16 Ağustos 2023 tarihinde – Şiddet Olayları Artarak Devam Ediyor!!! | kilit tv – sanal gazetede yayımlanan yazımızda, şiddetle ilgili olarak tespitlerimizi yapmış ve ardından beş soru sormuştuk.
Yazımızda; mafya hesaplaşmalarının sokaklara taştığı, şiddet, cinnet ve cinayet haberlerinin ana haber bültenlerinin ilk haberi olarak yer aldığını belirtmiş ve toplumumuz açısından son derece endişe verici olduğuna dikkat çekmiştik.
Bugün geldiğimiz noktada; “Batı cephesinde yeni bir şey yok.”
Yukarıdaki yazımızın yayımlandığı Ağustos 2023’ten bu tarafa değişen bir şey yok… O günden bugüne tedbir anlamında yapılanlar etkili olmuyor ki şiddet artarak devam ediyor.
Akşam/sabah televizyonların ilk haberlerinde, yazılı ve sosyal medya organlarının baş manşetlerinde “Bir suç örgütü daha çökertildi…” cümlesini duymaya devam ediyoruz.
Son on yıl içinde 34 binin üzerinde silahlı kavgada 21 binin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetmiş… Bunun yanında sadece İstanbul’da geçen yıl 69 binin üzerinde kişilere karşı suç işlenirken bu sene bu rakam 62 bine düşmüş1. Sayın Yerlikaya bunu başarı olarak takdim ediyor…
Sokaklar suç ve suçlu üretiyor adeta… Hırant’ın eşi Rakel’in; “Çocuğu teslim ettiğimiz sistem, onu canavar yapıyor.” cümlesi kulaklarımızda…
Özellikle büyükşehirlerde illegal yapılar/örgütler sokakların güvenliğini tehdit eden bir boyut kazanmıştır.
Bu haberleri çok sık duyar olduk da ardından bir haber vardı ki, içimizi yaktı… Daha bir yıllık polis memuru Şeyda YILMAZ, bir polisin silahını gasp eden 19 yaşındaki madde bağımlısı ve hakkında 26 ayrı suç kaydı olan vicdansız bir genç tarafından vurularak şehit edildi…
“Toplumu rahatsız eden boyutlara ulaşan bu vicdan yoksunluğu,ister istemez toplumun genel anlamda gerildiğinin ve gerginliğinin göstergesidir. Elbette toplumun bu hale gelmesinin sosyal, ekonomik, kültürel ve psikolojik sebepleri var ve bunun sosyal bilimlerdeki yerini, alanın uzmanlarına bırakalım. Bununla beraber, toplum hayatını yakinen gözlemleyen bizlerin de konu ile ilgili söyleyecekleri var ve olmalıdır.” diyerek yazımızda şu tespitleri yapmıştık.
1- Adalet mekanizması sağlıklı çalışmamaktadır. Bir başka ifade ile adalet gecikmektedir. Dolayısıyla güvenlik ve adalet düzeni, hızlı ve etkin olmadığı için vatandaş, bireysel olarak sokakta hak arama ve bunu da şiddet yoluyla sonuçlandırma yolunu seçmektedir.
2- Bireysel silahlanmada büyük artış (Türkiye’de 34-35 milyon silah var bunun 4 milyonu ruhsatlı2) gözlenmektedir.
3- Enflasyonun yüksek seyretmesinin sonucu artan ekonomik sıkıntılar had safhaya çıkmıştır.
4- Vatandaşın devlete ve devlet kurumlarına olan güveni sarsılmıştır.
5- Sınır güvenliği zafiyeti yaşanmakta ve yabancıların sınırlarımızdan giriş-çıkışları kontrol edilememektedir.
6- Sınır güvenliğinin sağlanamamasının sonucu insan, silah ve uyuşturucu kaçakçıları için Türkiye cazip bir ülke haline gelmiştir.
7- Büyük şehirlerin mahallelerinde gettolaşmalar, sokaklarda organize suç şebekelerinin varlığı, sokak güvenliğinin kalmadığı vb…
Bu tespitler, sonuçta gayri meşru oluşumlar (mafya) ve eylemlerdeki tırmanış Türkiye’de bir güvenlik sorunu olduğunu gösteriyor. Bu güvenlik sorunu, doğal olarak insanımızın kendilerini güvende hissetmemelerine ve toplumun yaşam kalitesinin düşmesine yol açmaktadır.
Sokaklarda ve büyük şehirlerin gettolaşan mahallelerinde meydana gelen olaylar, toplumun ruh sağlığını ciddi şekilde bozmaktadır. Büyük şehirlerin sokaklarının güven vermeyen bu durumu, doğal olarak şu soruları akla getirmektedir.
• Toplumun yaşadığı ekonomik kriz sokaklara şiddet olarak mı yansıyor?
• Ya da gençler, televizyon dizilerindeki mafya vari rolleri oynayan dizi kahramanlarına, parlamentonun kabadayı vekillerine mi özeniyor?
• Ceza infaz yasasında yapılan özel (aflarla) düzenlemelerle hapisten çıkartılan mafya liderlerinin parti başkanları ile poz vermeleri mafyayı meşrulaştırıyor mu?
• Ceza evlerinde kapasitenin (295.328 kişi) üzerinde hükümlü ve tutuklunun (342.526) bulunması (kapasite fazlası 47.198 kişi) sebebiyle yeni gelenlere/geleceklere yer açmak için denetimli serbestlik ya da bazı suçları görmezden gelme bir yöntem olarak mı kullanılıyor?
• Denetimsiz yönetimin boşluğunu öfkesi kabaran sokak kabadayıları mı dolduruyor?
• Bütün bu ve buna benzer sorular, bu soruların muhatabı olan hükümetin ve parlamentonun gündemine niçin gelmiyor?
Ülkemizin bu şiddet sarmalından çıkabilmesi için yukarıdaki tespitlerle birlikte kök sebepler üzerine yoğunlaşılmalı… Kısa, orta ve uzun vadede alınacak önlemler belirlenmeli. Kısa vadede yasaların etkin şekilde uygulanması, gerekiyorsa caydırıcı yeni yasal düzenlemelerin yapılması önem arzetmektedir.
Orta ve uzun vadede başta eğitim olmak üzere toplumda şiddet karşıtı farkındalık oluşturulması için gereken önlemler alınmalıdır.
Yasaların etkin uygulanması sonucu insanları hapsetmek yetmez, onların topluma kazandırılması için hapishanelerin ıslah evi görevini yerine getirecek şekilde gerekli tedbirlerin alınması çok çok önemlidir.
Bu bağlamda;
• Toplumda şiddet karşıtı farkındalık oluşturulmasına,
• Toplumun önünde olan rol model insanların daha dikkatli davranmalarına,
• Medya ve sosyal medyanın daha sorumlu kullanılmasına ve
• Gençlere ekonomik gelecek vaat eden, umut veren projelerin geliştirilmesine
büyük ihtiyaç var…
Şiddetten uzak bir yaşam dileklerimle…
İstanbul
12.10.2024