Son ayların önemli gündem maddesi, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) belediyelerine yönelik yolsuzluk operasyonları oldu. Kamuoyunda asıl konuşulan konu ise şu: Bu operasyonlar gerçekten bir "Temizeller Operasyonu" mu, yoksa bir rakip temizleme operasyonu mu?
Türkiye'nin sadece belediyelerde değil, tüm kurumlarında bir **"Temizeller Operasyonu"**na ihtiyacı var. Bu "Temizeller" ihtiyacı, Türkiye Cumhuriyeti dönemini düşündüğümüzde yaklaşık 70-80 yıllık bir yozlaşmanın getirdiği durumdan kaynaklanıyor. Özellikle son 30 yıla baktığımızda, büyük çoğunluğu aynı siyasi ekolün belediyelerinin iliklerine işlemiş, yolsuzluk ağlarının birbirine geçmiş durumda olduğu görülüyor. Hangi siyasi partiden olursa olsun, kurumların ve belediyelerin genel olarak temiz olma ihtimali ne yazık ki oldukça düşük.
Elbette, hangi kanattan olursa olsun temiz ve adil yönetim gösteren belediyeler istisna; ancak genellikle belediyelerde bir takım kirli ilişkilerin döndüğü açıktır.
Eğer bu hamleye "Temizeller Operasyonu" diyeceksek, parti ve siyasi kanat ayırt etmeden yapılmalı. Siyasi partisine bakılmaksızın tüm belediyeler adil bir şekilde denetlenmeli, soruşturulmalı ve gerektiğinde cezası verilmelidir. İşte ancak o zaman bu operasyonlara "Temizeller Operasyonu" denebilir.
Ancak, bir "Temizeller Operasyonu" yapılacaksa ayırt etmeden yapılması gerekirken, mevcut operasyonlar sadece tek bir parti üzerinde yoğunlaştı; CHP belediyelerinin üzerine gidiliyor. Gerçekten de CHP belediyeleri silkeleniyor. Bu durum, beraberinde çok sayıda soru işaretini getiriyor.
Hiç kimsenin soruşturulmaz, yargılanmaz diye bir ayrıcalığı olmamalıdır. Bugün 23 yıldır iktidarda olan AK Parti, belediyelerin çoğunluğunu elinde bulunduruyordu. 2019 seçimlerine kadar belediyelerin neredeyse %75'i AK Parti belediyesiydi. 2019 yılında başlayan kırılma, 2024 seçimlerinde derinleşerek zirve yaptı. Kale denilebilecek yerlerde bile AK Parti belediyeleri kaybetti.
Seçimlerden daha bir yıl bile geçmeden operasyonlar başladı. İstanbul'da başlayan operasyonlar yurt sathına yayıldı.
Operasyonlar, soruşturma ötesinde bir suç örgütü niteliğine sokularak sabaha karşı belediye başkanlarının evlerinde yapıldı, neredeyse tamamı tutuklandı. Yüz günü aşkın bir süredir tutuklu bulunan belediye başkanları ve yöneticileri var. CHP dışında, bırakın tutuklanmayı, kamuoyunca bilindiği ve ihbar edildiği halde hakkında soruşturma bile yapılmayan belediyeler mevcut. Hatta istifa etmesiyle aklanmış belediye başkanları bile var.
2024 Seçimleriyle gelen kırılma, genel siyasette de ciddi ciddi rakip olmaya başladı. %25 seviyelerinde olan CHP, 2024 Yerel seçimlerinde %37 gibi bir seviyeye ulaştı. Şimdi anketlerde de hep birinci parti CHP, ikinci parti ise AK Parti görülüyor. Bu görüntü ortaya çıktığı andan itibaren de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "CHP Belediyelerini silkeleyin" talimatı vermişti. Bu "Silkeleyin" talimatını normal şartlarda, CHP'nin elinde olan belediyelerde muhalefet görevi yapan AK Parti il, ilçe teşkilatlarının ve meclis üyelerinin yapması gerekirdi. Şu ana kadar görülen, AK Parti il, ilçe teşkilatları ve meclis üyelerinin muhalefet yapmakta zayıf kaldığıdır. AK Parti muhalefet yapmakta zayıf kalınca, silkeleme işi başka güçlere kaldı.
