Bu yazıma bir hikâyeyle başlamak istedim.
Rivayet odur ki, Bursa civarında olmuş
Bir Müslüman hayrına bir çeşme yaptırmış, gelen geçen, kurtlar kuşlar susuz kalmasın diye. Çeşmenin önüne kocaman bir mermere, kocaman yazılarla “Bu su herkese helal ama Müslümanlara haram” diye yazdırmış.
Tabi bu söz halk arasında büyük bir infilak uyandırıyor, kulaktan kulağa yayılıyor. Bu önemli söz padişaha aksediyor. Padişah bu söz üzerine fena sinirleniyor tepesi atıyor. Padişah, “Kimmiş bu densiz tez huzuruma getirile” diye emir buyurmuş. Hemen zabıtlar gidip adamı bulup padişahın huzuruna getirmişler.
Padişah çok sinirli, padişah hiddetli yüksek volüm bir sesle adama, “Be densiz bu nasıl bir söz ki, çeşmenin suyu herkese helal Müslümanlara haram” yazıyorsun. Sessiz sakin kafasını eğmiş huzurda duran adam kısık bir sesle, “Hünkârım öyle gerekiyordu bunu ispat ederim” diyor.
Padişah gene hiddetli yüksek volüm bir sesle “Neyini ispat edeceksin be adam bu düpedüz Müslümanlara hakaret sayılır” deyip tam cezalandırılması için emir verecekken adam yine “Hünkârım bana bir süre verin ispat edemezsem cezam neyse razıyım” diyor.
Bu kararlılığı gören padişah adama bakıyor “Tamam ispat et bakalım” diyor.
Adam padişaha “Hünkârım en itibarlı bir Haham başını tutuklatın” der.
Padişah adama “Be adam durup dururken ben niye Haham başını tutuklatayım”
Adam “Hünkârım tutuklayın birkaç gün sonra salarsınız. Başka türlü ispat edemem”
Padişah emir verir “Tez Haham başı tutuklansın”
Haham başı tutuklanır bir anda ortalık karışır. Tüm Yahudiler ayağa kalkar padişaha gelirler ne gerekirse yapmaya çalışırlar.
Birkaç gün geçer görülmek istenen görünür, Haham başı serbest kalır.
Padişah adama “ne oldu şimdi?” diye sorar.
Adam sakin bir şekilde “Hünkârım şimdide en itibarlı bir Papaz tutuklayın”
Padişah sinirlidir ama olayın sonucunu da görmek ister.
Emir verir en itibarlı bir Papaz tutuklanır.
Yine aynı Haham başında olduğu gibi ortalık ayağa kalkar, papaza sahip çıkarlar, padişaha gelirler gereken neyse yaparlar. Bir kaç gün sonra Papazda salıverilir.
Padişah ne olduğunu çözmeye çalışır ama çözemez, sabırla beklemektedir.
Padişah adama “Ne oldu şimdi?” diye sorar.
Adam hünkârım şimdi de en itibarlı bir İslam din adamını tutuklayın.
Bu söz üzerine padişah çok sinirlenir ama sakin bir şekilde emir verir.
Herkesin itimat ettiği mahir bir İslam din adamını tutuklatır, beklemeye başlarlar.
Sizce ne oldu dersiniz.
Birden ortalığı bir dedikodu alır. Her vaazında, sohbetinde gün sektirmeyenler bile o din adamının suçlu olduğundan şüphe ederler, din adamının yanında olacaklarına dedikoduyla suçlu ilan ederler.
Birkaç gün geçtikten sonra adam padişahın huzuruna çıkar, “Hünkârım siz söyleyin böyle Müslümanlara o su helal edilir mi?”
Yine ünlü vaazlarımızdan Timurtaş Hoca ile ilgili bir rivayet, Beyazıt Camiinde vaaz ederken polisler gelip cemaatin önünde tutuklayıp götürüyorlar. Timurtaş Hoca dönüp cemaate bakıyor kimsenin kılı kıpırdamıyor. Diyor ki, “Yıllardır biz bir koyun sürüsüne mi vaaz vermişiz”
Tabi bu rivayetler doğru veya yanlış bilmiyoruz. Dilden dile dolaşan rivayetler ama bir gerçek var verdiği mesaj doğru.
Müslümanlar kendi içlerinde cesur bir şekilde tavır koyamama gibi bir zaafları var. Tabi bu genel bir olay değil ama olması gerekenlerde çok fazla.
Bugünlerde de bunu çok iyi yaşıyoruz.
BİRİLERİ YAHUDİ ADINA ORADAYSA MÜSLÜMANLAR NEREDE?
On günü geçen bir zaman diliminde dünyanın gözü önünde adına savaş dedikleri bir katliam yaşanıyor. Kundaktaki bebek, beşikteki çocuk, bebek emziren kadın, aksakallı dede yani bir bütün olarak insanlık katlediliyor.
Birileri okyanus ötesinden kalkıp gelip “Ben dışişleri bakanı olarak değil Yahudi olarak buraya geldim diyor, olay mahallinin etrafında olan Müslüman devlet adamları sadece uzaktan kınamaya yetiniyor.
Birileri okyanus ötesinden Avrupa ülkelerinden gemilerini bölgede konuşlandırıp, silahlarının yönünü çeviriyor, İsrail zalimine destek veriyor, olay mahallinin çevresinde olan Müslüman ülkeler seyrediyor.
Yıllardır kanayan yara İsrail, Filistin. Bir türlü kurumayan, tedavi olamayan bir yara. Fakat bu son olayın şekli ve sunuluşu çok ibret verici.
Bu konuda ki, gördüklerimizi sonraki yazımızda paylaşacağım.