Tüm demokrasilerin olduğu ülkelerde hatta tüm dünyada yöneten ve yönetilen gerçeği vardır.
Tüm demokrasilerin olduğu ülkelerde hatta tüm dünyada yöneten ve yönetilen gerçeği vardır. Yöneten her daim eleştirilir. Bu durum çok normal bir şeydir, kötü bir şey değildir. Eleştiri eksiklerin yanlışların görünmesini sağlar ve olgunlaştırır.
Demokrasilerin doğru işlediği yerlerde mahkemeler bile karar verirken aynı söylem için bir vatandaş üstünde hakaret sayarken, siyasetçi üzerinde hakaret saymıyor. Verilen kararda; “Siz bu yola girerken tüm gelebilecek tepkileri bilerek girdiniz” der.
Fakat son zamanda bizim ülkemizde oluşan tüm olumsuzluklara karşı yapılan eleştiriler bir düşmanlık gibi görülüyor. Bu çok kötü bir anlayıştır, siyaset aynı zamanda eleştiri mecrasıdır. Eleştiriyi de en çok hakkeden taraf, yöneten yani icarının başında olan taraftır. Öncelikle bunun altını bir çizelim.
Asıl konumuza gelecek olursak başlığımız burada yerini aldı, kendini gösterdi ve dedik ki; “Terazinin İki Gözü Samimiyet veya Ol Samimiyet” Samimiyet veya Samimiyetsizliğin Dip Noktasını Yakaladık
Samimi olanlar, hizmet ehli olanlar toplum gerçeklerinden kaçmaz. Her tür eleştiri ve yoruma karşı hazırlıklı olur. İnsan olarak yapılan güzel işlerin yanında hatalı, yanlış, eksik iş yapma salahiyetine sahibiz. Yapan yaptıklarını anlatacak yapılan eksik ve yanlış taraflarını da karşındaki anlatacak ki, bütünlük sağlansın. Her şeyi doğru yaparım demek yaratılış gerçeklerine aykırı, haşa şirk kavramına girer…
Geçtiğimiz günlerde bu sayımızın da asıl konusu olan “2. Bayrampaşa’yı Konuşuyoruz” çalıştayını, açık oturumunu yaptık.
Öncelikle şunu belirtelim ki, Bayrampaşa Gündem Gazetesi bir gece, bir eğlence, gazete menfaatine bir şey yapmadı. Yapılan Bayrampaşa’nın iyi veya olumsuzluklarının konuşması için bir aracı oldu. Bu nedenle özellikle siyasi partilerin gelip gelmem keyfiyeti kendi iradelerinden çıkmış toplumsal bir iradeye dönüşmüş oluyor. Onun için keyfim gelmiyorum deme lüksü ortadan kalkıyor.
Biz davet metninde dedik ki; siyasi ideolojilerinizi bir tarafa bırakın, “Bayrampaşa’da yapılanlar, yapılmak istenenler, yapılamayanlar, öneriler ve sorunları konuşalım” ve bunun için altı siyasi parti, altı da STK temsilcisi davet ettik. Aynı zamanda içini birlikte dolduralım diye kahvaltılı bir istişare toplantısı yaptık.
Bu program samimiyetle yapılan bir program. Programın iki tane amacı vardı.
Bir; Son dönemlerde kutuplaşan ülkemizde, güzel Bayrampaşa’mızdan bir fotoğraf verelim. “Biz biriz, biz ayrı insanlar, ayrı düşman kutupları değiliz. Biz aynı havayı soluyoruz, aynı caddelerde, sokaklarda, parklarda birlikte yürüyoruz. Biz aynı camine namaz kılıyor, aynı cenazede ağlıyor, aynı düğünde oynuyoruz” mesajını vermekti.
İki; Siyasi partiler ve STK temsilcileri kendi pencerelerinden Bayrampaşa’yı anlatsınlar.
Samimiyetle yapılan bu çağrıya, bu oluşuma, bu programa aynı duyguyla cevap veremeyenler, katılmayanlar katılmaktan korkanlar oldu.
Bu programı duyan kahir ekseriyet çok güzel bir program yapıyorsun derken, davetimizi götürdüğümüz zaman herkes memnuniyetle kabul ederken, bahaneler üretenler oldu.
Bahane üretenlerden iktidar kanadı olan AK Parti İlçe Başkanı katılmaktan çekindiğini söyleyemedi de “Bu sizin işiniz değil, zaten kaymakamlık mahallerde yapıyor” gibi sözde akıl vermeye çalıştı.
Evet tamda bu bizim işimiz. Tam adaleti sağlayacak olan yerlerden biri gazetelerdir. Gazeteler her kesimin ortak noktasıdır.
Ama bunu siyaseti menfaat ve makam için yapanlar, kendilerinden başkasının fikirlerine ve duruşlarına saygı duymayanlar anlayamaz. Koltuklarımızı nasıl koruruz diye çeşitli entrikalar çevirenler samimiyetle çalışanları iftiraya varan suçlamalarla kapı dışarı koyanlar anlayamaz.
İktidar Partisi belediye başkanı ise “Doğru bir şey mi yapıyorsunuz?” diyerek tepki gösterdi. Biz “Çok güzel olacak” dediğimiz zaman “Size göre güzel” dedi.
Evet sayın başkan her şey size göre olacak değil, bize göre olacak, topluma göre olacak, topluma göre güzel olacak şeyleri yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Gelip bir hayırlı olsun deseydiniz. Bayrampaşa’nın farklı gözlerini görseydiniz.
Katılmama sebebini de “hukuk komisyon toplantısı yapacağız” diye absut bir sebep gösterildi. Oysaki bu yapılan genel bir şey hukuk komisyon toplantısı içe yönelik bir toplantı bir gün önce veya bir gün sonra yapılabilirdi.
İktidarın ittifak ortağı MHP Kanadı davet götürdüğümüz zaman “CHP ve İYİ partinin olduğu yerde ne işimiz var” gibi absut, kutuplaştırıcı bir bahane üretilmeye çalışıldı. Son olarak katılmama sebebi izin alamadım denildi. Onu bilemem bir ilçe başkanı bu kadar önemli bir yerde partisini anlatmaya izin alamıyorsa bizim diyecek bir şeyimiz yok.
Fakat şu kadarını söylemek isterim siz CHP’li İYİ Partili var diye Cami’ye, cenaze, düğüne, markete, kahveye gitmiyor musunuz? Aynı caddelerde aynı havayı solumuyor musunuz? Vazgeçin bu kutuplaştırıcı, düşmanca siyaset anlayışından.
Neyse ki samimiyeti içinde olduğu kadar yüzüne vuran siyasi parti ve STK başkanları katıldı. Nezaketin, seviyenin, üslubun zirve yaptığı bir çalıştay icra ettik.
Tüm katılımcı konuşmacılara, masalarını hazırladık, kalemlerini kağıtlarını masalarına koyduk, plaketlerini takdim ettik.
Bu arada sağlık mazeretiyle katılamayan iki STK temsilcimizi tenzih ediyoruz. Elbetet ki, sağlık her şeyin önünde gelir.
Şimdi soruyorum kötü mü oldu? Hiç bir faydası olmasa bile farklı gruplar, görüşler, kurumlar biraraya geldi. Herkes kendi penceresinden görüşünü açıkladı.
Buradan bir öneri eğer iştahları kabarır kendilerini kanıtlamak isterlerse CHP İlçe Başkanı Hasan Mutlu’nun “Bu basın emekçisi kardeşlerimizden en kısa zamanda siyaseti konuşabileceğiniz, rahatlıkla anlatabileceğimiz bir panel, bir program düzenlemelerini rica ediyorum. Siyasi partilerimizle biraraya gelerek hem Türkiye'mizi hem Bayrampaşa’mızı konuşalım.” Teklifini değerlendirebiliriz.
CHP İlçe başkanı bu sözleriyle “Hodri meydan” diyor…
Buradan özellikle katılımlarından, ilgi ve alakalarından dolayı, CHP İlçe Başkanı Hasan Mutlu’ya, İYİ Parti İlçe Başkanı Raif Güler’e, SP İlçe Başkanı Hüseyin Gülsümer’e, YRP İlçe Başkanı İsa Çetin’e Yeşilay Şube Başkanı Hüseyin Sevencan’a, BATİAD Başkanı Bekir Taner Ateş’e, Rumeli Balkan Platform Başkanı Sadettin Kurtuluşa, Muhtarlar Derneği Başkanı Başkim Kosova’ya ve katılımcı dostlara Çok teşekkür ederim.
Yine çok özel teşekkürü hakkeden çalıştayın kokteyini üstlenen BAYSEM’e ve Nuran Genç’e, başarılı çalışma yapan kendi ekibime çok teşekkür ederim.