Kainatın oluşumu ile birlikle ilmin kapısını açan kimya, asrımızın silahlı ve silahsız savaşının kahramanı olmuştur. Yer yüzünde canlı ve cansız ne varsa hepsi yapısını, kimya ilmine borçludur.
İnsanların gözünün doymadığı şu dünyanın yapı taşını oluşturan kimya sektörü, teknik ve teknolajininorjinini oluştururken, açık ve gizli savaşların da ana hammaddesi olmuştur. Bu gösteriyor ki kimya sektöründe endüstriyel gelişim ve değişimi yakalayan ülkeler kansız bir şekilde gerekirse dünya hakimiyetini sağlayabilir.
Ülkemizin küresel manada söz sahibi olması, kimya bilim dalına ayıracağı yatırım ve teşviklerle, bilimsel ve nano teknolojiye hakimiyeti ile, dünya sıralamasında ki yerini baştan veya sondan belirleyecektir.
Dünyanın bir çok yerinde bilim dünyasına hizmet etmekte olan, Türk bilim insanlarının ülkemize kazandırılması, siyasilerin öncelikli ve güncel hizmetlerinden olmalı. Bu siyasi şuur beyin göçünü önleyecek, ülkelere icatları ile hizmet veren bilim insanlarının dönüşünü sağlayacaktır.
Bunların sağlanabilmesi için, geçmiş bilimsel çalışmaları ve onun temsilcilerinin başına gelen olayları bir daha yaşamamak için, fizibilite çalışmaları teknik oldu kadar sosya psikolojik olarak ve içimizden ve dışımızdan gelen hainlerin, ajanların tetiksel faaliyetleri de kontrol altına alınmalıdır.
Bilimsel çalışmaların genetiğini oluşturan kimya, bir diğer adı ile simyacılığa hakim olan dünya hakimiyetinin, siyasi, iktisadi ve askeri temellerini de atmış olacaktır.
Topların dökülmesi, aşıların bulunması, atomun icadı, elektriğin inkişafı v.b. insanların temel ihtiyaç ve güven kaynağı olan bilimsel çalışmaların bu gün neresindeyiz?
Kendimizi tanımalıyız. Toplumumuza ve gelecek nesillere tefekkürün gerekliliğini ve geleceğini teminatının temel taşı olduğunu, idrak edecek eğitim ilkelerini belirlersek, ilk adımı atmış oluruz.
Muktedir iktidarların hakimiyetin de, bilim insanlarına verilen değer ve beyin gönünün aksiyon kazanması, yeni bir icraat değildir. Ecdadını tanırsan, dünya tarihin de yerini nasıl alacağını basit adımlarla kurgulayabilirsin. Matematiğin, tıbbın temelleri nasıl atılmış teşhisinde güçlük çekmeyiz.
Bu gün içinden çıkılmaz hale getirilen eğitim müessesesinin uzmanları, otokritik yaparak, bir ecnebi de (Decartes) söylese ?Düşünüyorum Öyleyse Varım? şiarı ile yolu çıkıp, Osmanlı Devlet-i Aliyye-i (İstanbul´un İlmin şehri olduğu dönemler) ile yolunda kesişirlerse, eğitim sorunlarını en kısa yoldan çözeceklerdir.
Hem de ilmin yapı taşını, hem de kainatın tartışmasız katmanlarını ve insanların et kemiğini birleştirip, düşünen varlık haline getiren kimya ilim ve bilimin kavrayabilirsek, siyasilerin tıkandığı yerde, yer yüzüne siyasetin, diyanetin ve ticaretin kapısını açacak, güçlü ve muktedir hakimiyetin temelini atacaktır.
Kainatla başlayan kimyanın, bilim dünyasında ki sırrını çözmedikçe, ülkemizin hakim güç haline gelmesini sağlamayız.Ancak atılacak kararlı ve azimli adımlarla, maddi ve manevi gücümüzü ve enerjimizi topyekûn hayata geçirirsek önümüzde hiçbir engel kalmayacaktır.
Celil GÖRÜŞÜK