Reklamda sunulan ürünlerin, reklamı izleyen kişiye hissettirilen eksiklik duygusunun tamamlanması için yardımcı objeler olduğunu söyleyen uzmanlar, kişinin eksikliğini satın almayla tamamladığını vurguluyor.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cihan Becan, reklamların alt metninin aslında nasıl bir algı yarattığı konusunu değerlendirdi. Cihan Bercan “Reklamın temel felsefesinde tüketici kitlesi yaratarak sürekli tüketime yöneltmek yatar. Ancak, reklamın tüketici bireylere seslenmesinin belki de bir sonucu olarak, bir ideoloji üreticisi halini de aldığını söylemek mümkün. Reklam, tüketim faaliyetini kitleler bakımından sürekli olarak devingen bir yapıda tutması gerektiği gibi, eş zamanlı olarak bireylerin gündelik hayatlarında anlamlar da üretir. Bu açıdan reklamın herhangi bir ürünün niteliklerine yönelik ikna mesajları ile egemen ideolojiyi yansıtan mesajları sunma konusundaki çabaları iç içe geçmiş durumdadır.” Dedi.
REKLAMLARLA İDEAL YAŞAM GÖRÜNTÜSÜ RESMEDİLİYOR
“Şu da bir gerçek ki, günümüzde reklamlar rasyonaliteye nazaran duygulara daha çok yöneliyor. Bu noktada duygular tüketiciyi ikna etmek için kullanılıyor olsa da bize bir başka bilginin ipuçlarını sunar. Örneğin saygınlık söyleminin göstergesi lüks bir otomobil, duygulanımı ise ayrıcalıktır. Yani reklamlardaki göstergeler de belirli duygulara yapışarak belirli duygulanımlar oluştururlar.” Diye ekledi.
Doç. Dr. Cihan Becan, “Reklamın yarattığı etki, gerçeğe yaslanmasındandır. Giysiler, şampuanlar, otomobiller, kremler, güneşli tatil yerleri gerçekten zevk alınacak şeylerdir. Reklam, peki nerede vurmaya çalışıyor? O içimizde sönmek bilmeyen zevk açlığını artırarak başlıyor işe. Reklam, hiçbir zaman bilinen bir zevkin tüketiciye yeniden tattırılması olamaz. Reklam dilinde hep gelecekteki tüketiciye seslenmek vardır.” Diyerek vurguladı.
Editör: Burak İnceoğlu
İstanbul
27.11.2024