DEPREM İÇİN YEREL YÖNETİM VE AFET  KANUNUNU REVİZE ETMENİN ZAMANI GELDİ

Bundan 8-9 yıl önce , Bayrampaşa Kızılay Başkanı iken,  rahmetli Prof.Dr.Ahmet Mete Işıkara hocanın bilimsel editörlüğünde, bizzat Bayrampaşanın 900 sokak ve 150 caddesinde çalışarak , Emniyet, Milli Eğitim, Sağlık, İtfaiye, İski, İgdaş, Telekom, Elektrik Bedaş, Belediye, Muhtarlar ve Stk´ların katılımı ile ortaya 7 ayda çıkardığımız RİSK YÖNETİMİ ODAKLI  BAYRAMPAŞA AFET VE ACİL DURUM MODEL PLANIndan birkaç sayfa paylaştım sizlerle.

5 sene boyunca sadece bu konuda günde 5 saatin üzerinde teorik ve pratik araştırmalarım , okumalarım ve icraatlarım oldu.

Mevcut 7269 sayılı Afet kanunumuz geçmiş yıllara göre daha iyi olmasına rağmen, hala KRİZ YÖNETİMİ konseptini taşıyor.

Yani deprem sonrası için yapılıyor bütün hazırlıklar.

Bu da küçümsenecek bir şey değil. 

Son Elazığ depreminde  gururla gördük  yapılan çalışmaları. O kadar tezvirata rağmen devletimiz , gereken her şeyi  geçmiş ile kıyas kabul etmeyecek kadar hız ve kalitede yaptı.

 Bu konuda da ciddi şekilde ilerledik. Dünyada arama kurtarma ve diğer deprem sonrası faaliyetlerde önlerdeyiz.

İran´dan sonra çadır stoğu en fazla olan ülkeyiz dünyada.

RİSK YÖNETİMİ ise,  afet olmadan önce riskleri minimize edecek her tür faaliyeti kapsar.

Risk yönetimi için 1 lira harcarsınız, lakin kriz ortaya çıktıktan sonra 4 liranız gider.

Canlarımız ise maddiyatla ölçülmez elbette.

Gönderdiğim resimlerin kitabında, Bayrampaşa´ da deprem, sel, yangın vs ..hangisi olursa, olmadan önceki riskleri tespit ettik.

Bu riskleri minimize edecek gerekli hazırlıkların neler olduğunu yazdık.

Mevla devletimizi, milletimizi  ve bayrağımızı korusun.

Bütün kamu idarecilerine bir model olarak ilettik.

ÇÖKECEK BİNALARI TESPİT EDELİM, KİMSENİN BURNU KANAMASIN

Depremlerde en önemli unsur can kaybının önüne geçmektir.

Önce can kaybını önlemek için risk yönetimi uygulanır.

İstatiksel olarak bütün yıkıcı depremlerin sonuçları göstermiştir ki, iskambil kağıdı gibi çöken ve altında insanların öldüğü binaların oranı % 5 civarındadır.

Dikkat ederseniz aynı ilçede, mahallede ve sokakta yanyana duran iki apartmandan biri ayakta dururken, diğeri çökmüş olabiliyor.

İşte , eğer biz bütün binalar içinde sadece çökecek binaları belirleyebilirsek, bu binaları yıkıp yeniden yaparak , olası yıkıcı bir depremde can kayıplarının büyük bir bölümünün önüne geçmiş oluruz.

Ağır, orta ve hafif hasarlı binaları yeniden imar edebiliriz. Bunların içinden genellikle insanlarımız canlı çıkıyor.

İşi sadece çökecek bina tespiti olan yöntem ve uzmanlar var. Maliyeti de çok düşük ve kısa sürede , saatler içinde sonuç alınabiliyor.

Yerel yönetimler aracılığı ile , Risk Değerlendirmesi çerçevesinde buradan başlanılabilir.Mevla devletimizi,milletimizi ve bayrağımızı korusun?