RECEP VAROL

Tarih: 06.12.2020 12:29

Kaderine terk edilen esnafımız

Facebook Twitter Linked-in

Yaklaşık bir yıldan beri hayatı olumsuz anlamda etkileyerek günlük yaşamı durdurma noktasına getiren küresel pandemi, özellikle küçük esnafı öyle böyle değil, epey vurdu. Her gün dükkanını açmasına rağmen, siftah yapmadan kapatan esnaf, adeta tükendi. Geçtiğimiz yıl bu aylarda Çin’de başgösteren kovid-19 virüsü mart ayından itibaren ülkemizi de etkisi altına aldı.

Ve akabinde, 17 Mart – 1 Haziran tarihleri arasında alınan tedbirler kapsamında iş yerleri kapandı. Tüm dünya ülkeleri uyguladıkları tedbirler kapsamında kapatılmasını istediği işyerlerine, esnafına ve dolayısıyla işsiz kalan insanına ekonomik olarak hibe destek paketleri sunarak bu süreçte onların zor koşullardaki yaşamlarına ortak olurken, beş maskeyi dahi ülkemizde dağıtmaktan aciz iktidar ‘Biz bize yeteriz’ söylemiyle de vatandaşa İBAN numarası göndererek yardım topladı. Bu paraların ne kadar toplanıp nerelerde harcandığı da tam bir muamma… Ardından ekonomik darboğaza giren esnafa sanki hibe edeceklermiş gibi bol bol kredi dağıtıldı. Çekilen kredilerle esnaf ve çalışan bir yandan iyice borç sarmalına düşerken diğer yandan geçinmeye, ayakta kalmaya çalıştı. Aradan aylar geçti, sağlık politikalarında yapılan bir dizi yanlışla şimdi yine kapandık. Ama bu sefer adliyeler ve icra daireleri açık… Esnaf geçtiğimiz ayların sıkıntısını yaşamaya devam ederken bu kapanmayla birlikte bir kez daha ekonomik cenderenin içine düştü. Mülk sahipleri bu durum karşısında biraz da olsa anlayış göstererek bırakın karşılıklı oturup anlaşmayı, jet hızıyla sorun yaşadıkları kiracılarına icra takibi başlattı…

Bu kış gerçekten çetin geçecek

Tüm bunların üstüne de kara kış kapıya dayandı. Bu kış nasıl mı geçecek; üzülerek ifade edip hemen söyleyeyim, bol bol kiracı-mülk sahibi arasında geçecek olan mahkemeler, icra takipleri, alacak-verecek kavgaları göreceğiz, duyacağız… Hükümet dükkanları kapatırken icra dairelerini neden kapatmıyor? Esnaf bu durum karşısında tabiri caizse pek tabii içi kan ağlayarak çalışanını işten çıkararak evine gönderiyor. Zaten ekonomik olarak zorlu günler yaşarken üstüne bu salgın, ekonomiyi adeta felç etti. Sıkıntılı olan bu süreçte binlerce esnaf ve milyonlarca çalışan işsiz kaldı… Kafeler, pastahaneler, kıraathaneler, büfeler, lokantalar, olmak üzere birçoğu kapandı, az bir kısmı sadece paket servis yapabiliyor… Bu arada okulların durumu da ortada ve binlerce kantinci, servisçi adeta imdat kolunu çekmiş vaziyette… Milyonlara varan insan şuan işsiz… Bu insanların çoğu günlük yevmiye ile çalışarak üç-beş kuruş kazanıp evine ekmek götürmeye çalışan insanlardı şuan neler yaşadıklarını düşünebiliyormusunuz?

Eğlence yerleri kapandı

Sesiyle para kazanan sanatçılar, sazıyla, çaldığı enstrümanıyla nafakasını doğrultmaya çalışan üstadlar, garsonlar, komiler inanın geldiğimiz bu noktada her biri açlık sınırında… Ve bu insanlara sahip çıkacak kimse de yok. Öyle acımasız bir dünyada yaşıyoruz ki herkes düşmüş kendi derdine… Özellikle bugünlerde kendi kendine ancak yetip kıt kanaat geçineni anlarız da, durumu el verip sağına, soluna, komşusuna bakmayıp sadece kendini düşünene yazıklar olsun… Öyle bir süreçten geçiyoruz ki kimse ne önünü görebiliyor, ne de yarınının ne getireceğini bilemeyip doğal olarak da plan, program yapamıyor, ne yapacağını bilemiyor…

Nerede ‘Sosyal Devlet’ anlayışı

Sosyal devlet anlayışı, bireylere asgari gelir güvencesi veren, onları toplumsal risklere karşı koruyan, sosyal güvenlik olanağı sağlayan ve yurttaşların tümüne eğitim, sağlık, barınma gibi hizmetleri sunan bir anlayışı ifade ediyorken, şuan ülkemizi yöneten iktidar devletin bu anlayışını neden yerine getirmekten aciz… Bakın burada özellikle vurgulamak istediğimiz şey şu; kendilerine bir sonraki seçime kadar yönetme erki veren halkın sorunlarını yönetemeyen, çözemeyen bir iktidarla karşı karşıyayız… Çaresizlikten ne yapacağını şaşırmış olan vatandaşa hükümet oluşturacağı ekonomik çalışmalarla ivedilikle el uzatmalıdır…

Artık tabiri caizse yeter! İçinde bulunduğumuz bu durumu görmemezlikten gelmek, yok saymak, milyonlarca insanımızı kaderlerine terketmek hem vicdansızlık, hem de insafsızlıktır… Binlerce esnafın, milyonlarca işsiz insanımızın durumu ortada… Hiç bir şey yapamıyorsanız da hiç olmazsa dükkanlarını kapattığınız bu insanların vergilerini, sgk primlerini, elektrik, su, doğalgaz vb. faturalarını insanların adeta gözünün içine sokarak istemekten vazgeçin…

Kalın sağlıcakla


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —