2001 krizi üzerine güçlü bir şekilde gelen AK Parti iktidarı, finans sektöründen ve özelleştirme satışlarından gelen sıcak paranın etkisiyle birden bire ekonomiyi rahatlattı. Yüksek olan enflasyon tekli rakamlara düştü, fiyatlar yerinde saymaya başladı paradan atılan altı sıfırla Türk parası bir değer kazandı.
Atlattığı büyük bir kriz sonrası vatandaşın yüzü güldü, AK Parti ve Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan güven kazandı. Bu güven 2007 Genel seçimleriyle birlikte merkez ve muhafazakar seçmeni AK Parti bünyesinde topladı.
Bu güven ve ekonomide oluşan rahatlık AK Parti ve Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’da ben duygularını artırdı. Bundan sonra doğru yapılsa da yanlış yapılsa da her yapılan doğru görüldü, reel siyaset yerini algı siyasetine bıraktı. AK Parti ve Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a muhalif olan, eleştiren herkes düşman yada vatan haini haftalarıyla suçlandı.
Yapılan Gezi, 17 – 25 ve 15 Temmuz olayları bu algı siyasetini daha da perçinledi. Bu hava ile sistem değişikliğine gidildi, parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildi. 2017 Yılında yapılan anayasa değişikliği ve 2018 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleriyle kimsenin ne olduğunu bilemediği bu ucube sisteme geçilmiş oldu, yetkiler de tek elde toplandı.
2001 Krizi üzerine 2002 genel seçimlerinde güçlü bir şekilde gelen AK Parti hükümeti önce güldürdü sonra yapılan yanlış politikalarla, yanlış tercihlerle yada olması gereken projeyi devam ettirmek için her geçen yıl vurmaya başladı, vurdukça vurdu.
“SEÇİN BU KARDEŞİNİZİ BAK GÖRÜN” DEDİ, EVET ÇOK ŞEY GÖRDÜK
2017 Yılında yapılan anayasa değişikliği referandumu ile Türkiye demokratik hayattan Cumhurbaşkanlığı hükümet sitemi diye kimsenin de çok şey anlamadığı bir ucube sisteme geçildi.
Bu sistem tüm yetkileri tek elde topluyor sonra dilediğine dilediği kadar dağıtıyor.
Bu yeni sisteme geçilebilmesi için 2018 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri yapıldı.
16 yıldır hükümet olan, başbakan ve cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, seçim çalışmalarında çok iddialı sözlerle vatandaşa seslendi.
Bunlardan en çok kulakları çınlatan söz "Bu kur filan, bunların hiçbirisi bizim geleceğimizi belirleyen şeyler değil. Bizim geleceğimizi, biz belirleyeceğiz. 24'ünde (24 Haziran 2018 seçimleri) siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz" demişti.
Cumhurbaşkanı Seçimlerin yapıldığı 2018 yılında; Dolar 4.69, AURO 5.48, Gram Altın 190, Çeyrek Altın 313, Benzin 6.24, Motorin 5.65, LPG 3.38 TL seviyelerindeydi.
Yine bu sistemin ilk maliye bakanı Damat Berat Albayrak "Dolar 10 lira olacak, 15 lira olacak ya, 6-7 liradan toplayalım dolarları, 10-15'ten satarız. Çok beklersiniz, hele de seçimden sonra daha çok beklersiniz" demişti.
Fakat öyle olmadı.
Dolar yükseldi, politika faizi düştü ama reel faiz daha çok yükseldi.
Hükümet bu durumu kontrol edemez oldu bu sefer ücretleri yükseltmekle çözüm buldu. Sık sık ücret artışlarına ve seyyanen artışlara gitti, fakat her ücret artışı maliyetleri artırdığı için zamlarda ardı ardına geldi.
Aslında bu durum rakamların büyümesi olarak görüldü ama her ücret artışları maliyetleri artırdı, alım gücü dibe çakıldı, Türk parasının değeri düştü. 24 Haziran 2018 ile 28 Mayıs 2023 arasında beş yıllık sürede yaklaşık %1000’ler seviyesinde devalüasyon oldu. Tabi bu hükümet önceki hükümetin devamı olduğu için 2005 yılında altı sıfır atıldığında 1.29 olan dolar üzerinden düşünürsek %2000’ler civarında paranın değer kaybı, devalüasyon oldu.
20009 Yılında 200 TL banklot çıktığı zaman 200 TL’ye 60 Litre benzin alınırken bu gün 60 Litre benzin için 11 tane 200 TL vermeniz gerekir, Üç adet çeyrek altın alınırken bu gün üç çeyrek altın almak için 42 tane 200 TL vermeniz gerekir .
Örnekler ardı ardına sıralanabilir.
ÜLKE UÇURUMDA YUVARLANIRKEN “SON KEZ BİR KEZ DAHA” OY İSTEDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 3. Döneminden dolayı tekrar seçimlere katılması tartışılırken YSK katılacağı kararını verdi, Erdoğan seçmene “son kez” diyerek bir kez daha oy istedi. İki kutup halinde giden seçimlere iddialı olan Millet İttifakının yanlış listeleme ve yanlış adayı dolayısı ile az bir farkla Erdoğan yeniden cumhurbaşkanı seçildi.
Kurduğu yeni kabinede olan bazı isimler özellikle ekonominin başına gelen Mehmet Şimşek umut verici oldu.
Ama öyle olmadı.
Uçurumun kenarına gelmiş ülke uçurumda yuvarlanmaya başladı.
Ülkeyi yönetenlerin yanlış uygulamalarının, uyguladıkları israfların faturası vatandaşa çıkartıldı.
Bir taraftan faizler yükseldi, diğer taraftan döviz, KDV, ÖTV artışları ardı ardına geldi, dolayısıyla da vatandaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok sevdiği aynı yağmurda, zam yağmurlarında ıslanmaya başladı. Emeklinin yararlanmadığı ücret artışları serinletti ama gelen zamlar karla karışık yağmurlarla ıslattı.
İstanbul
24.11.2024