Bir Whatsapp grubumuzda dostlarımızdan biri Prof.Dr. Abdulkadir Yuvalı’nın bir yazısını paylaştı.
Sayın Yuvalı’nın yazısı; “Çağımızın büyük bilim insanı Prof.Dr.Hüseyin ATAY Hoca diyor ki: “Kur’an’ın manasını anlamak en büyük ibadettir. Kur’an okumak için hiç bir şart yoktur. Kur’an, abdestli-abdestsiz… her hal ve durumda okunabilir. Kur’an akıllara seslenir.” cümleleri ile başlıyordu.
Yazıda ilim imandan önce gelir ifadesinin yanında; ”Din: İlim+ düşünce+ ahlâk +iman. İlim, düşünce (felsefe) ve ahlâk, imandan önce gelir. İnsan din için değil, din insan içindir, anlamanın ilk şartı, ön yargılı olmamaktır. Su almak için çeşmeye boş kapla gidilir.” vb. vurucu cümlelere yer vermiş Sayın Yuvalı.
Bu yazı ile ilgili grubumuzdan bir dostumuz;
“Bu yazı sadece Fitne, fesat doğurur. Müslümanca, Kur’an ve sünnete uymak isteyen insanlarda da soru işaretleri doğurur.
Ben bundan sonra böyle saçma düşüncelere sahip insanların olduğu grupta yer alamam. Allah ıslah eylesin” diyerek gruptan ayrıldı…
Grubun yöneticisi olarak konu ile ilgili bir şeyler yazmam, söylemem gerektiğini hissettim ve şu cümleleri paylaştım grubumuzda.
“Islaha ve ıslahata o kadar muhtacız ki İslam dünyası olarak… Yalnız Hüseyin Atay’dan aktarılan yukarıdaki düşüncelerin hangisine eleştiri getirdiğinizi de keşke yazsaydınız… Toptan reddoğru değil diye düşünüyorum… Adam Kur’anı anlayarak okumalıyız diyor… Buna mı karşı çıkıyorsunuz… Adam Kur’an anlaşılmak için ve yaşanmak için indirildi diyor.
Çok tahammülsüzüz çok… Farklı fikirlere, farklı bakış açılarına bütün kapıları kapatmışız… Bu da bizi kısır, sığ düşüncelere mahkum ediyor… Herkes benim bildiğim doğru mantığı ile yaklaşıyor olaylara… Oysa Allah Kur’anda “Şura” suresi ile müminleri uyarıyor…”
M. İslamoğlu surenin şura kelimesinin geçtiği ayeti bakınız nasıl izah ediyor: “Onlar Rablerinin (her emrine) icabet ederler, namazı dosdoğru yerine getirirler (devlet, millet ve hükümet) işlerinde meşveret ederler (ülkeyi danışma ve dayanışma sonucu alınan ortak kararla yönetirler)…”
Burada da işaret edildiği üzere yapılacak işlerin istişare, danışarak yürütülmesi tavsiyesi ortada… Bu da doğal olarak farklı fikirlere, düşüncelere kapınızı, pencerenizi açın anlamına geliyor.
Tabiatta var olan yaratılmışların durumu her şeyi izah ediyor ancak ibret nazarı ile bakılırsa tabiki… Arılar bin bir çiçekten topladıkları özlerle bal yapıyor… Bu da istişarenin önemini, farklı fikirlerin insanın ufkunu açacağına ve açtığına güzel örneklerden biri olsa gerek…
Rahmetli Hüseyin ATAY gibi bir mütefekkirin görüş ve düşüncelerini eleştirmek için en azından ARAPÇA Diline hakimolmak gerekir… Rahmetli Atay hayatını Kur’an yolunda tüketmiş bir ilim adamı…(1954 yılında Bağdat İlahiyat Fakültesini birincilikle bitirmiş). Ana dili gibi Arapçaya hakim…
Adam Kur’an, düşündürmelidir okuyanı diyor… Buna mı karşı çıkılıyor? Adam Hz. İbrahim’in malum sorgulamasında yaptığı gibi aklını kullan diyor… Buna mı karşı çıkılıyor? Ki bu Hz.İbrahim’in ilmini konuşturmasıdır…
Biz ilimsiz imanla işi bitiriyoruz gibi… İlimsiz iman olur mu? Eğer ilimsiz iman olursa işte böyle bir İslam dünyası ortaya çıkar… 8 milyon Yahudi 1,5 milyardan fazla Müslümanın yaşadığı dünyamızda, gözümüzün içine baka baka, pervasızca Müslüman katliamı yapmaya devam eder…
İlim imandan önce gelir… Diğer türlü taklit olur. Babadan, anadan görerek iman insanı ve insanımızı kurtarmaz… Malum Hz.İbrahim gibi sorgulayarak ulaşılan tahkiki imandır makbul olan, taklidi iman değil…
Aklı olmayanı Allah da sorumlu tutmuyor malumunuz… Akılsız (deli) insan sorumlu değil ki İslamda…
İlimsiz iman kız çocuklarını okullardan kovan Taliban zihniyetinin yaygınlaşmasına sebep olur…
İlimsiz ne bu dünyayı, ne de ahiretimizi kazanabiliriz Allah korusun.
Kalın sağlıcakla…
İstanbul
21.12.2024