Dünyaca ünlü doktor Mehmet Öz, İstanbul'da bir süredir tedavi gördüğü hastanede tedavi gören vefat eden babası Mustafa Öz’ü anlattı
Kendisi gibi oğlunu da tıp dalında yetiştiren ve geliştiren Mustafa Öz, 94 yaşında hayatını kaybetti. Geçtiğimiz gün aldığı bu haberle yıkılan Mehmet Öz, babası için duygulandıran bir mesaj yayımladı. Mesajında, babasının hayatındaki en büyük başarısı olarak annesiyle evlenmesi olduğunu belirten Öz, son vedasını şöyle yaptı:
Mustafa Öz, 4 Ekim 1925'te Konya yakınlarındaki yoksul bir tarım köyü olan Bozkır'da doğdu. Yaşadığı çevrede hiç kimsenin, ülkesinde ise pek az insanın hayal bile edemediği başarıları elde etmesine rağmen, kalbi bu küçük köyü hiç terk etmedi. Gelecek nesillerin gelişimine katkıda bulunmak adına öğrenciler için inşa ettiği binalarla köyüne hep geri döndü.
“Mustafa, eğitiminin her aşamasında burs kazanmıştır; bu, eğitimi alamayan, gelecek vaat eden öğrencilere destek vermenin önemini güçlendirmektedir"
“1950 yılında iyi derecelerle Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitirdikten sonra, Mehmet'in doğduğu 1960 yılında, ABD'nin Cleveland eyaletinde ki Western Reserve Üniversitesine kabul edildi. Seval'in doğduğu 1961 yılında Atlanta’da Emory Üniversitesi'nde kardiyotorasik eğitimi alarak göğüs ve kalp damar başasistanlığı yaptı. Nazlım’ın doğduğu 1967 yılında Wilmington, Delaware’de diğer doktorları eğitmeye başladı
EN BÜYÜK BAŞARISI EVLENMEK: “En büyük başarısı 1959'da Suna Yıldız Atabay'la evlenmek ve 60 yılı aşkın evlilikleri süresince onun tavsiyelerinden her zaman bir şeyler öğrenmek oldu. Vatanı sevgili Türkiye'sine geri döndü. Çok sevdiği Florence Nightingale de dahil olmak üzere
İstanbul'daki bir çok iyi hastanede 80 yaşında dahi ameliyat yaptı.
HERKESİN HAYATINI DEĞİŞTİRDİ: “Babam, onunla tanışan herkesin hayatını değiştirirdi. Çocukken, hızlı adımlarla hastane turu yaptığı zamanlarda onun arkasından nasıl koştuğumu hatırlıyorum. Yaşlandığı ve bacakları o kadar hızlı hareket edemediği zamanlarda ise aklı hiç yavaşlamadı. Babamın bazen umutsuz hastalar için ağrılı bazı tedaviler uyguladığına tanık oldum. Daha sonra bu hastaların hayatlarını kurtardığı için teşekkür ettiklerini görmek ise benim tıpa ve doktorluğa aşık olmama sebep oldu.
“Yardım etme fırsatı güçlü bir afrodizyaktır ve harekete geçme sorumluluğu boş yere harcanmamalıdır. Bu nedenle ısrarla kendisinin ve çocuklarının her zaman “En iyisi” olması konusunda tavsiyelerde bulunurdu.
BİR KASIRGANIN ÖFKESİNE SAHİPTİ: “1930’larda Büyük Buhran sırasında yoksul bir ülkede büyüyen babam, geçen yüzyıldan dolayı oluşabilecek her engelin nasıl üstesinden gelineceğini biliyordu. İhtiyacı olanı alana kadar hatırlatır, ittirir, yol açar, zorlar, tekrar hatırlatır, yakınır ve bağırırdı. Durmadan mücadele etti ve nadiren geri çekildi, özellikle de yeterince iyi olmadığı söylendiğinde. Böbrek yetmezliği ile hayatının sonlanacağını anladığı zamanlarda bile bir savaşçının cesaretine ve bir kasırganın öfkesine sahipti.
TÜRK HALK MÜZİĞİ SEVERDİ: “Tavlada kazanmanın yanı sıra babamın en sevdiği hobisi Türk Halk müziğiydi. Özellikle de ünlü bir Konya türküsü olan “Aslan Mustafam” veya “Aslan Mustafa”. Babam, parmaklarını şıkırdatarak bağıra bağıra türküyü söylerdi… 'Kenardan geçeyim yol sizin olsun bir tanem aman,YOLUN IŞIK OLSUN: Ağular içeyim bal sizin olsun bir tanem amanın Aslan Mustafa'm. “Baba, sen, her dakikası için zorlu bir mücadele verdiğin hayatından dolayı hak ettiğin cennete doğru düz ve geniş bir yoldan adım atıyorsun, bizler de engelli yollardan geçtiğin 93 yıldan fazla süredir omzundayız. Yolun ışık olsun. Bizler senin için önemli olan her konuda senden öğrendiklerimizle savaşmaya devam edeceğiz. Tüm aileden sevgiler.“