Körfez bağımsız kadın dayanışması derneği İki gün önce körfez medyasında yine bir kadının ölüm haberi yer aldığını, üstelik intihar mı, cinayet mi olduğunun belirlenemediği hatta bazı kaynaklarda intihar ettiği belirtilen Zübeyde'nin ölümüne seslerini yükselttiler. Bazı yakınları ve arkadaşları ise sosyal medya paylaşımlarında Zübeyde'nin erkek arkadaşı tarafından darp edildiği ve boğularak öldürüldüğünü iddia edildiğine dikkatleri çektiler.
Yaptıkları basın açıklamsında; her kadın cinayetinden, devletin ihmali ve eksik politikaları ile hukuk sistemi sorumludur. İktidarın kadın hak ve özgürlüklerine dair politikalarının yanlış ve sakatlığını ne yazık ki kadın ölümleri istatistiklerine bakarak anlayabiliriz. Ülkemizde her gün en az üç kadın öldürülüyor ya da intihar süsü veriliyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamayı amaçlayan bir siyasi iradenin olmaması, Türkiye'de kadınlara yönelik şiddetin sona erdirilmesinin önündeki en önemli engellerden biridir.
Zübeyde'nin ölüm nedenini henüz bilmiyoruz. Otopsinin sonucu bekleniyor. Öldürülme ya da intihara sürüklenme...İkisi de aynı... Bir kadın canından oluyor. Kadın cinayetlerinin en karanlıkta kalanı, intiharlardır. Bir kadını intihar etmeye götüren sebeplerin mutlaka sorgulanması gerekir. Cinsiyete dayalı fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddet, zorlama, tehdit gibi nedenler kadın intiharlarının temel nedeni oluyor. Ne yazık ki intiharların nedeni karanlıkta bırakılıyor. Yerini bulmayan adalet başka bir kadının öldürülmesine cesaret veriyor ve meşru bir zemin kazandırmaya hizmet ediyor. Yoksulluğun ve eşitsizliğin böylesi yaygınlaştığı, kadının şiddete karşı savunmasız hale geldiği ülkemizde, Zübeyde'nin intihar edip etmediği ve intihar ise nedenleri ve sebep olanlar hiçbir şüphe bırakmadan aydınlatılmalıdır.
Kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesini sağlayan İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olsaydı bugün bir çok kadın şiddete uğramıyor olacaktı. Zübeyde yaşıyor olacaktı muhtemelen.
Bugün İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olsaydı; çağdışı erkek egemen zihniyetler, onların çizdikleri sınırların dışına çıkan kadınlara karşı işlenen şiddet suçlarını hafifletme cesaretini bulamayacaklardı.
Biz kadınlar, Zübeyde'nin ölüm nedenini bilmek istiyoruz. Öldürüldü mi? İntihara sürüklenerek ölümüne mi neden olundu? Genç bir kadın neden ölmek ister? Hangi durum ve koşullar bir insanı ölüme götürür?
Zübeyde'nin ölüm nedeni eğer intihar ise ölüme götüren süreçlerin açığa çıkartılmasını ve şiddetin olup olmadığının araştırılmasını ve buna neden olan failin yakalanarak cezalandırılmasını istiyoruz.
Yaşamak en temel hakkımız. Zübeyde'nin de en temel hakkı idi...Gencecik yaşında yaşamı elinden alındı.'' diyerek konuya vurgu yapmak istediler.
Kadın cinayetleri/intiharları son bulsun, başka Zübeyde'ler ölmesin istiyoruz.