MEHMET CEYLAN

Tarih: 21.11.2021 07:33

“HELALLEŞMEK” 2020’LERİN SİYASET ŞİFRESİ Mİ?

Facebook Twitter Linked-in

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz günlerde hem Twitter’den hem görüntülü video sistemiyle ortaya helalleşme konusu attı. 

Dedi ki, “Herkesle helalleşeceğiz” ve dediki “28 Şubat mağdurlarıyla, üniversiteye alınmayan, ikna odalarına alınan başörtülü kızlarımızla helalleşeceğiz” dedi.

Bu söz üzerine CHP cenahından destek veren de karşı çıkanda oldu. İktidar kanadı Helalleşmeyi bir şeylerin üstünün örtülmesi gibi gördü. CHP içinden veya iktidar kanadından sert eleştiriler aldı.

Öncelikle şunun altını bir çizelim daha önceki yazılarımızda; “2020’li yilların siyasi dizaynında organizasyonu Kemal Kılıçdaroğlu yapıyor, tüm kesimleri toplamaya çalışıyor” diye. Şimdi anlaşıldı ki, “Helalleşmek” yeni siyaset organizasyonunun şifresi.

Aslına baktığımız zaman helalleşmek kötü bir şey değil. Bireysel ve kurumlar olarak her daim helalleşmemiz gerekir. 

CHP gibi AK Parti’nin, MHP'nin, Milli görüşçülerin, Milli Mücadelecilerin, Ülkücülerin, Solcuların da helalleşmeye ihtiyacı vardır nereden bilirsiniz...

Kemal Kılıçdaroğlu kiminle ve hangi döneme kadar gidecek, helalleşecek gerçekten yapabilecek mi bilmiyoruz fakat bir gerçek var ki, doğru bir yerden bendi yıktı. Eğer yapabilirse ki, en başına kadar gidebilirse ki, Mustafa Kemal Atatürk’ün ideallerinde olan sonraki dönemlerinde saptırılan CHP kendi benliğine kavuşur, Kılıçdaroğlu’da CHP bir çığır açmış olur. 

Kılıçdaroğlu’nun genel politikası doğru - yanlış yönleri tartışılır ama bir süredir yaklaşık 2015 yıllarından bu tarafa CHP önceki dönemlere nazaran arada sivri zatlar çıkmış olsa da partinin merkezinde daha yumuşak, daha muhafazakar toplumla barışık gözle görünür bir süreç yaşadı. Heybesi dolu olmasaydı ciddi de karşılık görürdü. Bu helalleşmeyle heybesini boşaltır, yeni politikasıyla heybesini doldurur mu bunu göreceğiz. Bir zamanların din düşmanlığı, irtica çığırtganlığından daha uzak daha saygılı ve akılcı bir yol izliyor.

Tabi şunu da unutmayalım önceki dönemlerde olanlar kendi suçu değil elbette, parti yönetimde başkaları vardı ama kurum adına özür dilemesi büyük bir cesaret olur, CHP ile toplumu barıştırmak anlamına gelecek. Eğer doğru yaparsa %25’lik bant yıkılır daha merkez seçmeninde gönlünü kazanır, oy sıkalasını yukarı çeker.

Kendi sözleriyle yakın tarihten geçmişe doğru gidelim.

Doğrudur, insan hak ve özgürlüklerine ters olan başörtüsü sorunun en yoğun yaşandığı 28 Şubat olaylarından özür dilemeli.

İkna odalarında hapsedilen zorlanan öğrenci kızlarımızdan özür dilemeli.

Tanklar yürüdüğü zaman, postmodern darbe bildirisine ses çıkarılmadığı için özür dilemeli.

Başörtülü diye asker yemin törenlerine alınmayan anne ve ninelerden, başörtülü diye asker eşlerinin anne ve ninelerinin ordu evlerine alınmadığı zaman ses çıkarılmadığı için özür dilemeli.

CHP adına muhafazakar kesimi hedef gösterip irtica çığırtlanlığı yapılmasından özür dilemeli. 

CHP’nin kurucu lideri olan Mustafa Kemal Atatürk Kominist derneklerini kapatmasına rağmen 1960 ile 1980 yılları arasında partiyi sosyalistlik, komünistlik adı altında anarşistlere karargah yapılmasından, o anarşistlerin devletin askerine, polisine silah sıkmasından, o anarşistlerin sözde emeğin yanındayız diye fabrikaları, işyerlerini yağmalamasından, yakmalarından dolayı verdikleri zarardan, sol düşünceyi lekelediklerinden, toplum değerlerine zarar verdiklerinden dolayı özür dilemeli.

1960 Yılında cuntanın darbe yapmasını kabullenmesinden dolayı özür dilemeli. 

İsmet İnönü’nün “Ben binbaşıyı çağırayım, Meclis'i feshettireyim, bunu ister misiniz? İhtilal olacak ve siz bundan kurtulamayacaksınız.'' Dediği için özür dilenmeli

Ülkenin başbakanının ve bakanlarının asılmasından dolayı özür dilemeli.

Başbakan ve bakanların asılması için bizzat İsmet İnönü’nün MBK subaylarına 'Başladığınız işi bitirin' dediği için özür dilenmeli

Darbecilerin kurdurduğu hükümette yer almasından dolayı, darbecilerin anayasasını onayladıklarından dolayı özür dilemeli.

Özellikle İsmet İnönü’nün Başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı dönemlerin de  dini hassasiyetlere karşı durulmasından dolayı özür dilenmeli.

Ezanın Türkçeye çevrilmesinden dolayı özür dilenmeli.

Kuranı Kerim okumanın suç olmasından dolayı özür dilenmeli.

Halkın ahırlarda, gizli gizli Kuranı Kerim öğretilmesine zorunlu bırakıldığı için özür dilenmeli.

Mustafa Kemal Atatürk zamanında gelişen bir Türkiye’de 1940’lı yıllarda üretilen ürünlere el konulup milleti açlığa sürüklediği için özür dilenmeli.

Çalışan fabrikaları kamulaştırıp çalışamaz duruma getirildiği için özür dilenmeli.

En önemlisi de Mustafa Kemal Atatürk’ün ideallerinin değiştirildiği için Özür dilenmeli. Atatürk’ün sözlerinin çarpıtılarak farklı bir kulvara çekildiği, Mustafa Kemal Atatürk Türk toplum yaşantısından inanç ve geleneklerinden uzakmış gibi gösterildiği için özür dilenmeli.

CHP’yi Türk toplumunun inanç ve geleneklerinden uzaklaştırıp başka bir kulvara çekildiği için özür dilenmeli.

Bu süreç içinde sayabileceğimiz çok konu başlığı vardır ama bu konu başlıklarının bile özür dilenmesi, topluma dönülmesi CHP’ye çok şey kazandıracaktır. 

Her dönemi kendi içinde değerlendirerek denilmeli ki, “Evet o dönemin yönetimleri şu veya bu konuda yanlış yapmışlardır, CHP kuruluş ve toplum değerlerinden saptırılmıştır, asıl CHP budur” diye yeniden bir manifesto ile özür dilendiği takdirde CHP farklı bir konuma gelir toplumun ekseriyetiyle barışır. 

Bu barışma politikası Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendi poltikasımıdır, birileri mi planlanı önüne koydu bilmiyoruz ama çok doğru bir politika bu biline...

Bu politika üstünü çizerek söylüyorum 2020’li yıllar siyasetinin organizasyonunun şifresi “Helalleşmek”


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —