Ramazan ayının yüce yaratanın her an anıldığı bir ay olduğunu belirten tasavvuf araştırmacısı Prof. Dr. Reşat Öngören, oruç ibadetinin aynı zamanda bizlere bir yudum suyun bile ne kadar değerli bir nimet olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Reşat Öngören, açlığın insan için nasıl bir sıkıntı doğurduğunu da öğretmek olduğunu söyledi. Bu ibadeti yerine getirenlerin fakirler ve muhtaçlarla çok daha kolay empati kurma kabiliyeti kazandıklarını kaydeden Prof. Dr. Reşat Öngören, “Oruçlu insan hem sahip olduğu nimetlerin kıymetini anlar; onları israf etmez, hem nimeti verene teşekkür ve minnet duygusu pekişir hem de muhtaçlara yardım etmesi gerektiğini idrak eder.” dedi.
Ramazan ayının oruç ve ibadetlerin yanı sıra bedenen ve ruhen de bireylerin dinlendiği bir ay olduğunu belirten Öngören, “Kur’an-ı Kerim’de insanın beden ve ruhtan meydana geldiği vurgulanır. Bedenimiz dünyadaki gıdalarla şekillenmekte, ruhumuz da Allah’tan gelmektedir. İnsanın dünyada para, makam, itibar, güzel giyecek ve tatlı yiyecekler gibi birtakım şeylere sahip olma ve ebedi kalma arzusu dünyadan, topraktan gelen bedenin arzusudur. Fizikötesi âlemle irtibata geçme ve nihayetinde yaratıcıyı tanıma ve ona kavuşma isteği ise ruhun arzusudur. Ölüm gerçekleştiğinde beden bütün unsurlarıyla geldiği yere yani dünyaya, toprağa karışırken, ölümsüz olan ruhumuz da Allah’a kavuşmaktadır. O yüzden ölüm olayını Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle ‘Allah’tan geldik Allah’a dönüyoruz’ diye ifade ederiz.” diye konuştu.
DÜNYA İNSANIN SINAV YERİDİR
Prof. Dr. Reşat Öngören, “Dünya insanın sınav yeridir ve geçicidir; ebedi hayata hazırlık sürecidir. Ahirete göre bu sürecin kısalığı Peygamber Efendimiz tarafından ‘Yolcunun ağaç gölgesinde bir süre dinlenmesi’ şeklinde ifade edilmiştir. Bu süreçte yaşadığımız güzellikler de karşılaştığımız zorluklar da birer imtihan vesilesidir. Nimet ve güzelliklere şükretmek, sıkıntı ve zorluklara ise sabretmek imtihanı kazanmak için gerekli görülmüştür.” dedi.
RAMAZAN’DA ALLAH’I KESİNTİSİZ ANARIZ
Ramazan ayında Allah’ın emri üzerine oruç tutulacağını kaydeden Prof. Dr. Reşat Öngören, “Şimdi Ramazan ayı başlıyor ve bizler oruç tutacağız. Neden oruç tutuyoruz? Allah öyle istediği için. O halde oruca başlamakla Allah’ı anmaya başlamış oluyoruz. Sahur vaktinden itibaren yemeden içmeden uzak durarak iftar vaktine kadar kesintisiz Allah’ı andığımızı bilmemiz gerekir. Oruç tutanların çok iyi bildiği gibi bu ibadetin insana verdiği huzur ve ruhtaki dinginlik bambaşkadır. Hele iftar vakti yaklaştıkça bu huzur zirveye çıkar. Ramazan ayında tutulan oruç aynı zamanda toplu zikir, ibadet olduğu için toplumda ayrı bir sinerji oluşturmaktadır. Çünkü ‘Allah’ın eli toplu hareket edenler (cemaat) üzerindedir.’ O yüzden bu zamanlarda yapılan her türlü güzel davranış diğer zamanlara göre kat kat fazla karşılık bulmaktadır.” diye konuştu.
ORUÇ İBADETİ SAHİP OLDUKLARIMIZIN KIYMETİNİ ANLAMAMIZA YARDIMCI OLUR
Oruç ibadetinin bizlere bir yudum suyun bile ne kadar değerli bir nimet olduğunu, öte yandan açlığın insan için nasıl bir sıkıntı doğurduğunu da öğretmek olduğunu belirten Prof. Dr. Reşat Öngören, “Bu ibadeti yerine getirenler fakirler ve muhtaçlarla çok daha kolay empati kurma kabiliyeti kazanırlar. Oruçlu insan hem sahip olduğu nimetlerin kıymetini anlar; onları israf etmez, hem nimeti verene teşekkür ve minnet duygusu pekişir hem de muhtaçlara yardım etmesi gerektiğini idrak eder.” dedi.
İstanbul
21.11.2024