Kepenkleri eğilmiş, camları kırık
Sıvaları dökülmüş
Terkedilmiş bu ev, mahsun ve çaresiz
Sanki içerden sesler geliyor
Annelerin sesi...
Duvarlarda çınlıyor
Çocukların gülmesi
Neler yaşanmıştı kim bilir
Sevinç ve gözyaşlarının
Kucaklaştığı...
Doğumların mutluluğu
Ölümlerin çaresizliği ve hüznü
Burada gerçekleşmişti
O tenceredeki yemeğin kokusu
Leğenler de zorraki yıkanmalar
İsyan eden çocukların bağırışları
Kışın başka, yazın bambaşa
Ben mi sana yanayım,
Sen mi bana ?
Soruyorum usulca
Hani o eski evlerimiz
Yaşanmış geçmişiyle...
Yıkıldı yıkılacak...
Vefa mı bekledin,
Uzun yıllarca...
Biliyorum giden dönmedi
Cazibe ağır bastı
Sırt dönmekmi, bilmem
Albümlerde hatırlamak
O da bir müddet
Unutulmaya mahkûm belli ki,
Oysa neler yaşanmıştı
Bu dört duvar arkasında...
Zincirlenmiş bu kapı
Nice kavuşmaların
Mihrabı olmuştu ...
Kuşlar gibi cıvıldaşıyordu
Kardeşler
Derdiki Babalar
Bugünlerin kıymetini bilin
Yarın dağılacaksınız
Herbiriniz bir tarafa
Üzmeyin birbirinizi
Sevginin keyfini çıkarın
Can dan öte Babalar...
Tastik eden anneler
O günler ne güzel günlerdi...
Bu ev ve bu evler
O zamanlar mutluydu
Aile ve ev
Hayatın miheng taşı
Mükemmel tezahürüydü...
Şimdi bu ev yanlız
Birçok evler gibi
Yıkıldı yıkılacak
Belliki son demleri !
Sırt dönmüştük geçmişe
Nelere dönmedikki...
Herşeyde estetiği kaybettik
Taş 'ın ve ahşabın güzelliğini
Düz bir cam a terkettik
Sanattan yoksun
Ruh u öldüren
Zevksiz yüksek binalar
Yanlızlığa mahkûm bizler
Ve terkettiklerimiz
Tıpkı bu ev gibi
Arkamızdan gözyaşı döken
Unuttuğumuz
Mahsun ve çaresiz
Eski evlerimiz
Biliyorum,
Sizlerde bizleri,
Özlediniz....