Tarafsızlık, genel anlamıyla taraf tutmama, yansız kalma ve belirli bir zaman ve mekânda belirlenmiş tutum ve düşünceler arasında tercih yapmama halidir. Gündelik dilde bu kavram; kararsızlık, çekimserlik, eylemsizlik ya da tepkisizlik gibi kelimelerin yerine de kullanılmaktadır.
Tarafsızlık bir anlamda gerçeği yansıtmayı, zıt görüşlere bir arada yer vermeyi ve nesnel olmayı içerebilir. Ancak, bazı görüşlere göre mutlak anlamda tarafsızlık mümkün değildir; zira görüş belirtmemek, yaşanan gerçekliğe rıza göstermek ve dolaylı olarak taraf tutmak anlamına gelir.
Adil olmak; insanların hak ve hukukunu gözeterek herhangi bir konuda hüküm vereceği zaman tarafsız davranmaktır. Adil kişi, yakınları aleyhine dahi olsa adaletten sapmaz, şahitliğini gizlemez, ölçüde, tartıda, hesapta ve kitapta doğru olur.
Tarafsızlığı ve adil olmayı bazı kaynaklar kısaca böyle tarif eder. Bazıları ise tarafsızlığı, hiçbir şeye karışmamak olarak tanımlar. Kendi tarafında olunduğu zaman ses çıkarmayıp hatta "çok iyisin" derken, karşı taraf için adım atıldığında ise "bu nasıl tarafsızlık" diye tepki gösterebilir.
Oysa, görüş bildirme söz konusu olduğunda tarafsızlık değil, adil davranma ilkesi geçerli olur. Adil davranmak, karşınızdaki kişinin veya kurumun kim olduğuna bakmaksızın hakkını teslim etmekle başlar.
Tarafsızlık, yaptığınız işin işleyişinde sergilenebilir. Bir iş yaparken karşınızdaki kişi ve kuruluşun hangi görüşte, inançta, milletten ya da topluluktan olduğuna bakmadan işinizi yaparsanız, ancak o zaman tarafsız davranmış olursunuz. Bu konu en çok yöneticilerde ve basın dünyasında konuşulur.
BASIN ETİĞİNDE TARAFSIZLIK
Bir gazetenin tarafsızlığı iki başlıkta toplanır:
- Yayında Tarafsızlık: Bir gazete, haber yayınlama konusunda ilkelere bağlı kalarak hiçbir kurum ve kuruluşun haberini yayınlamama hakkına sahip değildir. A Parti, B Parti ayrımı yapmadan, kendisiyle iletişim kuran her kişi ve kurumun haberini yayınlar.
- Adil Tarafsızlık: Gazetenin editörü, köşe yazarı, yorumlarında kimin ne olduğuna bakmaksızın adil bir bakış açısıyla doğru olanı yorumlar, durum tespiti yapar, yol gösterir ve fikir verir. Yapılan bir haksızlık, hukuksuzluk ya da kirlilik varsa; kişi ve kuruluşun hangi görüşte, inançta, milletten ya da topluluktan olduğuna bakmadan savunma yapmak, adil tarafsızlığın içinde yer alır.
BAYRAMPAŞA ÖRNEĞİ ÜZERİNDEN DURUŞ
Son dönemde en çok duyduğumuz söz yine tarafsızlık oldu. Özellikle Bayrampaşa özelinde yaşananlar karşısındaki duruşumuz bazı kesimleri rahatsız ediyor ve tarafsız olmadığımız ima ediliyor. Ancak bir gazeteci, yazar, yorumcu ve fikir adamı, eleştirdiği gibi savunmasını da bilmelidir. Bu eleştiriyi ve savunmayı yaparken bîtaraf değil, kişinin kim olduğuna bakmaksızın bir taraf gibi davranmalıdır.
Evet, doğrudur. Bayrampaşa özelinde yaşananların hukuksuz, yalan, iftira, kumpas ve kurgu içerdiğini gördüğümüz için; bu duruma karşı çıkıp doğru olanı savunuyoruz. Biz olayları değerlendirirken, bilgi ve belgeleri önümüze koyar, sonra aklımıza sorar ve vicdanımızda tartarız. Eleştireceksek de savunacaksak da vicdanımızda sorgular, sonra icraata koyarız. Bayrampaşa’nın önceki dönem yönetimini de son dönem yönetimini de bilgi, belge, akıl ve vicdan kriterleri içinde eleştirdik ya da savunduk. Hatta eleştirdiğimiz kişinin gidip elini de sıktık.
Son dönemde Bayrampaşa’da yaşananlara bakalım:
- Kaçak Kafe konusunda kurulan tezgahı ve atılan iftiraları gördükten sonra tarafsız olunabilir mi?
- İnsanların ailevi mahremiyetinde kurulan tuzakları ve iftiraları görüp de tarafsız olunabilir mi?
- Siyaseten yapılan operasyonlarla insanların mağdur olmalarını, itibarsızlaştırılmaya çalışmalarını ve sürülen lekeleri görüp tarafsız olunabilir mi?
- Meclis üyesi istifa ettirilerek önce meclisi, olası bir operasyonla da belediyeyi ele geçirme (tabiri caizse çökme) çalışmaları gibi ahlaksızlığı görüp tarafsız olunabilir mi?
- Listelere bile girmeleri mümkün olmayan, kendilerine lütfedilen meclis üyelerinin ve referans veren STK’ların vefasızlığını gördükten sonra tarafsız olunabilir mi?
- Hukuksuzlukları, kumpasları, iftiraları, yalanları ve kirliliği siyaset görenleri, kutuplaştıran ve düşmanlaştıran söylemleri gördükten sonra tarafsız olunabilir mi?
- Bayrampaşa’da kahir ekseriyetin kendilerine şahit olduğu; Hasan Mutlu, Atilla Özer, Lütfü Kadıoğulları, Gündüz Kalkan, Rıza Çavuşoğlu ve diğerleri (İçinde şüpheli olanlar var) gibi değerlerin itibarları zedelenmiş ve bazılarının özgürlüğü kısıtlanmışken tarafsız olunabilir mi?
Hukuksuzluğun ve ahlaksızlığın olduğu yerde tarafsızlık değil, adil bakış açısı gereklidir.