Tarih: 20.12.2020 17:26

YEREBATAN SARNICI SONRAKİ KUŞAKLARA AKTARILACAK ŞEKİLDE AYAKTA KALSIN

Facebook Twitter Linked-in

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, 1500 yıllık yapıdaki tehlikeler ve proje süreçleriyle ilgili basın toplantısı yaparak, riski yerinde anlattı. 23 Ekim 2020’den gelinen noktaya kadar projenin onaylanmasını beklediklerini belirten Polat, “Sürecin önünün açılmasını, defalarca sunduğumuz projelerin bir an önce onaylanmasını bekliyoruz.  Bizim yaşımızı,  ömrümüzü, kuşağımızı tamamladıktan sonra da ayakta kalacak bu yapıların geleceğe taşınması konusunda gerekli görev ve sorumluklar yerine getirilmeli” dedi.

UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki İstanbul'un ikonik tarihsel yapılarından Yerebatan Sarnıcı’nda yürütülen restorasyon çalışması sırasında, gergi sisteminin sütun içlerinde devam etmediği görüldü. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), yapının gerektirdiği çalışmalarla ilgili proje hazırlayarak konuyu 23 Ekim 2020 tarihinde Koruma Bölge Kurulu’na iletti. Bu tarihten bu yana 57 günlük süre geçmesine rağmen çalışma henüz onaylanmadı. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, yapının mevcut risk durumu ve yapılması gerekenlerle ilgili Yerebatan Sarnıcı’nda basın açıklaması yaptı. Kamuoyunun, kültür varlıkları ve tarihi eserlerle ilgili ne kadar duyarlı olduğunu bu süreçte bir kez daha gördüklerini belirten Polat,  “Süreç içerisindeki proje onayları, sürecin değişik açıklamaları, konunun esas önceliğine ilişkin konular değil. Önemli olan 1500 yaşındaki bir yapının bizden sonraki kuşaklara da aktarılacak şekilde ayakta kalması” ifadelerini kullandı.

“KORUMA BÖLGE KURULU ONAYLAMADAN ÇALIŞMA BAŞLAYAMAZ”

Yerebatan Sarnıcı’nda 2017’den beri restorasyon çalışması yapıldığını kaydeden Polat, gelinen aşamada yapının sütunlarını birbirine bağlayan gergilerin işlevini görmediğini, boşta olduğunu fark ettiklerini söyledi. Bunun restorasyon sırasında tespit edilebilecek bir durum olduğunu aktaran Polat, “Yapıda restorasyon sırasında bir güçlendirme ihtiyacı, bir eksiklik görürseniz konu acil olarak Koruma Bölge Kurullarına iletilir. Bu nedenle gergileri güçlendirmek ve yeni imalat yapmak adına bir proje sunmanız ve onay almanız gerekir. Biz de tam bunu gerçekleştirdik. 23 Ekim 2020 tarihinde Koruma Bölge Kuruluna konuyu ilettik. Depreme karşı yapının riskini, oluşabilecek yıkım, çökme ve benzeri ihtiyaçlara karşı ivedilikle gündeme alınmasını, değerlendirilmesini ve projenin onaylanmasını talep ettik. Koruma Bölge Kurulu bu çalışmaya izin vermediği takdirde çalışma İBB tarafından gerçekleştirilemez” diye konuştu.

“BU BİLİNEN VE BEKLENEN BİR DURUMDU”

Restorasyon öncesinde, 2012 ve 2017 yıllarında yapının depreme karşı, kendi statik durumuna karşı analizinin restorasyon sırasında yapılması yönünde görüş bildirildiğini vurgulayan Polat, “Bu bilinen ve beklenen bir durumdu. Bu bilinen durum,  bizim 57 gün önce Koruma Bölge Kurulu’na ivedi olarak incelenmesi, konunun önemi belirtilerek iletildi. Yazının ekinde de kurulun projelerini defalarca onayladığı, Türkiye’de bilinen, tanınan  Prof. Feridun Çılı’nın statik projeleriyle beraber paylaşıldı”  dedi.

“40 GÜN GÜNDEME ALINMADI”

Bu aşamadan sonra Koruma Kurulu’nun projeyi bir an önce inceleyip onay vermesini beklediklerini belirten Polat, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Koruma Kurulu, ne yazık ki,  tam 40 sonra 2 Aralık 2020’de gündeme aldı. 1500 yıllık yapının çökme riskine ilişkin acil olarak gönderdiğimiz konu, tam 40 gün gündeme alınmadı. Gündeme alındığında ise 7 gün sonra 9 Aralık 2020’de yerinde görme kararı çıkarıldı. Bu tarihe kadar Koruma Kurulları burayla ilgili karar almadı. Yerinde görme kararından sonra da bir karar alınmadı.”

