HAKAN GEZER

Tarih: 07.05.2024 11:46

DEĞİŞİM SANCILARI VE İLETİŞİM

Facebook Twitter Linked-in

31 Mart gecesi uyuyup 1 Nisan sabahına uyandığımızda memleketin çok farklı bir sabaha uyanacağını düşünenler kendileri açısından üzücü gerçeklerle karşılaşırken diğer yanda hiçbir şeyin değişmeyeceğini umanlar da kendileri açısından hayal kırıklığı içerisindeler. Seçim sonuçları, amacı değişim değil terakki olanlar için ise çok başka. Bugün bu kısım üzerinde durmak isterim.

Demokrasi makul ortak yolu bulma yolunda önemli bir araçtır. Demokrasi için çok fazla bedel ödenen bir memlekette yaşamaktayız. Türk demokrasisi ve terakkisi Devlet-i Aliyye’ nin 2. Mahmut döneminden bu yana defalarca ağır bedel ödemesine rağmen akacak yolunu daima bulmuştur. Cumhuriyet tarihi de aynı örneklerle doludur. Bu tarihsel süreci detaylandırmak yerine şimdilik sadece anımsatmayı tercih ederim.

Yerel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin elde ettiği ciddi zafer her zafer gibi elbet geçici olacaktır. Derler ya dünya Sultan Süleyman’a kalmamış diye... Tam o misal. Tıpkı 2002’den beri Adalet ve Kalkınma Partisi’nin de galibiyetlerinin bir sonu olduğunu gördüğümüz gibi... Mesele alınan yetkiyi, yetki süresince ihanet etmeden terakki yolunda, millete hizmet ederek ve adalet kaygısıyla kullanmaktır. Bir dönem açılır bir müddet sonra kapanır ardından yenisi açılır. Bugün gelinen konumda merkezdeki ve yereldeki ağırlığın birbirinden farklı partilerde olması iyi niyetli herkes için demokrasinin işleyişini kolaylaştıracaktır. Dengeli yönetim usulleriyle ilçelerden, illere, illerden bölgelere, bölgelerden tüm memlekete yayılan dengeci tutum memlekete daima fayda getirir.

Bugün bir değişim sürecindeyiz. Her değişimin sanıcısı olur. Nitekim sancıyı hissetmekteyiz. Türk milleti öyle kadirşinastır ki açıklanabilir her kararı içi acısa da başının üstünde tutar. İşte tam bu noktada adil olmanın yanında bir beceriye daha ihtiyaç oluyor: İletişim. İletişim siyasilerin meziyeti olmalıdır. Devlet denen mekanizmayı memurlar elbette yürütebilir ancak karar alıcı olan siyasilerin milletin kararlarını yansıtmanın yanında bir de iletişim meziyetiyle bu kararları, muhaliflerine açıklamaları gerekmektedir. Takdir edilir ki bir lider, bir yönetici gerek özel kurum gerekse kamu kurumu fark etmeksizin kararlarını gerekçelendirmek durumundadır. Gerekçeleri ise fiilden etkilenenlere güçlü ve etkili bir iletişimle aktarmalıdır. İşte siyasilerin varlığı tam bu noktada önemlidir. Yeni konacak bir kural ya da uygulamanın yürütücüleri memurlar olabilir ama bunu açıklaması gereken siyasilerdir. Değişim sancısını hafifletmek adına ve daha açıklanabilir kılmak için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Chp Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’in görüşmesi çok kıymetliydi. Benzer bir görüşme yine Sayın Özgür Özel ile Mhp Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli arasında gerçekleşecek gibi. Hatta bu yazı yayınlandığında belki de gerçekleşmiş olacak. Chp Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’in bu adımları gerçekten kıymetli. Yıllar sonra gelen bu görüşmeler, idari tasarrufları yapacak bakanlara, belediye başkanlarına bir mesaj veriyor: Terakki’de ittihat. Gönül istiyor ki genelden yerele yayılsın bu iletişim hali. Güzel Bayrampaşa’da da parti ilçe başkanları ile belediye başkanımız Sayın Hasan Mutlu ve ekibiyle iletişim halinde olması Bayrampaşa’nın nasırlaşmış sorunlarını çözme noktasında kolaylaştırıcı etki yapacaktır. Memleket idaresi kişisel hırslara, hüzünlere, intikam duygularına mahkûm edilemez. Şahsen yakında en üstten başlayan bu iletişim dalgasının yerele de yansıyacağına inanmak istiyorum. 

Her şeyden önce sosyal sınıfımız ne olursa olsun bu ülkeye vatandaşlık bağıyla bağlı insanlar olarak işini en iyi yapan vatanını en çok sevendir ilkesiyle hareket etmeliyiz. Memleket sevgisinin ölçütü kuru sloganlar değil kişilerin ortaya koyduğu iştir. Bir sokakta çöp toplamak aksadıysa mağdur o sokakta oturan tüm ahalidir. En küçük mezradan metropollerimizin en büyük ilçelerine kadar içinde bulunduğumuz değişim sürecini iletişimi ihmal etmeyerek, gerekirse uzun istişarelerle biraz vakit kaybederek ama ince eleyip sık dokuyarak denge esaslı geçirmeliyiz. İşte o zaman hiçbir aksi seda çıkmayacak, milletin topyekûn desteği parti ayırt etmeksizin yöneticilerinin arkasında olacaktır. Türk milleti kimseyi haksız yere cezalandırmaz, Türk milleti kimseyi boş yere ödüllendirmez.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —