Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, dün açılışı gerçekleştirilen Paris’teki İstanbul Evi’nde Türk vatandaşlarıyla buluştu. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve kentin 17 ilçesinin belediye başkanları da çoğunluğu gençlerden oluşan buluşmada yer aldı. Vatandaşlar, Paris’in ünlü moda müzesi “Palais Galliera”da konumlandırılan İstanbul Evi’ndeki buluşmaya yoğun ilgi gösterdi.
ÖZEL: “PARİS’E İKİ REKORTMENLE GELDİM”
2024 Olimpiyatlarına ev sahipliği yapan Paris’te kendilerine gösterilen ilgiye teşekkür eden Özel, konuşmasına, “Ülkelere soruyorlar, ‘Hangi sporcularla geliyorsunuz, rekor bekliyor musunuz falan’. Ben, Paris'e iki rekortmenle gelmenin, -biri sağımda, biri solumda- iki büyük bir mutluluğunu yaşıyorum” sözleriyle başladı. İstanbul’un ve Ankara’nın birçok rekortmen ilçe başkanının da Paris’te bulunduğunu aktaran Özel, “Burada çok önemli birkaç gün geçirdik. Biraz önce söylediği gibi Başkanımın, hepimizin yüreği bu akşam Atatürk'ün kızlarıyla birlikte atacak ve ümit ediyoruz ki finale çıkacağız. Sonuç ne olursa olsun çok önemli bir iş yapıyorlar” dedi. “Biz buraya burada geçirdiğimiz birkaç günlük sürede, olimpiyatın insanlığa kattıklarını aramızda konuşarak, çok şey öğrenerek, buradan İstanbul'a, Ankara'ya, Türkiye'ye dönüyoruz” diyen Özel, “Dün akşam İstanbul Evi’nin açılışında çok sayıda yabancı konuğun da ifade ettiği üzere, Türkiye'nin tanıtımı için ve Türkiye'nin olimpiyat iddiasını ortaya koymak için, geçmişte de önemli çabalar oldu, emek veren herkese teşekkür ediyoruz. Ancak bu kez, gerçekten çok büyük bir ciddiyetle ve olması gerektiği gibiydi. Hatta alışılmışın çok üstünde bir emek ve gayret var. Ben bunun için hem Ekrem Başkan'a hem çok kıymetli ekibine özel olarak teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
“İKİSİ DE REKORLAR KIRARAK, GÖNÜLLERİ KAZANDILAR”
İstanbul’un 2036 olimpiyat ve paralimpik oyunlarına talip olduğunu hatırlatan Özel, şunları söyledi:
“O olimpiyatın beş kıtayı temsil eden halkalarını, İstanbul'da, Avrupa'yla Asya'yı birleştiren Boğaz Köprüsü'nün üstünde görmek, bir diğerinde paralimpik oyunların sembolünü görmek, Kız Kulesi'nin üzerinde olimpiyat ateşinin yandığını hayal etmek; gerçekten çok uzak hayaller değil. Aynı Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üye olma hedefinin, aslında gerçekten istenirse uzak bir hayal olmadığı gibi. Ülkemizde son dönemlerde güzel şeyler yerine hep kötü şeyler konuşulması, alışkanlık oldu. ‘Beka sorunu, beka sorunu…’ Türkiye, 100 yıl önce bir beka sorunu yaşadı. O beka sorununu nasıl aştığımızı biz biliyoruz. Şimdi suni sözlerle; mesela 2019 seçimlerinden önce diyorlardı ki, ‘Ekrem İmamoğlu İstanbul'u kazanırsa beka sorunu olur. Mansur Yavaş Ankara'yı kazanırsa beka sorunu olur.’ Bu konuda haklı oldukları şöyle çıktı. Kendi siyasetleri açısından bir beka sorunu ortaya çıktı. Çünkü ikisi de rekorlar kırarak, gönülleri kazandılar.”
“ANKETLERDE HİÇ BAKMAYI SEVMEDİĞİM BİR SAYFA VAR”
“Amma velakin bir beka sorunu var. Anketlerde hiç bakmayı sevmediğim bir sayfa var. O da şu: Sorulan 100 gençten 70’i, 72’si, yani 4 gençten 3’ü, ‘Fırsatını bulursam yurt dışına gitmek isterim ve orada kalmak isterim’ diyor. Şimdi, dünyanın güçlü ülkelerinin Türkiye üzerinde hayal kurması normal bir şey. Bunda endişelenecek bir şey yok. Ama dünyanın bütün ülkelerinin Türkiye'de hayal kurmasından daha tehlikelisi, Türkiye'nin gençlerinin dünyanın diğer ülkelerinde hayal kurmasıdır. Onun için biz, Türkiye'nin Avrupa'nın ayrılmaz bir parçası olmasını, gençlerimizin vizesiz şekilde bütün Avrupa'yı bütün dünyayı gezmesini, isteyenin istediği zaman gidip eğitim için, kültür-sanat için, spor için dünyanın her yerinde olmasını, istediği kadar yaşamasını ama daha sonra dönülecek bir memleketinin olmasını ve orada ülkesine katkı sağlayarak, mutlu bir şekilde, varlıklı bir şekilde yaşayacakları bir Türkiye'yi hayal ediyoruz. Bu hayali gençlerimize kurduramazsak, beka sorunu budur.”
“TÜRKİYE'NİN GENÇLERİ FESTİVAL YASAKLARINI HAK ETMİYOR”
“Türkiye'nin gençleri festival yasaklarını hak etmiyor” diyen Özeln, “Türkiye'nin gençleri konser yasaklarını, sosyal medya yasaklarını hak etmiyor. Instagram'ın kapalı oluşunu, bugün yeni bir açıklamayla bir başka sosyal medya mecrasının kapatılması gerektiğini konuşanların aksine, biz, Türkiye'de, her yaştan gençlerin alabildiğince özgürce yaşamasını, özgürce hayal kurmasını savunuyoruz. O hayale ortak olan ekip burada efendim, sizinle birlikte. Biz, o hayalin sahipleriyiz” ifadelerini kullandı. Filenin Sultanları ile birlikte olimpiyatlarda yarışan tüm sporcularımıza başarılar dileyen Özel, “Bütün oyuncuları yürekten destekliyoruz. Bir yandan tabii Türkiye'den öğrencilerimiz, bir serzenişlerini dile getiriyor; ‘Biletler çok pahalı.’ Bunun sebebi; ailelerin Türkiye'de kazanıp, çocukların burada harcamak zorunda olmaları ve maalesef bizim paramızın, Euro karşısında 30-35 kat değersiz olması” tespitinde bulundu.
“ALIM GÜCÜMÜZ, BUNDAN 10 KAT FAZLA OLACAK”
Mevcut iktidarın ilk yıllarında TL’den 6 sıfır attığını hatırlatan Özel, şöyle konuştu:
“Biliyorsunuz; geçmişte Türk parasından 6 sıfır atıldı. Ama hem fiyatlardan atıldı hem maaşlardan atıldı. Bir işe yaramadı. Atatürk'ün partisi, Cumhuriyetin ikinci yüzyılında iktidar olduktan 10 yıl sonra, 10 yıl boyunca biz, bir sıfır atacağız. Ama sadece fiyatlardan bir sıfır atacağız. Maaşlardan atmayacağız. Birileri yönünü bir başka tarafa çevirip, Şanghay İşbirliği Örgütü'ne girelim diyorlar. Orada kişi başına gelir 4000-4500 dolar. Biz, ‘Avrupa Birliği'ne girelim’ diyoruz. Üyesi olduğumuz Sosyalist Enternasyonal'in bütün üyeleri geçen ay imza attılar, ‘CHP'nin Avrupa Birliği hedefini yürekten destekliyoruz’ diye. İçinde Yunanistan dahi var. Bizim iktidarımızda Avrupa Birliği'ne gireceğiz. Şu anda orada 45 bin dolarlık bir ortalama milli gelir var. Arada 10 kat fark var. Yani bugün öğrenci kardeşimin, belki kendi değil ama, onun kızı Paris'te okuduğunda, fiyatlardan bir sıfır atılmış olacak. Alım gücümüz, bundan 10 kat fazla olacak. Bunun için hukuka uygun yönetmeyi, kuvvetler ayrılığını ve kurallara -ki bir kurallar malzemesinin bir şehri ve bir organizasyonu nasıl yönettiğini ciddiyetle hep birlikte burada bir süredir yaşıyoruz- kurumlara saygılı olmanın, kişisel bir iktidar yerine demokratik bir iktidarın ülkeye neler getireceğini biliyoruz.”
“TÜRKİYE'NİN ÇAĞDAŞ DÜNYANIN AYRILMAZ BİR PARÇASI OLMASINI, BU GÜÇLÜ TAKIMLA HEP BERABER SAĞLAYACAĞIZ”
“Son sözüm şudur: Çok güzel bir şehirdeyiz. Dünyanın prestijli şehirlerin içinden hep nehirler geçiyor. Bütün dünyayı İstanbul'a bekliyoruz. Ayıptır söylemesi; bizimkinin içinden deniz geçiyor. İçinden deniz geçen ülkedeki bütün insanların gönüllerinin deniz kadar engin, içindeki insan sevgisinin deniz kadar engin olduğu ülkemize, Paris'ten, 100 yıl önce katıldığımız ilk olimpiyatların yüzüncü yıldönümünde, buradan bütün dünyaya bir çağrıda bulunuyoruz: Türkiye'yi, Türk insanını, Türk insanının misafirperverliğini, Anadolu'nun, Trakya'nın güzelliklerini, Ege'nin güzelliklerini ve İstanbul'u yeniden keşfedin. Türkiye, kimsenin sınırlarını çizeceği gibi, sınırlayabileceği gibi bir ülke değildir. Türkiye, özgür ve çağdaş bir ülkedir. Türkiye'yi önümüzdeki günlerde, önümüzdeki yıllarda hep beraber bütün dünyanın yeniden tanımasını, yeniden keşfetmesini ve Türkiye'nin çağdaş dünyanın ayrılmaz bir parçası olmasını, bu güçlü takımla hep beraber sağlayacağız.”
İMAMOĞLU: “OLİMPİYAT, MUCİZEVİ BİR BULUŞ”
Dünyanın en büyük şölenlerinden birisinin olimpiyatlarda buluşmak olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “Mucizevi bir buluş. Hem olimpiyat öyle hem sporun kendisi öyle. İnsanlığın en büyük buluşu diyebiliriz aslında spora. İnanılmaz bir rekabet duygusuyla başlayan ama bugün belki de dünyanın soluk aldığı anlara dönüştü. Ne yazık ki dünyanın birçok bölgesinde yaşanan ve her birimizi çok üzen kötü anların yerine; o şöleniyle, barış ve centilmenlik duygusuyla öne çıkan olağanüstü bir buluşma, olimpiyatlar. Paris, 100 yıl üzerine, bir olimpiyatı daha şehrinde misafir ediyor. Bu, bizim için de çok duygusal bir an. Çünkü bizim de 100. yılı olimpiyatlara katılışımızın. İlk katılmamız 1924, yine Paris Olimpiyatları. Bu, onun 100’ncü yıldönümü. Ulu Önder Atatürk'ün, Cumhuriyet, kurar kurmaz, Milli Olimpiyat Komitesi’nin teşkilatlanmasını sağlaması ve ardından o teşkilatlanmayla beraber, ilk olimpiyata büyük bir fedakarlıkla takımımızın oluşturulmasını ve gönderilmesini sağlaması olağanüstü bir vizyon” dedi.
ÖZEL VE YAVAŞ’A DESTEK TEŞEKKÜRÜ
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) ile İBB’nin iş birliği ile İstanbul Evi’nin açılışını gerçekleştirdiklerini kaydeden İmamoğlu, “Bu buluşma anında bizi onurlandıran çok değerli konuklarımız oldu dün akşam. Hem olimpiyat camiasından, Dünya Olimpiyat Komitesi'nden, Avrupa Olimpiyat Komitesi’nden ve hem ulusal hem uluslararası camialar, federasyonlar… Her birisi bizim için çok kıymetli bir andı. Çok mutlu olduk. Tabii hem dün hem bugün birlikte olmaktan ve bizim bu güzel anımızı onurlandırdıkları için, sizlerin de huzurunda, bugün burada bulundukları için çok mutlu olduğumuz Sayın Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'i misafir etmenin gururunu yaşıyoruz. Aynı zamanda, çok değerli birlikteliğimizi, güçlü bir şekilde sizlere sunma imkanı veren ve kendi belediyesinin, ki en güçlü olimpik sporcu katılımını sağlayan kulüplerimizden birisi olan ASKİ'nin de bu özenli dönemini yaşatan ABB Başkanımız Mansur Yavaş bizlerle birlikte” diye konuştu.
“İSTANBUL EVİ, SİZLERİN KATILIMIYLA ŞENLİKLİ HALE GELDİ”
İstanbul ve Ankara’dan ilçe belediye başkanlarının da kendilerine destek verdiğini aktaran İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Bu birlikteliğimiz, umuyorum ki sporcularımıza da uğur getirir. Ucu ucuna kaybettiğimiz müsabakalar oldu. Belki madalya şanslarımız var ama henüz olimpiyatlar bitmedi, devam ediyor. Müsabaka gücü yüksek sporcularımız da var önümüzdeki günlerde. Şimdiden madalyayı garantilemiş sporcularımız var. İnşallah, başta altın olmak üzere, daha özel madalyalarla buluşuruz. Bugün güzel bir gün. İstanbul Evi’mizin ikinci günü. Sizlerin sayesinde daha da şenlikli bir hale geldi. Niye güzel bir gün? Çünkü bugün, hepimizin böyle yüreğini ayrı bir hoplatan Kadın Milli Voleybol Takımımızın da yarı final maç günü. Onlara başarılar diliyoruz. Kadın voleybol milli takımımızın mesajı çok daha güçlü, çok daha büyük. Kendilerini ‘Atatürk'ün kızları’ diye tarifleyen, milletimizin en güçlü duygularını böyle yukarıya taşıyan ve muhteşem Türk kadınının büyük başarılı halini belki de simgeleyen tavırlarıyla, bizim acayip bir gönüldaşlığımız oluştu. Bu bağlamda, zaten onlar bizim aslında şampiyonlarımız. Yani bu aşamaya gelmek büyük başarı. Zaten şampiyonlarımız.”
“EN YAKIN ZAMANDA İSTANBUL DA OLİMPİYATLARA EV SAHİPLİĞİ YAPSIN VE YAPACAK”
Maçın 8 Ağustos’ta, (08.08) saat 20.00’de (8’de) oynanacağına dikkat çeken İmamoğlu, “8-8-8 üçlemesi üzerinden hepiniz içinizden bir dilek tutun. Ne tutarsanız, artık size bırakıyoruz. Umarım uğurlu gelsin. Ve kadınlar hem voleybolda kazansın hem de hem başta ülkemizde olmak üzere, bütün dünyada her alanda kazansın ve dünya eşitlensin. Bu bağlamda güzel bir gün” tespitlerinde bulundu. İstanbul Evi’nin TMOK ile iş birlikleriyle hayata geçirildiğinin altını çizen İmamoğlu, “Bu iş birliği ve ev sahipliğiyle iki şeyi hedefledik. Bunun bilinmesini arzu ederim. Bir tanesi; 2027’de biz, İstanbul olarak, Avrupa Oyunları’nın ev sahibiyiz. Bunu yaptık, protokol haline getirdik. Artık hazırlıklarımızı yapıyoruz. Ne kadar hazır, ne kadar güçlü bir şehir olduğumuzu, burada bütün olimpiyat camiasına anlatmak istedik. Ve hedefine de büyük oranda ulaştığını görüyoruz. Bundan da kıvanç duyuyoruz. İkinci olarak; birçok yerde söyledim. Olimpiyatlar, çok güçlü bir organizasyon. Dünya ve insanlık tarihi açısından çok önemli. Ve her gittiği şehre, her gittiği ortama değer katıyor. O bakımdan biz diliyoruz ve istiyoruz ki, en yakın zamanda İstanbul da olimpiyatlara ev sahipliği yapsın ve yapacak” ifadelerini kullandı.
