Anadolu'nun işgaline karşı haklı seslerini duyurmak amacıyla 10 Aralık 1919'da Kastamonu’n da ilk kadın mitinginin gerçekleştirilmesinin 101. yılı dolayısıyla Kastamonu Kadın Derneği Başkanı Emine Çelik bir mesaj yayınladı.
“Bugün, Kastamonu Kadınları Ve Tüm Türkiye Kadınlarımızın Başarı Öyküsünün Tarihidir.” Diyen Emine Çelik;
“10 aralık günü
Kadının Adıdır,
Kadının Vatan Sevdasıdır,
Kadının Diplomasi Alanında Attığı İlk Adımdır.
Türk kadınının gurur ve övünç günü olan ilk Türk kadın mitingi milli müdafaa'da, gayretlerin,
fedakarlıkların, kurtuluşa ve bağımsızlığa kavuşma noktasında, ümitsizliğe yer olmadığının, kadının,
erkeğin yanında yer alarak muazzam bir işbirliği ile büyük başarılara ulaşabileceğinin göstergesidir.
Dün olduğu gibi, bugün'de vatan, millet sevgisi ile Türkiye cumhuriyetini uluslararası düzeyde temsil etmeye devam eden Türk kadını, milli, manevi ve tarihi değerlerimizin gelecek nesillere aktarılması noktasında aynı azim ve kararlılıkla mücadele edecektir.
101 yıl öncesinde her türlü zorluğu yenme anlayışı, iradesi ve kararlılığı ile verdiği bağımsızlık mücadelesinde başarılara imza atarak tarihe geçen Kastamonu'lu kadınlarımızın bu onurlu gününü kutluyor, ilk Türk kadın mitingini ilimizde gerçekleştiren kadınlarımızı rahmetle anıyor, şükranlarımızı sunuyoruz” dedi.
İLK KADIN MİTİNGİ;
Ülkenin işgali ve vahşet karşısında sessiz kalmayan Kastamonu’lu kadınlar, Kastamonu Mudafaai hukuk cemiyeti organizasyonunda 10 aralık 1919 çarşamba günü hazırladığı miting kız muallim mektebi bahçesinde yapıldı. Köylü kentli binlerce kadının toplandığı bu mitingde söz alan bayanların mütakereden beri karşılaştığımız haksızlıkları İzmir, Maraş, Urfa, Antep işgalleri ve yapılan haksızlıkları belirten iç parçalayıcı sözleri bütün dinleyicileri ağlatmıştı.
Cemiyet Başkanı Zekiye hanım tarihi konuşması şöyledir..
Kardeşler, Hemşireler…
Daha bir sene evvel kırmızı rengi ile başımızda dalgalanan ulu sancağımız görüyoruz ki siyahlara mateme büründü. Muhabere meydanlarında vatan ve din uğrunda yüz binlerce evladımızı gömdükten sonra haktan, adaletten bahseden Avrupa’lıların bir seneden beri başımıza açmadık bela kalmadı. Haktan en çok bahsedenler haksızlıkların en büyüğünü yaptılar. Daha dün bizim gibi refah ve saadeti evi barkı olan İzmir’deki hemcinslerimiz beyaz saçlı kadınlarımız kundaktaki yavrularımız Yunan’lıların süngülerinden geçti. Her tarafı yüksek minarelerden beş vakit okunan ezanların Adana’mız, Aantalya’mız, Antep’imiz, Maraş’ımız ve Urfa’mız elimizden alınmak isteniyor.
Hanımlar…..
Büyük felaketlerimiz önünde evlatlarımızın kardeşlerimizin kanı ile suladığımız yurtlarımızın işgaline susacakmıyız…
Hayır hanım efendiler…
Mağlubuz silahımız yok fakat göğsümüzde imanımız bütün dünyayı yaratan Allah’ımız var. İşte bizde imanımıza Allah’ımıza istinaden haksızlara haksızlıklarını yüzlerine vurup ve cihan huzurunda ilan ettikleri adaleti isteriz….
Hanımlar…..
Ne dünyayı kanlara boğan insanları tavuklar gibi boğazlayan erkeklere müracaat edecek değiliz. Bizim gibi şevkat ile merhamet ile düşündüklerine şüphe etmediğimiz itilaf devletlerinin büyük kadınlarına müracaat edecek ve birer telgraf ile bize yapılan haksızlıkları yazarak anlatacağız. Eğer onlarda hakkımızı teslim etmezler ise evlatlarımızın kanlarına kendi kanlarımızı karıştırarak erkeklerimiz ile bir safta dinimiz ve istiklalimiz için haksız zalimlere tarihin lanetlerini terkederek şehametle öleceğiz….