“VİCDAN ÇAĞRISI YAPMAYA BAŞLADIK”

Konun aciliyeti nedeniyle kişisel sosyal medya hesaplarından paylaşımlarla vicdan çağrısı yapmaya başladıklarını dile getiren Polat, “Bu çağrımızın ardından 50. günde Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü Yardımcısı, konuya ilişkin imzasız bir açıklamayı kendi kişisel sosyal medya hesabından yaptı. Açıklamada,  burada bir deprem riski ve aciliyet bulunmadığına dair talihiz beyanlarda bulundu. Her türlü bilimsel rapor, bilgi ve belgemize rağmen konuyla ilgili görüş verecek kurul henüz yanıt vermemişken, konuyu belge ya da rapor yoluyla değil bu yöntemle açıkladılar. Burada, bir Bilim Danışma Heyeti görüşü beklendiği yönünde bir açıklama yapıldı. 9 Aralık 2020’de bir karar alındığı söylendi. Halbuki, İBB’nin Koruma Bölge Kurulu’nda temsilcisi vardır. Bizde zaman zaman oraya bizzat katılırız. Bu tarihte söylendiği gibi bir karar alınmadığını kendimiz biliyoruz. Çünkü o kuruldayız” şeklinde konuştu.

“ACİLİYET NEDENİYLE AYNI GÜN KARAR VERİLMELİYDİ”

Alınmış herhangi bir karar varsa bize hemen iletilmesi yönünde çağrıda bulunduklarını anımsatan Polat, “Fakat böyle bir açıklama olmadığı için o gün yaptığımız açıklama hala sosyal medyada cevapsız şekilde duruyor. Böyle bir karar varsa kamuoyuyla paylaşmalarını bekleriz,  rica ederiz” ifadelerini kullandı.

Polat, Koruma Bölge Kurulu’nun 09 Aralık 2020 tarihli kararına değinerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Koruma Bölge Kurulu kararları bir hafta sonra değerlendirilir. 09 Aralık 2020 tarihli kararının görüldüğü 15 Aralık 2020’de, sürecin 52. gününde ortaya çıkmış bir kararla Koruma Bölge Kurulu, bütün projelerin, bizim bilim heyetimizin çalışmaları karşın, verilen ek raporlara ve üç kez heyet projesi vermemize rağmen, yeni bir bilimsel heyet görüşü sunulmasına karar verdi. Bu ek süre kaybı demektir. Prof. Füsun Alioğlu, Prof. Engin Akyürek, Prof. Feridun Çılı, Dr. Kerim Altuğ’un imzaladığı bir bilim heyeti raporu, aynı gün kendilerine iletmiş olmamıza rağmen, toplantıda bunu dikkate almadılar. Yeniden Bilim Heyeti görüşü istedikleri,  15 Aralık 2020 tarihli kararı vermiş oldular. Bütün bunların sonunda biz iki gün içerisinde konunun aciliyeti nedeniyle Bilim Heyeti toplantısıyla projeyi ilettik. 15 Aralık 2020’deki kurul kararı, bizim sunduğumuz projeyi onaylamamak ve yeni zaman kaybı anlamına geliyordu.  Konu, bize gelir gelmez 18 Aralık 2020’de iki gün içerisinde yeniden hazırlayıp tekrar kurula verdik. Bilim Heyeti de dahil olmak üzere 20 uzman görüşüyle beraber ilettik. Böylesi hassas bir konuda Koruma Bölge Kurulu’nun o gün bile hemen karar vermesi ve önümüzü açması gerekirdi. O günden beri kendilerinden cevap bekliyoruz.”

“GECİKMEYE KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI MI SEBEP OLDU?”

Polat, konuyla ilgili bir gazetecinin yazısını paylaşan Kültür Bakanlığı Danışmanının açıklamalarıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaparak sözlerini tamamladı:

“Bizim algı yarattığımızı,  raporlar zamanında verilirse konunun hemen çözüleceğine ilişkin paylaşımını görmüş olduk. Tüm gereklilikleriyle 57 gün önce teslim ettiğimiz bir konunun raporlarının, projelerinin eksik olduğunu ifade eden bu görüşün, aslında gerçek olup olmadığı paylaştığım belgelerle şüphesiz görülecek. Aynı yazısının referans ettiği Kültür ve Turizm Bakanlığı Koruma Kurullarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Birol İnceciköz’ün bir gazeteciye yaptığı açıklamada zikrettiği çok önemli bir detay var. Koruma Bölge Kurulları bağımsız kurullardır. Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu kurulları sadece idari ve teknik olarak yönetir. İnceciköz, açıklamasında projelerin iletilmesi halinde derhal onaylanacağını dün itibariyle söyledi. Bir bürokrat bu açıklamayı yapamaz. Eğer Koruma Bölge Kurulları bağımsız değil ve kararlar Ankara’dan veriliyorsa, bu 57 günlük gecikmeye Koruma Kurulu değil Kültür ve Turizm Bakanlı mı sebep oldu?”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —