Geçtiğimiz günlerde İsrail ile Hizbullah 60 gün süre ile karşılıklı saldırmazlık anlaşması imzaladılar. İsrail bu süre içinde Güney Lübnan’dan çekilecek… Anlaşmanın detayı basın yayın organlarında yer aldı…
Biz bu yazımızda yapılan anlaşma üzerinde değil, görünen ve görünmeyen yönleriyle Yinon Planı üzerine hazırlanan Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP) İsrail’in işini nasıl kolaylaştırdığı üzerinde duracağız… Yani İsrail, Golan Tepelerini daha önce topraklarına katmış, Kudüs’ü başkent yapmış ve 7 Ekim 2023 Hamas saldırısının ardından da Filistin’i yutarak sınırlarını genişletmiştir…
Geldiğimiz noktada Filistin-Gazze konusunu halleden İsrail’in ve ABD’nin aparatları kendilerini Suriye’de göstermiştir. Zaten, Lübnan ile varılan anlaşmanın hemen ardından Netenyahu Suriye’yi tehdit etmişti. Bu tehdit üzerine ne yazık ki gelen haberlere göre, Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu’nun desteği ile İsrail ve ABD’nin aparatı olan Cihatçı Gruplar (HTŞ, Cund el-Aksa, El Nusra vb.) Halep üzerine harekete geçmişlerdir.
Bu durum, Suriye’nin toprak bütünlüğünü değil, gelinen noktada bölünmüşlüğünün ve bölenlerin sınırlarının çizilip-pekiştirilmesinin açık bir göstergesidir… Suriye ve bölge ülkeleri açısından son derece sıkıntılı bir süreç yaşanıyor…
Bir yanda ABD’nin bütün imkanlarını seferber ettiği İsrail’in yakıp yıktığı, yerle bir ettiği Gazze’de, çoğunluğu çocuk, kadın, yaşlı 50 binin üzerinde Filistin’li ve Lübnan’lı katledilirken ve İsrail’in zulmü sürerken, diğer tarafta İsrail’e taş bile atmayan Cihatçı Gruplar, güya Müslüman kimliği ile Suriye’de Müslüman kardeşlerine saldırıyor…
Bu elbette Esat ve diğer Orta-Doğu ülkelerinin halktan kopmuş yöneticilerinin vatandaşlarına karşı yaptıkları yanlışlarını onayladığımız anlamına gelmez… Yıllardır bu coğrafyada yaşayan halklar, ne yazık ki hukuk devleti nosyonundan ve temel insan haklarından yoksun olarak yaşamış ve yaşamaya devam etmektedirler…
İsrail’in, Filistin ve Lübnan’da giriştiği soykırım politikası ortada iken Suriye’de Cihatçı grupların kendi iç kavgaları ister istemez insanı düşündürüyor… Bunun doğru okunması ve izahının yapılması gerekir.
Bu cihatçı grupların İsrail yerine Suriye’de Müslümanlara saldırması, bu grupların ABD ve İsrail’in aparatı olduğunun açık bir göstergesidir. Bu arada hemen şunu da ilave edelim, Türkiye’nin ABD/İsrail’in aparatı olan bu gruplara arka çıkması doğrudan İsrail’in yayılmacı politikasının işini kolaylaştırmaktadır. Zira 1980’lerde hazırlanan ve YİNON Planı olarak bilinen Raporda, İsrail’in genişlemesinin ve güvenliğinin bölgedeki ülkelerin din, mezhep ve etnik temelli bölünmesinden geçtiğine işaret edilen noktaya gelinmiştir.
Bu bağlamda Nil’den Fırat’a -Arz-ı Mevud- Büyük İsrail idealine giden BOP’un uygulama sürecinde; önce Irak, sonra Libya bölünmüş, ardından Mısır hizaya getirilmiş ve şimdide Suriye bölünmenin sancılarını yaşamaktadır.
Halep saldırısı Türkiye’ye kurulmuş tam bir tuzaktır. Suriye Milli Ordusu Cihatçı gruplarla Halep’e girerse Türkiye, özellikle Bölge Ülkeleri arasında güvenilirliğini kaybedecektir. Bu da İsrail ve ABD’nin öteden beri arzu ettiği bir durumdur. Tabidir ki bu durumdan en çok yararlanacak olan da Suriye’nin doğusunda ABD’nin desteği ile yapılanan YPG/PYD/PKK örgütü olacaktır…
Soruyorum burada, sınır komşumuz Suriye’nin bölünmesinin Türkiye’ye ne faydası vardır? Aksine Suriye’de olayların başlamasından bu yana sığınmacılar yüzünden en çok sıkıntı çeken Türkiye olmuştur. Yarın yeni bir göç dalgası ile ülkemiz yine sıkıntılarla boğuşmak zorunda kalacaktır.
BOP’un uygulama sürecinde Irak ve Libya’nın ardından Suriye’nin de bölünmesi, İsrail’in yayılmacı politikasının önünde direnç noktası olabilecek ülke-ülkelerin birer birer bertaraf edilmesi anlamına gelmiyor mu?
20. yüzyılın ilk çeyreğinde İngilizlerin oyuncağı olan Şerif Hüseyin’den beri Orta-Doğu ülkelerinin birbirleri ile kavgaları, küslükleri, tepişmeleri bana iki dağ tavuğunun (aşağıdaki adreste) kavgasında kartalın avı olmalarını hatırlatıyor.
https://www.tv100.com/ikisi-inatlasip-gagalariyla-kavga-ediyordubirden-ok-gibi-firladisaniyeler-icerisinde-ikisini-de-avladi-haber-674085(İzleyemeyenler için)
Yukarıdaki adreste dağ tavuklarını avlamak üzere yola çıkmış kartal, dağ tavuklarının üzerinde aheste aheste uçuyor. Dağ tavukları etrafta olan bitenden habersiz bir birlerini gagalamaya devam ediyorlar. Hem de öldüresiye bu mücadeleyi sürdürürken kartal bir anda saldırıyor.
Sonuç malum… Her iki dağ tavuğunu yere seriyor ve afiyetle yiyor kartal…
Bunu nasıl anlamaz karar vericilerimiz hayret doğrusu…
Yazık oluyor bu coğrafya insanına… Yazık oluyor benim ülkeme…
Yetkililere Allah basiret versin…
İstanbul
04.12.2024