“İKİ KITAYI BİRLEŞTİRME GÜCÜNE SAHİP İSTANBUL, BÜTÜN DÜNYAYI BİRLEŞTİRİR”
Eyfel Kulesi’nin Paris, Fransa ve dünya için sembolik önemine dikkat çeken İmamoğlu, “İstanbul başlı başına bir merkez. Yani iddiayla ifade ediyoruz ki; iki kıtayı birleştirme gücüne sahip İstanbul, bütün dünyayı birleştirir. O bakımdan olimpiyatların İstanbul'da var olmasını da önemsiyoruz. Ve olimpiyatın halkalarını sizlerin de o güçlü destekleriyle İstanbul Köprüsü'ne, o Boğaz’ın üstüne hep beraber asalım istiyoruz. Genel Başkanımla dün bir aradayken ha bire beyin jimnastiği yapıyoruz. Biz, neler yapmayız neler? Kız Kulesi'nin, en yaratıcı bir biçimde olimpiyat meşalesinin yandığı bir merkez mi olur? Daha iyi fikirlere açığız. Ya da Hezarfen Çelebi’nin Galata'dan Üsküdar'ın sahiline uçtuğu anı biz bu çağda nasıl yaşatırız? Yaratıcılıkta sınır var mı milletimizde? Yok. Gençlere çok güveniyoruz. Bu bağlamda hedefimiz bu. 2027 Avrupa Oyunları’nın en iyi şekilde yapılması. İnşallah 2036’da bir aday niyet beyanı bulunduğumuz, 3 yıl önce bulunduğumuz İstanbul'u ev sahibi yapma konusunda kararlılığımızı göstermekti. Sizlerin sayesinde bu çok güzel bir noktaya evrildi. Yolumuz açık olsun, yolumuz güzel olsun, spor dolu olsun, centilmenlik dolu olsun. Başta memleketimiz olmak üzere, bütün yakın coğrafyamıza ve bütün dünyamıza başarı, huzur, mutluluk centilmenlik diliyoruz. Sporla dolu sağlıklı günler diliyoruz.”
YAVAŞ: “OLİMPİYATLAR İSTANBUL'A GELDİĞİNDE İNŞALLAH YENİ BİR KARDEŞLİK KÖPRÜSÜ KURULUR”
ASKİ olarak olimpiyatlara önemli bir sporcu kontenjanı aldıklarını aktaran Yavaş da şunları söyledi:
“Olimpikle beraber 23 tane sporcumuz kota aldı. Sporcuları ve müsabakaları gördükçe, o sporcuların maç dışındaki birbirleriyle olan muhabbetlerini gördükçe, aslında dünyanın birçok yerinde savaşlar varken, onların ne kadar anlamsız olduğunu da aslında olimpiyatlar ifade ediyor. İnşallah bu dostluk, Avrupa'yı ve Asya'yı Asya'yı birbirine bağlayan olimpiyatlar İstanbul'a geldiğinde inşallah yeni bir kardeşlik köprüsü kurulur diye düşünüyorum. Hepinize biz çok teşekkür ediyoruz. Türkiye'nin gönüllü elçilerisiniz. Çok katkınız olacağına inanıyoruz hem olimpiyatların alınmasını hem ülkemizin tanıtımına. Tabii biz buraya gezmeye gelmedik ama, genellikle benim şöyle bir önerim vardı. ‘Belediye başkanlarına bir 10 gün ‘hoş geldin’ ziyaretini serbest bırakın. Daha sonra ziyaretçi almasınlar. Sonra da 6 ay sonra yurt dışına götürün’ diyordum. Keçiören Belediye Başkanımız da burada. Gezerken dikkat ettim; hep böyle kente bakıyorlar. Yani Avrupa'da birçok kentin, tarihi kent merkezini nasıl koruduğunu gördüm. Maalesef biz de ülkemizde ne kadar koruyamadığımızı da fark edip, artık gezerken belediye başkanı gözüyle bakıyoruz ve bizim de Ankara'da, Ulus Tarihi Kent Merkezi, yani Cumhuriyetimizin kurulduğu alanları ayağa kaldırıp, orayı da Old City, Downtown gibi yapmaya çalışıyoruz. Ve bunun ne kadar önemli olduğunu, Paris'e gelen turistlerden de anlıyoruz. İnşallah bizler de bize düşen görevlerde, kentlerimizi buralarla yarışır hale getirip, Mustafa Kemal Atatürk'ün bize emanet ettiği başkenti layıkıyla temsil ederiz ve dünyaya tanıtırız diyorum" dedi.