Recep Eren
Bayrampaşa Müftüsü
“RAMAZAN” KELİMESİNİN KÖKENİ NEDİR?
Kamerî takvimin dokuzuncu ayı olan Ramazan, Şâban ayından sonra Şevval ayından önce gelir. Ramazan kelimesinin kökeni ile ilgili farklı görüşler olsa da sözlüklerde “çok sıcak gün, kızgın güneşin kum ve taşları ısıtması” anlamlarına gelen “ramad” kökünden ya da “güneşin ısısı nedeniyle çok kızmış yer” anlamına gelen “ramdâ” kökünden türediği ifade edilmektedir.
RAMAZAN AYININ MANEVİ ANLAMI:
Kur’ân-ı Kerîm’de adı geçen tek ay olan Ramazan ayı, hem oruç ayı hem de Kur’an-ı Kerimin indirilmeye başladığı Kadir gecesini içerisinde bulundurulduğu ifade edilen bir aydır.
“Ey inananlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sakınasınız diye size de sayılı günlerde farz kılındı... Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur"an"ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah"ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir.” (Bakara, 2/183-185.)
Hadisi Şerifte Hz. Peygamber’in (s.a.s) bildirdiği gibi başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş (İbn Huzeyme, Sahîh, III, 191.) olan Ramazan ayı hakkında indirilen yukarıdaki ayetler bu ayın diğer aylardan farklı ve faziletli olduğunu açıkça ifade etmiştir. Ramazan ayı Oruç, Kur’an, İbadet, Takva, Şükür, Tevbe ve Yardımlaşma ayıdır.
Ramazan, insan için yenilenme, arınma ve diriliş vesilesidir. Ramazan âdeta kiri ve pası temizleyen yağmur ve demirin cürufunu gideren bir körük gibidir. Müslümanın, ruhunun derinliklerindeki Allah aşkını dışa yansıtmasına, yüreğindeki ahlaki güzellikleri yaşamına aksettirmesine vesile olan mübarek bir zaman dilimidir.
Mübarek Ramazan ayı, Müslümanlara Allah"ın emirleri karşısında sorumluluk bilincine sahip olma, yani takvaya erişme fırsatı sunar. Toplumsal dayanışma ve paylaşma şuurunu aşılayarak bir anlamda “irade eğitimi” vererek müminlere kişilik kazandırır ve “kâmil bir mümin” olmanın yollarını gösterir.
Ramazan ayının en önemli ibadeti Oruç tutmaktır. Oruç tan yerinin ağarmasından gün batımına kadar yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmayı ifade eder. İslamiyet’te başka oruç çeşitleri de vardır. Ancak zorunlu ibadet olan Ramazan orucu, Hicret’in ikinci yılının Şaban ayında (Şubat, 624) tüm Müslümanlara farz kılınmıştır. Farz kılınan ilk Ramazan orucu Hicretin ikinci yılı 26 Şubat 624 tarihinde tutulmuştur.
Oruç insana sabrı öğretir. Bu ayda sabır, müminin benliğini kaplar, maddî gıdanın vücuttan çekilmesiyle, bunun yerini manevî gıda alır. Artık kalp, Allah’ın adı anıldığında ürperir, Allah’ın ayetleri karşısında imanla dolup taşar. Ve Allah, kulun yegâne güven kapısı olur. Oruç açlığa, susuzluğa ve her türlü mahrumiyete karşı bir meydan okumadır. Peygamber’in ifadesiyle, “Günahlara, kötülüklere kalkandır o!” (Müslim, “Sıyâm”, 162) İnsan, oruçluyken önünde duran yemeğe elini uzatmaz, şırıl şırıl akan suyu yudumlamaz. Yoksunluğa ve açlığa katlanır, zevke ve sefaya direnir . Çünkü Ramazan, Hz. Peygamber’in (s.a.s) ifadesiyle “sabır ayı”dır. (İbn Mâce, “Sıyâm”, 43). Sabır sadece yeme ve içmeye karşı değil hal ve tavırlara da yansımalıdır Ramazan ayında. Allah Rasulü (s.a.s) şöyle buyurmuştur: ““Hiçbiriniz oruçlu olduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin. Eğer biri kendisine söver veya çatarsa «ben oruçluyum» desin.” (Buhârî, Savm, 9)” Başka bir hadis-i şerifte ise şöyle buyurur: “Ramazan ayının ilk gecesi olunca, şeytanlar ve azgın cinler zincire vurulur, cehennem kapıları kapatılır ve hiçbiri açılmaz. Cennetin kapıları açılır ve hiçbiri kapanmaz. Sonra bir (melek) şöyle seslenir: Ey hayır dileyen, ibadet ve kulluğa gel! Ey şer isteyen günahlarından vazgeç! Allah"ın bu ayda ateşten azat ettiği nice kimseler vardır ve bu Ramazan boyunca her gece böyledir.”
İstanbul
31.03.2025