İNSANDA İKİ TEMEL DÜRTÜ VAR
Nevzat Tarhan, “İnsanda iki temel dürtü var. Biri cinsellik diğeri de saldırganlık dürtüleri. Dürtüyü kontrol etmeyi öğrenmesi, insanın medenileşmesi ile ilgili. Medenileşme seviyesi arttıkça bu dürtüleri kontrol etme becerileri de artıyor. Gelişmemiş ve gelişmiş topluluğa dair en büyük özellik cinsel dürtü kontrolü ya da saldırganlık dürtü kontrolünü sağlamayla ilgili oluyor. Hak arama ve sorun çözmede şiddet yerine sözel olarak kendini ifade etmek ve hakkını aramayı başarmak mümkün oluyor. Cinsel dürtüler de kontrol altına alınması gereken, cinsellik adabına göre yaşanması gereken durumlar. Fakat insanlığın gidişinde her iki konuda da maalesef azalma yerine artışlar gözlemleniyor. ” dedi.
ŞİDDETİN ARTTIĞI YERDE MEDENİLİKTEN BAHSEDİLMEZ
“Şiddetin arttığı bir yerde medenilikten bahsedilemez. Yani insan modernleşebiliyor fakat hiç medeni olmuyor. Kadın hakları, kadına ve çocuğa yönelik şiddet konusunda da malesef benzer durum söz konusu. Çocuğa yönelik şiddetle ilgili birçok yasa 1960’tan sonra çıktı ama birçok önlemler de ondan sonra alındı.”
YASALARA RAĞMEN SUÇLARDA ARTIŞ YAŞANIYOR
“2008 yılında istatistiklere göre bir senede kadına yönelik şiddette ölüm sayısı 86 olurken 2020’de 436 oluyor. Yani beş misli artmış kadına yönelik şiddet. Yani demek ki şu anda yasal düzenleme bunu çözmüyor. Sorunu kanuni yollarla düzeltmeye çalışmak sorunun negatif çözümüdür.”
ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN TEDBİRLER ALINMALI
“Bu konuda muhakkak koruyucu ruh sağlığı çalışmaları yapılmalı, rehabilitasyon çalışmaları yapılmalı. Birincil koruma denilen, şiddeti önlemekle ilgili tedbir alınmalı. Risk gruplarına yönelik uygulanan ikincil koruma var. Bu risk gruplarında evden uzaklaştırma vermek yerine rehabilitasyon işlemleri uygulanabilir. Suç işleyen kişiyi hapishanede tutmak yerine rehabilitasyon merkezinde tutmak yararlı olabilir.”
BAZI GELENEKLERİ DEĞİŞTİRMEK GEREKİYOR
“Bizim kültürümüzde bu konuda belki bazı bölgelerde halen uygulanabilen davranışlar olabiliyor. Değişim yaşıyoruz. Yani bazı geleneklerimizi düzeltmemiz de gerekiyor. Erkeklerin de kadınların da öz eleştiri yapması lazım.”
KADIN - ERKEK İLİŞKİLERİNİN DOĞRU ŞEKİLDE ÖĞRENİLMESİ GEREKİYOR
“Bu aslında bir beceridir ve öğrenilmesi gerekiyor. Şiddeti onaylayan bir kültür geçmişimizde maalesef var ama şu anda artık değişen dünyada şiddeti hatırlama ve sorunu çözme yöntemi olarak gören kimse cahilidir ve gelişmemiştir, ilkeldir. Onun için burada ‘vurdum mu oturturum’ diyorsa bir insan ortaçağa aittir.”
DUYGUSAL MESAFE ŞİDDET İÇİN RİSK FAKTÖRÜ
“İlişkilerde ortaya çıkan sorunların önemli bir kısmı, yanlış anlama, problem çözme yöntemi bilmemekten kaynaklanıyor. Duygusal mesafeden kaynaklanıyor. Duygusal mesafe giderildiği zaman sorun neyse bile oturulup rahat bir şekilde konuşulabilir. Aile içi ilişkilerde şiddetin en büyük nedeni, duygusal mesafenin açık olması.”
KÜLTÜREL FARKLILIKLARA GÖRE MÜCADELE GEREKİR
“Ama bu mücadelelerde tek doğru yoktur. Kültürel farklılıklara göre mücadele gerekir. Kadına yönelik şiddete sadece cezalandırma yoluyla çözüm düşünmek burada total bir çözümdür. Boşanmalar çok arttı. Kanunun uç şekilde uygulandığı ülkelerde insanlar evlenmekten korkmaya başladı ve artık birlikte yaşama başladı. Kuzey Avrupa ülkelerinde yüzde 59, İzlanda’da yüzde 69, Fransa’da yüzde 56 civarında evlilik dışı çocuk dünyaya geliyor. Türkiye’de evlilik dışı doğan çocuk oranı yüzde 12.9. Eğer böyle giderse 20 sene sonra onlar gibi olacağız. Evlilikte şiddet var. Şiddetten kaçarak evlenmemeyi seçmek var. Bu nedenle aile içi şiddette sorun çözme ve hak arama yöntemi olarak konuşarak, ikna ederek, inandırma ve sevdirmeyle sorunların çözülmesine çalışılmalı.”