Akla gelen soru şu: AK Parti il, ilçe teşkilatları ve meclis üyeleri muhalefet yapmakta zayıf kalınca, "Silkeleyin" talimatıyla bu sefer devreye başka kanallar mı girdi?
Bu kanalların en bariz örneği de ihbarcılar ve itirafçılar. İhbarcılara bakıyorsunuz, "Bunlar kendi kendilerini ihbar ediyor demek ki, paylaşamadılar" dedirtiyorlar. İtirafçılara bakıyorsunuz, neredeyse her partiden belediyeyle iş yapmışlar ama nedense sadece CHP belediyelerinin adını veriyorlar.
Gelişen olayların hepsini topladığınız zaman, bu operasyonların bir "Temizeller Operasyonu" olmadığı açık. O zaman buna bir "Rakip temizleme operasyonu" denilebilir.
Fakat bazen esen rüzgar tersine döner; rakibi temizleyelim derken rakibi güçlendirmiş olursunuz, bunu unutmamak lazım. Tek taraflı yapılan operasyonlardan AK Partililer bile rahatsız. Operasyon yapılan il ve ilçelerde ciddi oy artışları ve destek yükselişleri gözleniyor. İktidar kanadı ne kadar da toplanan kitleleri gerçek değil, algı olarak göstermeye çalışsa da görünen köy kılavuz istemez.
Bu arada bazı söylemlerinden dolayı CHP Genel Başkanı Özgür Özel eleştiriliyor, hatta hakkında soruşturma ve fezlekeler hazırlandı. Ama şunu da unutmamak gerekir ki, bazı sonuçlar sebeplerden kaynaklanır. Bir partinin genel başkanı, o camianın babası sayılır. Bir aile babasına acı yaşatırsanız, yaptıklarının sebebi onun yaşadığı acılardan gelir.
TEMİZELLER İHTİYACI VE ÇÖZÜM YOLLARI
Gerçekten de ülkenin bir **"Temizeller Operasyonu"**na ihtiyacı var. Ancak bu operasyonlar, hiçbir kurum, siyasi yapı ve kişi ayırt edilmeden yapılmalı. Cumhurbaşkanlığından en küçük belediyeye, en alt devlet kurumuna kadar ve bu kurumlarla ilişkisi olan kişi ve kuruluşlara kadar yansımalıdır. Gereken yapılmalı ve kalıcı olması sağlanmalıdır.
Kalıcı olması için önce sistemin bu ucube sistemden kurtulması gerekir. Cumhurbaşkanının aynı zamanda parti başkanı olması yanlışlığından dönülmeli, Cumhurbaşkanlığı makamı tarafsız ve tam adil olmalıdır. Seçimlerde belediye ekibi demokrasinin gereği partilerden seçilir; ancak seçimler bittikten sonra hangi parti olursa olsun, seçilen ekip sadece belediye başkanı değil, tüm meclis üyeleri de parti rozetlerini çıkarmalıdır. Sadece o kentin belediye başkanı ve meclis üyeleri olmalıdır.
Belediye meclislerinde genel siyaset tartışmaları yapılmamalı, parti ağzıyla konuşulmamalıdır. Eğer "Temizeller Operasyonu" ayırt edilmeden tüm kurumlar üzerinde yapılır ve seçimler sonrası siyaset belediyeler üzerinden elini çekerse, o zaman gerçekten kalıcı bir "Temizeller Operasyonu" gerçekleşir.
.
YAZIYI OKUMAK İÇİN TIKLA
TEMİZELLER OPERASYONU: GERÇEK Mİ, RAKİP TEMİZLİĞİ Mİ?
İstanbul
10.07.2025