TÜSES GÖÇ RAPORU: Göçmenler için insani yaşam, sağlık ve eğitim hakkı toplum düzeni için vazgeçilmez!
TÜSES Başkanı Celal Korkut Yıldırım: İnsana yakışır, sağlıklı, güvenli ve huzurlu bir yaşam göçmenlerin de temel hakkı. Popülist siyasete karşı mültecilerin temel insan haklarını, kentsel haklarını savunmak ve çözüm üretmek herkesin görevidir.
Farklı göçmen grupları, mahalle muhtarları, STK temsilcileri, sağlık çalışanları ve gönüllülerle gerçekleştirdiği odak grup toplantıları ve derinlemesine görüşmelerle hazırlanan araştırma raporu, göçmenlerin insani koşullarda barınamadığını, sağlık hizmetlerine erişimlerinin yetersiz olması nedeniyle de halk sağlığının tehdit altında olduğunu ortaya koydu. Rapora göre, göçmenlerin işgücü piyasasına yasal erişiminin olmaması kayıtdışı çalışmayı da teşvik ediyor. Kayıtsız ve düzensiz göçmenlerin çocuklarının örgün eğitime erişiminin olmadığının vurgulandığı raporda, özellikle kayıtsız Suriyelilerin çocukları arasında çocuk işçiliğinin yaygın olduğu belirtildi.
Raporda, tüm bu veriler ışığında yerel yönetimlerle merkezi idareye somut çözüm ve politika önerileri de sunuldu. Buna göre, ailelerinin statüsü ne olursa olsun göçmen çocukların temel eğitimden yararlanması, yine statüleri ne olursa olsun, göçmenlerin temel sağlık hizmetleri ve salgın hastalıklara karşı korunma (aşılama) ve tedaviye erişebilmesi gerekli. Rapor İstanbul’daki düzensiz göçmenler ve geçici koruma statüsünde olup ikamet yeri İstanbul olmayan mültecilerin İstanbul’da temel insani ihtiyaçlarına erişebilmeleri için ABD ve Avrupa kentlerinde uygulanan türde bir kentsel kimlik kartı uygulamasının geliştirilmesini, böylece göçmenlerle dayanışma içinde olan işyerlerini, sağlık kurumlarını, kültürel kurumları ve gönüllüleri bir ağ içinde bir araya gelmesini de önerdi.
Araştırma raporunun sonuçlarını değerlendiren TÜSES Başkanı Celal Korkut Yıldırım, “Kapsayıcı bir belediyecilik anlayışıyla, temel insan haklarını gözeterek, kentsel kamusal hizmetlerinin göçmenleri de kapsayacak şekilde tasarlanması olanaklı ve zaruridir” dedi ve şunları ekledi:
“Göçmenlerin temel sağlık hizmetlerine ulaşması, göçmen çocukların örgün eğitime erişimi, özellikle kadınlar ve çocukların belediye hizmetlerinden yararlanabilmesi için çok dilli hizmetlerin tasarlanması, yerel yönetimlerin kapsayıcı ve güvenli ortak kullanıma uygun kamu alanları oluşturması, yerel yönetimlerle sivil toplum kuruluşları arasında göçmenlere destek için işbirliği yapılması, yerel yönetimlerin göçmenlerin kültürel çalışmalarına kamusal alan açması şart. Yabancıları, özellikle de sayıları 3 milyon 600 bini aşkın Suriyelileri nefret objesi haline getirmek yaşadığımız sorunları çözmüyor! Bir çırpıda çözülmesi olanaksız bu mesele, sağduyulu biçimde ele alınmalı. İnsana yakışır, sağlıklı, güvenli ve huzurlu bir yaşamın gereklerini de herkes için yerine getirmeliyiz. Düşmanca söylemler düşmanlık inşa eder. Popülist siyasete karşı mültecilerin mağduriyetlerini savunmak hepimizin insani görevidir.”
İstanbul
24.11.2024