Toplumların en büyük özelliği kendi dinamikleriyle yaşamasıdır. Toplumlar kendi dinamiklerini kendileri oluşturduğu zaman, bu dinamikleri başkaca toplumları, toplumsal olarak veya bireysel olarak etkilediği zaman bir medeniyet toplumu olur. Kendi dinamikleri olmayan toplumlar medeniyet inşa etmesi mümkün değildir.
Toplumların iç dinamikleri, evrensel olan adalet, ahlak yapılarının yansıra kendine has kılık kıyafet, adap, yaşam tarzı, aile yapısı, toplumun birliktelik yapısı gibi insanların hayran olduğu yapı oluşturmaktır.
Adalete bakış açısı ve uygulaması, ahlaklı bir yaşam biçimi toplumların evrensel en önemli unsurlarındandır. Adaleti kendisine olduğu kadar hasmına da adaletli davranan en iyi şekilde uygulayan, ahlaklı bir yaşam biçimi oluşturan toplumlar medeniyet temelini atmış olur.
Atılan bu medeniyet temelini, aile düzenini kurmak, toplum bağlarının güçlü olması, kılık - kıyafet, sofra adabı, güzel kullanılan dil, kendine has kültür – sanat oryantalleri, sanayi ve ticaret düzeni ile medeniyet yapısını büyütür ve yaşatır.
ETKİLEYEN BİR TOPLUM DEĞİL, ETKİLENEN BİR TOPLUM HALİNE GELDİK
Biz Müslüman Türk Milleti, hatta İslam’la müşerref olmadan önceki Türk Boyları bile hep etkileyen toplum olmuşlardı. Tarihin seyri içinde bakıldığı zaman inşa edilmiş Türk medeniyetini yaşatarak gelmişlerdir. Tarihi seyir içinde Türk milletinde gördüğümüz durum her zaman etkileyen taraf olmasıdır.
Etkileyen taraf olan bir milletin geldiğimiz noktada etkilenir olması en büyük sıkıntıdır. Etkilenen toplumlar iç dinamiklerini kaybederler, adı devlet olsa da millet olma özelliği yok olur.
Adalet timsali bir millet bu gün hem devlet yönetimi olarak, hem de bireyler olarak adaletten uzaklaşmış bir millet olduk.
Hikaye gibi anlattığımız, Fatih Sultan Mehmet’in tebdili kıyafetle alışveriş anında yaşadığı manzara adalet duygusunun en alttaki bir esnafın uyguladığını gösteriyor, bu durum etkileyici olmaz mı?
Yine gayri Müslüm bir mimarın, devletin padişahına dava açabilmesi ve davayı kazanması etkileyen bir adalet anlayışı değil mi?
Geldiğimiz noktada: Gelir adaleti yok, Eğitim adaleti yok, Sağlık adaleti yok, bireylerin uyması gereken aile içi adalet yok, komşuluk adaleti yok.
Ticarette ahlak yok, Sanatta ahlak yok, eğitimde ahlak yok, komşuluk ilişkilerinde ahlak yok, sokak tavırlarında ahlak yok.
Bunlar bir milletin kaybolan değerleri. Değerleri kaybolan millette, kendi değerleri yerine etkileyen değil etkilenen millet olur.
NELERDE ETKİLENDİK..
Adalet timsaliyken: adaletsiz emperyalistlerden etkilendik.
Ahlak timsaliyken: ahlaksız yaşamaktan etkilendik.
Doğru veya yanlış olanı görmek yerine partizanlıktan etkilendik.
Dini kaynağından öğrenmek yerine din tacirlerinden etkilendik.
Kutsal bir Aile yapımız varken: Batıdan etkilendik, batıyı da geçerek birlikte yaşamak diye bir ahlaksızlıktan etkilendik, kanunu çıkardık.
Akraba, aşiret büyüklüğünden onurla bahsederken, akrabalardan uzaklaşmaktan, yalnızlıktan etkilendik.
Her cinsiyetin ayrı bir değeri varken: Sapıklıklardan etkilendik cinsiyet seçmenin bir hak olduğu ahlaksızlıktan etkilendik, kanunu çıkardık.
Hem kadında hem erkekte kıyafetin bir değeri varken: Ya İslam kıyafeti aldatmacasıyla Ortadoğu kıyafetinden, yada çağdaş diye batının çıplaklık kıyafetinden etkilendik.
Süngünün bile çıkaramadığı kıyafetine sahip olan kadınlar kalçalarına kadar ve göğüslerine kadar açık giyinmekten etkilendik.
Sinemaya bile ütülü elbise, kravatla giden Türk erkeği, donuyla çarşı pazara çıkmaktan etkilendik.
Kıyafetindeki yırtılmayı ayıp görüp yama yaparken, şimdi yırtık pırtık giyinmekten etkilendik.
Baba yanında iki dizi üstünde oturan evlat iken: bacak bacak üstüne atan, uzanıp TV seyretmekten etkilendik.
Sofrasındaki kırıntıları parmaklarıyla toplarken: Tabakta yemeği bitirince ayıp olur diyerek, yemeğinin yarısını bırakıp çöpe atılmasından etkilendi.
Üretim ve tasarruf toplumu olmak yerine tüketim toplumu olmaktan etkilendik.
Etkilendik, etkilendik, etkilendik…
Daha o kadar çok şey sayabiliriz. Hatta sayfalarca kitap olur. Bu köşede bu kadarını yazabildik.
Burada yazdıklarımız ve yazılması gereken etkilendiklerimiz gösteriyor ki, toplum değerlerimizin ne kadar zaafa uğradığıdır.
Değerleri zaafa uğrayan bir milletin de yaşaması çok zordur.
Bu millet, medeniyetler inşa etmiş bu aziz millet etkilenme yerine etkilemeli. İnsanlığa örnek olmalı.
İstanbul
03.12.2024