niteliğini yükseltecek gerekli tedbirler alınmalıdır. Eğitimin kalitesi hiç bir zaman öğretmenin kalitesini aşamaz. Bir okul, öğretmenleri kadar iyi olabilir, ne fazla ne eksik. 

SONUÇ

Yukarıda belirtilen çözüm önerilerini dikkate alıp değerlendirerek diğer kurumlara da örnek olabilecek eğitimde yeni bir çalışma kültürü ve çalışma ilişkileri geliştirmek zorunluluğu vardır. Bu çalışma kültürü her şeyden önce eğitim sürecinin girdisi, çıktısı ve hedefi olan, 

➢ İnsan unsurunu en değerli kaynak olarak ön plana çıkaran, 

yönetim dahil her türlü faaliyette; 

➢ Katılımcılığı, ekip çalışmasını, kaynakların (zaman, insan, bilgi, araç-gereç vb.) etkin ve verimli kullanılmasını esas alan, 

➢ Eğitimi sürekli gelişmenin temeli olarak gören,

➢ Kurum politikalarına kalite olgusunun yön vermesini benimseyen, 

➢ Süreçlerin sürekli sorgulanarak geliştirildiği 

bir yönetim anlayışını öngörmektedir. 

Günümüzde bu çalışma kültürünün burada belirtilen bütün ögelerinin Toplam Kalite Yönetimi uygulamalarında formüle edilmiş olduğu biliniyor. Bu anlamda kurumların, yönetim biliminin ilke ve verileri ile yönetilmesi demek olan TKY,  gerek kamu yönetimi gerekse onun bir alt sekmeni olan eğitim yönetimi için bir fırsattır. 

Bu fırsatın iyi değerlendirilmesi umut ve dileği ile… (SON)

​​​​​​​​​

Kaynakça:

1- 6.,7., 8.,9.,10. Beş Yıllık Kalkınma Planları.

2- 11. Beş Yıllık Kalkınma Planı (Taslak).

3- http://www.bbc.com/türkce/haberler

4- MEB, ABİDE 2018 Değerlendirme Çerçevesi, abide.meb.gov.tr /haber.

5- YILDIRIM, N. “MEB Toplam Kalite Yönetimi Ödül Süreci ve Sonrası Üzerine 

Nitel Bir Değerlendirme.” ME Dergisi, Sayı: 211, Yaz, Ankara, 2016.

6- Orta Vadeli Plan (2024/2026)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —