Kalplerde iman, dillerde dua ile haçlı ordularına karşı yapılan tüm savaşların zafer ayıdır Ağustos. 30 Ağustos’da tüm zaferlerin finalidir. Böyle bir kutlama kutlu zaferlere yakışıyor mu?
Ağustos ayı sadece zafer bayramıyla değil, Anadolu'yu yurt edinmemizi sağlayan Malazgirt zaferi; Anadolu Türk-İslam birliğini temin ettiğimiz Çaldıran zaferi; bütün dünyaya huzur, güvenlik ve barış getiren Mercidabık zaferi, Orta Avrupa'nın belkemiği durumundaki Belgrad'ın fethi, Macaristan Kralı 2. Layoş komutasındaki Macar ordusu arasında, bugüne kadar yapılmış en büyük savaş olan Mohaç Zaferi, Venediklilerin elindeki Doğu Akdeniz'in en büyük adası olan Kıbrıs’ın Fethi, Kurtuluş Mücadelesi'nde izlenen çizgide önemli ölçüde belirleyici olan Erzurum Kongresi, Kurtuluş Savaşı'nın dönüm noktası, Türk ordusunun Yunan ordusu ile Sakarya boylarında yaptığı meydan savaşı olan Sakarya Meydan Muharebesi ve kurtuluş mücadelesinin finali Büyük Taarruz ve 30 Ağustos zaferi, zaferlerin finalidir.
Milli bayramlar da ruhuna uygun kutlanmalıdır. Tarihe altın harflerle yazılmış mehterimiz, kalpleri okşayan kahramanlık ve Rumeli Türkülerimiz dururken bir gençlik şölenine çevrilen, hacli menşeili müziklerle ve danslarla zafer bayramı kutlaması yakışır mı?
O zaferler ki, Müslüman Türk Milletinin hayasının, edebinin, ahlakının, adaletinin sembolü olarak kazanıldı. Zaferler vücudunu teşhir edenlerle kutlanmaz.
Tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla yapılan bu etkinliğe kaç para verdiniz?