SOSYAL MEDYA VE PSİKOLOJİ

SOSYAL MEDYA VE PSİKOLOJİ

Sosyal medyadaki görünürlük ‘varım’ demenin parçası haline geldi…

Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir, sosyal medyadaki güzellik algısının bireyler üzerinde yarattığı etkiler hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu ve tavsiyelerini paylaştı.

GÖRÜNÜR OLMA İSTEĞİ HEP VARDI

“Özellikle geçmiş dönemde portreler ve fotoğraflar, günümüzde de sosyal medya aracılığıyla her an her yerde görünür olma arzusuna dönüştü. Sosyal medyada görünür olmak, varım demenin bir parçası haline geldi. Kişilerin sosyal medyadaki varoluşu, kimliklerini temsil edebileceği yeni bir fırsat halini aldı”

ONAYLANMA PSİKOLOJİK BİR İHTİYAÇ

“Onaylanma ve kabul görme bu ihtiyaçlara verebileceğimiz örneklerdir. Bu ihtiyaçlar tabii ki her bireyde farklılık gösterebilir. Dolayısıyla bu soruyu kendimize de yöneltmeyi önemsiyorum. Kişiler kendilerine de sorabilir. Görünür olduğumda ne oluyor? Fotoğraflarım beğenildikçe ne hissediyorum? Görünmediğinde ne oluyor? Hangi düşünceler zihnimi işgal etmeye başlıyor? Bu soruları kendimize yönelttikçe görünür olma arzunuzun altındaki ihtiyaçları görmeye ve anlamaya yakınlaşabiliriz”

GÜZEL GÖRÜNME BASKISI YETERSİZLİK HİSSİ YARATIYOR

“Bedenimizin zihnimizdeki temsilinin bedenimizi nasıl algıladığımızı gösterir. Kişinin algıladığı benlik emoji ile idealize ettiği benlik imajı imgesi arasında fark açıldıkça da kişi gerçeklikten kopuk bir zeminde kendisini değerlendirmeye başlıyor. Güzel görünme baskısı kişinin yetersizlik, utanç, suçluluk gibi duygular hissetmesine yol açabiliyor. Bu duyguları yoğun bir şekilde ve uzun süre maruz kalmak da birçok psikiyatrik hastalığı tetikleyebiliyor”

ONAYLANMA İHTİYACINA DAHA DETAYLI BAKILMALI

“Sürekli görünürlüğümüz, bedenimiz üzerinden bir onay ve kabul görmek kendimizle yabancılaşmaya yol açarken çevremizle de sağlıklı ilişkiler kurmamıza engel olabiliyor. Çünkü görüntüyü temel alarak kendimizi değerlendirdikçe sanki sadece görüntümüzden veya bedenimizden ibaretmişiz gibi algılamaya başlıyoruz. Bu sefer duygular ve düşünceler, başka birçok faktörde anlamını yitiriyor gibi oluyor. Dolayısıyla bu onaylanma ihtiyacımıza daha detaylı bakmayı önemsiyorum. Onaylanmak sadece görünür olmakla mı ilişkili olmalı yoksa bu onay sadece bir de dış dünyadaki kişilerin onayıyla mı mümkün olmalı? Biz kendimizi ne kadar onaylıyoruz, biz kendimizi olduğumuz haliyle ne kadar kabul edebiliyoruz? ya da ne kadar kendimiz olmaya izin veriyoruz. Bunu da kendimize sormayı önemsiyorum”

OLUMSUZ BEDEN ALGISI MUTSUZ HİSSETTİRİYOR

“Değişim kişileri tek tip bir güzelliğe, tek ideal bir bedene yoğunlaştırıyor. Sosyal medyada dayatılan o tek tipleşmiş, kusursuzlaştırılmış ve idealize edilmiş bedenler gerçeklikten uzak bir zeminde güzellik olgusunun ele alınmasına sebep oluyor. Sürekli fit olmak, güzel veya yakışıklı görünmek vurgulanıyor. Bunun sonucunda kişi kendi bedeninden hoşnut olmamaya başlıyor. Bedenine yönelik duyduğu memnuniyetsizlik kişinin beden algısına dönüşüyor. Sosyal medyada görerek idealize ettiği beden ve zihinsel temsilinde algıladığı beden arasında olan mesafe açıldıkça da kişi dış görünüşünü beğenmemeye başlıyor. Dış görünüşüne yönelttiği bu hoşnutsuzluk zamanla kişinin kendisine olan güvenini ve değerini etkilemeye başlıyor. Kendi bedeninde memnun olmadıkça da mutsuz hissetmeye başlıyor.”

SOSYAL MEDYA GÜZELLİK ALGISINI ETKİLİYOR

“Onlara baktığında da onlar gibi hissedebilmek için onlar gibi yaşayabilmek için onlara benzemesi gerektiğine dair bir algılaya kapılıyor. Böylece de tek tipleşen bir yüze tek tipleşene bir bedene doğru birçok müdahaleler başlıyor. Kişi kendisini her zaman fit ve zayıf görmek için kontrolsüzce diyete veya kontrolsüzce yemeği durdurmaya başlayabiliyor. Sosyal medya doğrudan güzellik algısını etkiliyor fakat etkilediği tek şey bu noktada güzellik algımız değil aynı zamanda bu güzellik algısına yönelik duyduğumuz kaygıyla beraber kendi psikolojik sağlığımız da etkilenmeye başlıyor”

ERKEKLER DE KAYGI YAŞAMAYA BAŞLADI

“Sanki güzellik ve kadınlık birbirleri ile eşleştirilmiş gibi. Bu sebeple belki sürekli sosyal medyada ve yapılan araştırmalarda kadın ve güzellik olgusu yan yana ele alındı. Ama günümüze baktığımızda sadece kadınlar bu güzellik baskısı ile problem yaşamıyor. Aynı zamanda erkekler de fit olmak ve yakışıklı görünmek gibi kaygılar yaşamaya başladılar. Gün geçtikçe de kadınlar üzerine yapışan etiket olarak kalmıyor, her iki cinsiyeti de etkileyen bir problem haline geliyor”