DR. KADİR ÇETİN

Tarih: 02.03.2024 11:30

ADALETİN BU MU DÜNYA?

Facebook Twitter Linked-in

Seçim sathı mailine girildi. İktidarı ve muhalefeti ile partiler ne yapacaklarını ve ne yapmayacaklarını vatandaşa anlatma gayretindeler…

Bütçede emekliye verecek para bulamayan iktidar partisi ile birlikte Mecliste grubu bulunan 5 parti hazine yardımını (6 milyar 682 milyon TL.) ceplerine indirdiler sahaya çıkarken...

Hazineden aslan payını (2 milyar 658 milyon TL.) alan iktidar partisi, başta Cumhurbaşkanı Sayın R. Tayyip ERDOĞAN olmak üzere devletin bütün imkanlarını da arkasına alarak sahaya indi. 

Sayın Cumhurbaşkanını sahada görünce benim aklıma, Cumhurbaşkanı’nın göreve başlamadan önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı yemin metni takıldı. O yemin metnini yeniden okudum. Bakınız, Anayasamızın 103. Maddesinde “ant içme” Yemin- Metni” nelerden bahsediyor ve Sayın Cumhurbaşkanımız nelerin üzerine yemin etmiş? 

Cumhurbaşkanı sıfatıyla,…” diye başlayan yemin metni; “…Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye…bağlı kalacağıma… ve adalet anlayışı içinde…” “… üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma…” diye devam ediyor ve sonunda “…namusum ve şerefim üzerine andiçerim.” diye bitiyor. 

Şimdi bu Yemin Metni ile Sayın Cumhurbaşkanımızın miting meydanlarındaki söylemini, tutum ve davranışını masaya yatıralım. Yemin metninde geçen “adalet” ve “ tarafsızlık” kelimeleri seçim meydanları için ne anlam ifade ediyor, ona bir bakalım?

Sayın Cumhurbaşkanı miting meydanlarına kendi (Ak Parti) imkanlarıyla mı yoksa Devletin Cumhurbaşkanlığına sağladığı imkanlarla mı gidiyor?

Devletin, Cumhurbaşkanlığına sağladığı imkanlarla gidiyor doğal(!) olarak.

Nedir o imkanlar?

Cumhurbaşkanlığı forsu kullanılıyor,

Kürsüye Cumhurbaşkanı olarak davet ediliyor,

Cumhurbaşkanlığının arabası/uçağı/helikopteri kullanılıyor,

Cumhurbaşkanlığında görevli şoför/kaptan görev yapıyor,

Cumhurbaşkanlığında görevli güvenlik görevlilerince korunuyor…

Gittiği yerde Kendilerine Vali, Kaymakam eşlik ediyor… 

Daha fazlasını eklememe gerek var mı?

Şimdi söyler misiniz? Devlet yönetiminde Hazreti Ömer’in “Devletin işini yaparken devletin mumunu, kendi özel işini yaparken şahsına ait mumu kullanması”ndaki örnek davranışını burada nereye koyacağız?

Diğer taraftan, Cumhurbaşkanı sıfatı ile miting meydanına inince, başta devletin TRT’si olmak üzere yine devlet kesesinden fonlanan diğer özel basın-yayın kuruluşlarının, propaganda amaçlı yapılan konuşmalarını vatandaşa duyurma gayret ve telaşları herkesçe malum… 

Bununla birlikte yemin metninde bir de “tarafsızlık” kelimesine vurgu yapılarak “…ant içerim” ifadesi var…

Burada hangi tarafsızlık, neye göre ve kime göre tarafsızlık ilkesi kastediliyor? Herhalde burada ifade edilen tarafsızlık, Amerikan, Fransız, Alman vatandaşları ve kurumları karşısında tarafsızlık kastedilmiyor… Elbette yemin metnindeki tarafsızlık konumu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ve kurumları arasında taraf olmayacak anlamı taşıyor… 

Peki, sormak lazım iktidarın icraatlarını beğenmeyip alternatif arayışlar içinde olan partiler ve onların mensupları Türkiye Cumhuriyeti kurumları ve vatandaşları değil mi? Bunlar karşısında bir başka T.C vatandaşına ve kurumuna (Siyasal parti) arka çıkmakla tarafsızlığını kaybetmiş olmuyor mu? 

Bu bağlamda, Sayın Cumhurbaşkanının Hatay’da kürsüden; “Hatay’a hizmet geldi mi?” sözü, yani Hatay Belediye Başkanı başka partiden olduğu için Merkezi Hükümetten destek verilmediğini söylemesi ne anlama geliyor? Bu talihsiz açıklamadan –fanatikler hariç- vicdanı rahatsız olmayan T.C. Vatandaşının var olduğunu düşünemiyorum…

 

Yine Ordu vilayetinde yaptığı konuşmada: “Biz yoksak doğal gaz yok”  cümlesi hangi tarafsızlık ve hangi adalet anlayışı ile bağdaşıyor. Ve de yukarıda bahsettiğimiz yemin metninin neresi ile örtüşüyor?

Bu durumda sormak istediğimiz soru şudur: Hangi değerler ve hangi ilkelere bağlı olarak hareket ediliyor?

Bu bir garabet halidir. Siyasi alanda, toplumda ahlaki çöküşün bir göstergesidir. Onun için ya bu yemin metni değiştirilmeli ya da Cumhurbaşkanlığı yemininde geçen bu ifadelere sadık kalınmalıdır… 

Bu böyle devam etmemelidir. Ederse vatandaşların devletin kurumlarına, kanunlarına saygısı olmaz ve hiçbir kutsalınızın da anlamı kalmaz. Bu durum sonunda toplumsal güveni sarsar ve kaos yaratır. Buna kimsenin hakkı yoktur…

Eğer devam ederse o zaman millet bir zamanların o meşhur “Adaletin bu mu dünya?” şarkısını hatırlamaya veya tekrar söylemeye başlar…

Hoşça kalın, sevgiyle kalın…

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —