Derleyen, Hüseyin Toptaş
Miraç gecesini idrak edeceğiz. Recep ayının 27. Gecesi olarak idrak edilen Miraç bir arınma ve Allah’a yükseliştir. Namaz miraç gecesinde farz olduğundan namaz, mü’minin miracıdır. Kulluk vazifelerimizin yerine getirilmesinde önemli bir ibadet olan namaz, Kur’an-ı Kerimde yaklaşık olarak yüz defa bizlere hatırlatılarak ihmal etmeden, üşenmeden, şuurlu bir şekilde eda etmemiz istenmektedir. Rabbimiz buyuruyor ki;
“Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. Kendiniz için her ne iyilik işlemiş olursanız, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızı görür.” (Bakara, 2/110)
“Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara, 2/153)
“Sabrederek ve namaz kılarak (Allah’tan) yardım dileyin. Şüphesiz namaz, Allah’a derinden saygı duyanlardan başkasına ağır gelir.” (Bakara, 2/45)
“Şüphesiz iman edip salih ameller işleyen, namazı dosdoğru kılan ve zekâtı verenlerin mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır.” (Bakara, 2/277)
“Mü’minler, gerçekten kurtuluşa ermişlerdir. Onlar ki, namazlarında derin saygı içindedirler.” (Mü’minun,23/ 1-2)
“Allah’a yönelmiş kimseler olarak yüzünüzü hak dine çevirin, O’na karşı gelmekten sakının, namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden; dinlerini darmadağınık edip grup grup olan kimselerden olmayın. (Ki onlardan) her bir grup kendi katındaki (dinî anlayış) ile sevinip böbürlenmektedir.” (Rum, 30/ 31-32)
“Onlar; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren kimselerdir. Onlar ahirete de kesin olarak inanırlar.” (Lokman, 31/ 4)
“(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı biliyor.” (Ankebut, 29/ 45)
Cennetlik olanlar cehennemlik olanlara siz orada olmamalıydınız neden cennette değil de cehennemde bulunuyorsunuz? diye sorduklarında verdikleri cevap hatırımızdan hiçbir zaman çıkarmayacağımız bir cevaptır. Rabbimiz bu durumu şöyle bildiriyor.
“Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?” Onlar şöyle derler: “Biz namaz kılanlardan değildik.” “Yoksula yedirmezdik.” “Batıla dalanlarla birlikte biz de dalardık.” “Ceza gününü de yalanlıyorduk.” “Nihayet ölüm bize gelip çattı.” (Müddesir, 74/ 42- 47)
“Arınan ve Rabbinin adını anıp, namaz kılan kimse mutlaka kurtuluşa erer.” (A’la, 87/ 14-15)
Namazlarını ciddiye almadan gösteriş için kılanlar da Rabbimiz tarafından şöyle lanetlenmiştir;
“Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, Onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar. Ufacık bir yardıma bile engel olurlar.” (Ma’un, 107/ 4-7)
“Nice oruç tutanlar vardır ki onun yanına kalan açlık, nice gece namazı kılanlar vardır ki onun yanına kalan uykusuzluktur.” İbn Mace
Bu geceyi idrak ederken imanımızın amellerimize ne kadar tesirinin olduğu sualini kendimize sorarak, hareketlerimizin ve yaşantımızın bir otokritiğini yapalım. Kur’an’ın yaşantımızda ne kadar yer aldığını sorgulayalım.
Miraç’ta farz kılınan namazı gerçek manada eda edebiliyor muyuz? Yoksa günlük belli saatlerde otomatiğe bağlanmış bir hareketler bütünü olarak mı tekrar ediyoruz? Suallerine cevap arayarak ibadetlerimizi şuurlu bir şekilde yapmanın gayreti içerisinde olalım.
İbrhim (A:S)’ın duasını, dilimizden hiçbir zaman düşürmeyelim.
“Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle.” “Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana-babamı ve inananları
bağışla.” (İbrahim, 14/ 40-41)