Bir ağaç, dışarıdan gelebilecek zararlılara karşı tedbir alındığında zarar görmez. Hatta dışarıdan gelebilecek zararlılara karşı önlem almak daha kolaydır, çünkü zararın nereden ve nasıl geleceği bellidir. Ancak içeriden gelen zararlılar ağacı içten içe kemirir ve çürüttüğünde, ağacın zarar gördüğünü fark edersiniz. İçerideki zararlılara karşı tedbir almak zordur, çünkü onları hemen göremezsiniz.
Ağaç örneğinde olduğu gibi, dışarıdan gelebilecek etkilere karşı önlem alırsınız ve bunların nereden, nasıl geleceğini bilirsiniz. Ancak içinizdeki hainlerden, ahlaksızlardan ve fitneden kaynaklanacak sıkıntıları fark etmeniz zaman alır. Çünkü onlarla birlikte yol aldığınız için güvenmek zorundasınız; ihanet gün yüzüne çıkana kadar bunu göremezsiniz.
Bu tür vakalar toplum içinde sıkça yaşanır. Özellikle siyasette ve ticarette bu tür olaylara sıkça rastlarız.
Siyaseti bir ibadet duygusuyla veya bir hizmet merkezi olarak görmeyen, yalnızca menfaat temin etme alanı olarak gören kişiler, her an rotasını değiştirme eğiliminde olurlar. Bu rota değişikliklerine bir de meşru zeminden uzaklaşmış kirli siyaset dahil olursa, işte o zaman durum tam bir bataklık haline gelir. Bu bataklığı kurutmak ise çok zor olur.
Taşıdığı inanç ve kültür hazinesinden dolayı tüm insanlığa örnek olması gereken toplumumuzda, maalesef bu kirli ve ahlaksız davranışları sıkça görmekteyiz. Bu durum, toplum yapımızın ne hale geldiğini açıkça gösteriyor.
Bu tabloyu tüm ülke sathında gördüğümüz gibi, Bayrampaşa'da da bariz bir şekilde yaşıyoruz.
AHLAKSIZ VE KİRLİ SİYASET ANLAYIŞI
Aralık 2018 tarihinde "Paşa Vadisi'nin Yalnız Savaşçısı Atila Aydıner" başlıklı bir yazı kaleme almıştık.
Yazıda şunları belirtmiştik: "Kara propaganda kimden gelirse gelsin, kime karşı yapılırsa yapılsın çirkin bir şeydir. Aynı partiden aday adayı olup da mevcut başkanı bu kadar aşağılar derecede eleştirilere kim izin veriyor, hala neden ses çıkarılmıyor anlamış değiliz. Aday adayları elini kolunu sallaya sallaya ortalıkta gezip mevcut başkanı yerden yere vururken yetkili organlar neyi bekliyor? Hem siyasetin hem de rekabetin ahlak kuralları içinde yürütülmesi gerektiği kanaatindeyiz. Evet, Atila Aydıner'in hatası yok mu, elbette var. Ama eleştirinin de bir dozu olur, bir dili olur. Hizmetlerinde ve projelerinde eksikler olabilir; bunlar üzerinde daha iyisini yapmak için rekabete girilebilir. Ancak Atila Aydıner'in ahlak dışı işler yaptığına dair söylemleri hak etmediğini düşünüyoruz. Bu belediye yalnızca Atila Aydıner'in değil, Bayrampaşa'nın ve AK Partili bir belediye başkanı olarak yalnız bırakılmayı da hak etmiyor."
O gün Belediye Başkanı olan Atila Aydıner, içeriden gelen ahlaksız ve kirli siyasete karşı mücadele etmişti.
Bayrampaşa Belediyesinde başkanın partisi değişti, belediye başkanı değişti ama içeriden gelen ahlaksız ve kirli siyaset anlayışı değişmedi.
O dönemde Atila Aydıner aynı ahlaksız ve kirli siyasete maruz kalıyordu, şimdi Hasan Mutlu kalıyor. Toplumdaki ahlak yapısının geldiği durum korkunç boyutlara ulaşmış durumdadır. Hasan Mutlu, Atila Aydıner'den farklı olarak, kendi içlerinden olduğu gibi, iktidar gücünü elinde bulunduranların yerelde ve genelde gösterdiği meşru zeminden uzaklaşan kirli siyasetiyle hem de yargıyı davet eden iftiralara varan ihbarlarla uğraşıyor.
