Bayrampaşa Belediye Meclisi Mayıs toplantısında AK Parti grubunun dile getirdiği 27 Nisan E-Muhtırası tartışma yarattı.
AK Parti Grubu adına Hamza Karamustafa’nın okuduğu 27 Nisan E- Muhtıranın tarihi sürecini anlatan yazının içinde Ana muhalefet partisi, ve CHP’nin o zamanki Genel Başkanı Deniz Baykal’ın adının geçmesine CHP grubu genel siyaset yapılıyor diye tepki gösterdi. CHP grubu daha önceden alınmış kararı hatırlattı.
Bunun üzerine söz alan AK Parti Grup Sözcüsü Belediye Başkan Yardımcısı Can Gökhan Balekoğlu, “Öncelikle buna saygı göstermemizi tüm meclis üyelerimizden istiyorum. Tabi genel siyaset konusunu işlemek istemiyoruz ve özellikle yapmış olduğunuz konuları konuşmaya dikkat ediyoruz.
Bu E-Muhtıra 27 Mayıs'ta yapılan şey 1960’ta, 1980 de, 15 Temmuz'da neyse öyledir. Geçmiş yıllarda Türkiye Cumhuriyeti'nde örnekleri var. Burada vesayet sistemini bahsettik. Bu Türkiye'nin geçmişinden bugüne kadar yaşamış olduğu sorunlardan bir tanesidir. Genel siyaset değil, yaşadığımız olaylar bunlardan ders alarak, Milletin hakimiyetine hepimizin saygı göstermesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
Suçlamalara kayıtsız kalmayan Başkan vekili Ali Hacınogmanoğlu’da mümkün olduğu kadar tarafsız meclisi yönetmeye çalıştığını bunun genel siyaset olmadığı ders çıkartılması bir konu olduğunu belirtti. Ali Hacınogmanoğlu; “Burada yapılan konuşmada genel siayset değil E-Muhtıranın e tarihsel süreçte olanları anlatıyor. Bu süreçte zaman zaman CHP’nin buna katıldığını görüyoruz. Atatürkçü Düşünce Derneği'nin düzenlediği mitinglere CHP lideri Deniz Baykal katıldı. 2007 de E-Mutıra verilmiştir bu konuşma bunun projesini açıklıyor. Buna karşıt durduğunu anlatan bir siyaset anlatılıyor.
Ben sizlerden iki tarafa da hatta beş farklı siyasi görüşler olduğu meclisteyiz. Beni tarafsızlıkla bir takım şeylere müsaade etmekte suçlamanız hoş değil. İki yıldır adaletli davranmaya çalışıyorum” diyerek suçlamaları kabul etmedi.
AK Parti Grubu adına Hamza Karamustafa’nın okuduğu 27 Nisan E- Muhtıranın tarihi sürecini anlatan metin;
“2007 yılına girildiğinde Türkiye’nin gündemi Cumhurbaşkanlığı seçimi ve e-Muhtıra olarak anılacak olan darbe bildirisiydi. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görev süresi 16 Mayıs 2007 tarihinde bitiyordu. Yeni dönemde İmam Hatip mezunu ve eşi başörtülü bir Cumhurbaşkanı seçilme ihtimali, vesayet odaklarını rahatsız ederek harekete geçirmişti. Siyaset dışı kurumlar, iktidarın ancak “denetimli serbestlik” altında siyaset yapabileceğini, vesayetin çizdiği kırmızı çizgilerin geçilemeyeceğini düşünüyordu.
28 Aralık 2006’da Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, “367 krizini” ortaya çıkaracak olan teoriyi üretti ve AK Parti’nin vekil sayısının cumhurbaşkanını seçmeye yeterli olmayacağını ileri sürdü.
Nisan ayının başında Atatürkçü Düşünce Derneği, Bayrak Mitingi düzenlendi. Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, açıktan tehdit ederek “Unutmasınlar, tehlikenin farkındayız” dedi. Eğitim yuvalarımız vesayetçi emellere alet edildi. 3 Nisan 2007’de İnönü Üniversitesi’nde, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin Ankara’da organize edeceği mitinge katılım sağlanabilmesi için sınavlar ertelendi.
Ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Deniz Baykal, 367 milletvekili iddiasına sahip çıkarak vesayetin yanında saf tuttu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ise "Cumhurbaşkanı Cumhuriyet'e sözde değil, özde bağlı olmalıdır. Cumhurbaşkanı TSK'nın başkanıdır" diyerek siyasete ayar vermeye başlamıştı.
14 Nisan 2007’de ADD, Ankara Tandoğan Meydanı'nda, CHP lideri Baykal'ın da katılımıyla Cumhuriyet Mitingi düzenledi. Mitingde, "Çankaya laiktir, laik kalacak" sloganları atıldı. Dönemin Cumhurbaşkanı Sezer, Harp Akademileri'nde yaptığı konuşmada "Rejim hiçbir dönem bu kadar tehdit altında olmadı. Dış güçler ılımlı İslam devleti kurmak istiyor" dedi.
Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Şener Eruygur, "Muhatabı algılarsa yeni mitinglere gerek kalmaz" açıklamasını yaparken Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, "Türk toplumu mesajımı aldı. Algılamayanın algılama sorunu vardır" diyerek hem sınırlarını fazlasıyla aşıyor hem de gerilimi körüklüyordu.
27 Nisan günü DYP ve ANAP Meclis'i boykot ederek Genel Kurul’a katılmadı. CHP seçimleri Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı. Aynı gün maalesef TSK saat 23.17'de, e-muhtıra olarak anılacak ve demokrasi tarihimize bir kara leke olarak geçecek olan bildirisini internet sitesinden yayınladı. Muhtırada halk iradesi tehdit edildi, laiklik vurgusunda bulunuldu.
28 Nisan’da e-Muhtıraya ilişkin olarak Hükûmet Sözcüsü Cemil Çiçek tarafından yapılan açıklamada "Bildiri, hükûmete karşı tutum olarak algılanmıştır. Başbakanlığa bağlı bir kurum olan Genelkurmay Başkanlığı’nın hükûmete karşı bir ifade kullanması demokrasi ve hukuk devleti ile bağdaşmaz. Güven ve istikrar zedeleyenler, olumsuz sonuçların sorumluluğunu yükleneceklerdir" dendi.
Cumhurbaşkanı Sezer'i arayan Başbakan Erdoğan'ın telefonuna kimse cevap vermedi. Kenan Evren, "Asker görevini yerine getirdi" açıklamasını yaptı. Emekli Orgeneral Hurşit Tolon ise "Nush ile uslanmayana tekdir verilmiştir" dedi.
Bu esnada cumhuriyet mitingleri devam ediyor ve ana muhalefet partisi başkanı “367'ye gerek yok derseniz çatışma çıkar” diyordu. Başbakan Erdoğan ulusa seslenerek tek sermayelerinin sevgi olduğunu belirtti ve güven ortamının zedelenmemesini istedi.
1 Mayıs 2007’de Anayasa Mahkemesi CHP'nin başvurusunu kabul edip "367 şart" kararı aldı. Baskı gördüğünü ileri süren Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu emekliye ayrıldı.
16 Mayıs 2007’de yasal görev süresi sona eren Ahmet Necdet Sezer, Çankaya Köşkü’nden ayrılmadı ve görevine devam etti.
Milletimiz, vesayet odaklarının haddini bilmez tavırlarına gereken cevabı yine sandıkta en sert şekilde verdi. 22 Temmuz 2007’de yapılan erken genel seçim neticesinde AK Parti, bir önceki seçimlere göre oylarını %12,30 oranında artırarak %46,7 oy ile birinci parti oldu. CHP %20,8'de kalırken MHP %14,3 oy aldı. 26 bağımsız vekil Meclis'e girdi.
Türk siyasi tarihinde vesayet ile milletin mücadelesi hâlâ bitmemiştir. Milletimiz 15 Temmuz’da da canını feda ederek bu anlayışın karşısında durmuştur. Tüm bunlara rağmen vesayet zihniyetinin, millete rağmen iktidar olma sevdasının bazı çevrelerde devam ettiğinin farkında olduğumuzu ve buna asla müsaade etmeyeceğimizi milletimizin dikkatine sunarız.”