Eski Başbakanlardan prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, geçtiğimiz yıl yayınladığı manifesto ve ardından yaptığı konuşmalarda AK Parti'nin kuruluş değerlerinden uzaklaştığını, siyasi ahlakın kaybolduğunu derhal kuruluş değerlerine dönülmesi gerektiğinin altını çizmişti. Bu konuşmaları sonrası birlikte hareket ettiği arkadaşlarıyla kesin ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edilmişti. Disiplin kurluna sevk edilmelerinin ardından sonucu beklemeden AK Partiden istifa ederek parti kurma çalışmalarına başlamışlardı. Geçtiğimiz günlerde de partiyi kurarak teşkilatlanma çalışmalarına hız verdiler.

Yeşil beyaz rengiyle, çınar yaprağından oluşan logosuyla bakalım "Gelecek Partisi" yeşerecek mi?

KATILIMCILAR GENÇ JENERASYON

Dün bazı dostların daveti üzerine Gelecek Partisinin İstanbul il başkanlığı açılışına katıldım. Tabi gazetecilik gereği vede siyasi analiz konusundaki geçmişten gelen tecrübelerimiz gereği gözlemlerde bulundum.

Bir kurumu gözlemlemek için, katılımcılarına, yorumlara ve konuşmalardaki altı çizilecek dip notlara bakmak lazım.

Katılımcılar genel olarak genç ve orta yaş jenerasyonundan siyasetin tecrübelileriyle çıraklarından oluştuğu, ama inanarak orada olduğu dikkatlerden kaçmadı.

Siyasi olarak korku ikliminin yaşandığı, korku ötesinde FETÖ, hain, terörist v.b  etiketlerin yapıştırıldığı bir durumda safını belli etmek cesaret ve inanmaktan öte bir şey olamaz.

Ahmet Davutoğlu'nun "Ayrı yaşlardayız ama hepimiz genciz, genç kalacağız" sözüne uygun bir katılımcı kitlesi vardı.

Beni davet eden dostlar ve içlerinde çok sayıda tanıdıklar AK Parti içinde siyaset yapmış yada AK parti siyasetinin ısrarcı savunucularıydı.  Eleştirilerimizden dolayı tartışmalar bile yaşadığımız arkadaşlardı. Dün bizim söylediklerimize bu gün haklı olduğumuzu söylüyorlar, bugün burada olma sebeplerini de Ahmet Davutoğlu'nun ifade ettiği gibi AK Parti'nin kuruluş değerlerinden uzaklaştığını, siyasi ahlakın kaybolduğunu yeni geliştirilen politikaların ülkeye ve topluma zarar verdiğinin altını çiziyorlar.

KONUŞMADA ALTI ÇİZİLEN YERLER

Açılışta konuşan Ahmet Davutoğlu altı çizilmeye değer önemli dip notlar verdi. Haber yapan basınında başlık yaptığı "Kendi oğlunu diğer vatan evlatlarından ayıran biri devlet adamı olamaz" sözü gerçekten üstünde durulması gereken bir söz. Yine bahar aylarının müjdeleyicisi havaya, suya, toprağa düşen cemre üzerinden verdiği mesajlar da önemliydi.     

Davutoğlu; "Hakarete varan sözlere karşı bizim dilimizden kem söz çıkmadı" diyerek siyasi dilin bozuk olduğunun mesajını vermiş oldu.

Davutoğlu; "Bu korku ikliminde kimseyi bulamazlar, partiyi kiminle kuracaklar, onlar yalnız, onlar terk edilmiş dediler ama biz 152 korkusuz yürekleriyle birlikte yola çıkan yiğitlerle partiyi kurduk. Bu dönemde siyasi hareketle yola çıkmak yürek işidir, zihin işidir, emek işidir, hırs, intikam, çıkar ve hesap işi değildir" derken de ülkede siyasetin içinde bulunduğu durumu özetliyordu.

Yeni kurulmuş bir siyasi hareket gelecekte nasıl bir yol izleyeceğini şimdiden ön yargılı olmamak gerek.

Genel Başkan Ahmet Davutoğlu ilmi olan, dürüstlüğünü başbakanlığı bırakırken kanıtlamış bu konuda söz söylenmeyecek kadar net biridir. İçişleri bakanlığı ve başbakanlık yaptığı dönemlerde bir takım hataları görüldü. Tabi bu hatalar kendi deyimiyle yalnız değildi üstünde baskılar vardı. Bir ekip içinde ve güçlü bir lideri olan bir siyasi hareketin içinde istediğini yapamamış olabilir onu bilemem ama geçmişi silecek yeni politikalar geliştirirse bilgi birikimiyle birleştirse bu ortamda kendine inananları mahçup etmez.

Ahmet Davutoğlu'nun yerinde ben olsam; öncelikle konuşulmayan şeyleri konuşurum. Toplumu yok etmeye çalışılan üstü perdeli projeler üstünde dururum. Ekonomiyi yok eden, üretimin önünü kesen perdeli projelerden bahsederim. Toplum değerlerinin yok edilmesi için üstü perdeli projelerden bahsederim. Rakamların nasıl yüksek gösterilip alım gücünün nasıl düşürüldüğünü, enflasyonun yüksek olup nasıl düşük gösterilerek hoş gelen borçlanma politikasıyla toplum nasıl mahkum edildiğini söylerdim.

KARA PROPOGANDA

Mevcut iktidar kendi yanında olmayan, eleştiren, yanlışı söyleyen her kesimi ve kişiyi farklı kategorilere sokuyor. Yöneticilerin bu tavrı da tabana yansıyor. Hele AK Parti'den ayrıldığı için Ahmet Davutoğlu hakkında yapılan kara propagandalar hiç hoş değil, çok yanlış. Bu devletin temeli Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti değil, ülke meseleleri üzerinde konuşulurken sanki AK Parti ve Erdoğan düşmanlığına sokulması da hiç hoş değil. Bu ülkenin sorunları dün vardı bu gün var yarın gene olacak ama partiler ve kişiler olmayacak. Bu üslup kutuplaşmayı ve düşmanlığı tetikler.

BASIN SANSÜRÜ

Dün açılıştan sonra en çok dikkatimi çeken bir durum da "Basın sansürü" oldu. 1984 Yılında Islahatçı Demokrasi Parti'sini kurduğumuzda 1. Genel kurulu yaptığımızda tüm basın manşetten vermişti. "Mevlana Partisi, Abdulhamit Partisi, Sıkma başlılarla perma başlılar birarada" gibi manşetler ve spotlarla haber yapmışlardı. Fakat ne olduysa sonrasında bırakın 1. sayfayı iç sayfalarda bile haber çıkmaz oldu büyük bir sansür uygulanmıştı. Bir gazeteci dosthane bir sohbette "X holding haber yaparsanız desteğimizi çekeriz"  diye tehdit geldi demişti. Şimdide baktım Gelecek Partisi için büyük bir basın sansürü olduğunu gördüm. Kurulduğunda cidden haberlerde olan Gelecek Partisi İstanbul açılışında aynı ilgiyi göremedim. Tüm gazetelerin 1. Sayfalarını inceledim destek verdiği denilen Karar gazetesi bile il açılışını 1. sayfadan görmedi.

Bir partinin İstanbul gibi bir il başkanlığı ses getirecek bir şekilde açılıyor önemli mesajlar veriliyor basında yer bulmuyorsa bir takım güçlerin engeli olduğu kesin...