Belediye Başkanı Hasan Mutlu, 24 Temmuz dolayısıyla Bayrampaşa gazeteleriyle bir araya geldi. Son zamanlarda yaşananlarla ilgili anlattıkları kan donduracak cinstendi.
Kişiliğine büyük çoğunluğun kefil olduğu Hasan Mutlu'nun, altı gazetecinin yanında yalan söyleme lüksü olamaz. Hatta yönlendirme amaçlı sorularla eksen kayması yaşatılmaya çalışılmasına rağmen, çelişkiye düşmeden dosdoğru cevaplar vererek işin gerçek kısmını anlattı. Anlattıklarının birçoğu, tabiri caizse, "insanlığımdan utandım" dedirten şeylerdi.
Bu nasıl bir anlayış ki kendi imkanlarınızla mümkün olmayan, size lütfedilen siyasetteki yerinizi zaman geçirmeden menfaatinize çevirme peşine düşüyorsunuz?
Nasıl bir ahlak yapısına sahipsiniz ki, hizmet kaynağı olan siyasetteki gücünüzle aile içlerine kadar girip, aile yapısına zarar verecek şeyler söyleme cüretini gösterebiliyorsunuz?
Biz araştırmacı gazetecilik yaparak geçtiğimiz günlerde son zamanlarda yaşananları araştırıp tek tek yazmıştık. Biz yazarken bile, adı bilinenler haricinde, iddia edilen veya belgesi belli olup kendini belli etmeyenleri nezaket gereği isim vermeden anlatmaya çalıştık. Fakat Belediye Başkanı Hasan Mutlu'yu dinledikten sonra bizim yazdıklarımız tabiri caizse devede kulak niteliğinde. Tabii biz çok özellere girmeden, görünürde dönen dolapların görünmeyen yüzlerini yazmaya çalışmıştık.
ADALET VE AHLAK VURGUSU
İster yol arkadaşlığı yaptığınız kesimden gelsin isterse rakip kesimden, meşru zeminde etik kurallar içinde yapılmayan hiçbir şey insani ve ahlaki değildir.
Menfaat temin etmek için ahlaksızlık yapılmaz. Rakibe galip gelmek için ahlaksızlık yapılmaz.
Milli ve manevi, insan odaklı toplum değerleri içinde hareket etmek, adalet ve ahlak ilkeleriyle yaşamak zorunluluğumuz var.
Bunun sonu ne olacak? Hiç sorduk mu kendimize?
Dün Atila Aydıner'e, bugün Hasan Mutlu'ya, yarın gelecek başka birine...
Aynı ahlaksızlık, aynı kirlenmişlik devam edince kârlı mı çıkacağız? Asla!
Artık adalet ve ahlak ilkelerini kendimize görev edinip, kirliliğin önüne geçme zamanı geldi. Son zamanlarda yaşananlar bir ders niteliğinde olsun. Birliğimizi artıralım, sevgimizle kucaklaşalım. Farklı fikirlerimizi bir araya getirip ortak bir hedef doğrultusunda hareket edelim. Bu değerlerimizi bir aş haline getirip kana kana kaşıklayalım.
Şunu burada ifade etmek isterim: Şimdiye kadar kimin olduğuna bakmadan yanlış varsa eleştirdik, doğru varsa tasdik ettik, saldırı varsa savunduk; bundan böyle de aynısını yapacağız.
Belediye Başkanı Hasan Mutlu'nun belediye icraatlarında yanlış ve eksik gördüğümüz zaman eleştireceğiz, bu bizim asli görevimizdir.
Ancak şu an yaşananları gördükten ve anlatılanları duyduktan sonra kimse gözünün üstünde kaşın var diyemez, kirli ve ahlaksız işlerinin içine de alamaz. Nasıl ki bu dönemde kurulan tuzakların dişlilerini tek tek kırdıysak, ister içeriden ister dışarıdan gelsin, kirli ve ahlaksız tuzaklara karşı demir kalkan olur, o tuzakları bozarız.