DAVUTOĞLU;

DAVUTOĞLU; "MİLLETİN HAKKINI HUKUKUNU 3-5 RANTİYECİYE FAİZCİYE YEDİRDİĞİNİZ"

Gelecek partisi Fatih İlçesi 1. Kongresinde konuşan Ahmet Davutoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenerek “Milletin hakkını hukukunu 3-5 rantiyeciye faizciye yedirdiğiniz için sorumlusu bizzat sizsiniz” dedi..

Fatih İlçesi 1. Kongresinde konuşan Ahmet Davutoğlu bir çok konuda problemleri ortaya koyarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı uyardı. İstanbul’u, Fatih’i anlatarak “İstanbul'u anlayan aslında siyasetin ahlakını, doğasını da anlar” diyen Davutoğlu; Kanal İstanbul yeni bir rant kapısı olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenerek “Bana yetki verin, ekonomi ne kadar nasıl uçacak” diye söz veren sayın cumhurbaşkanı, bütün bunların sorumlusu bizzat sizsiniz. Uyarılarımızı dinlemediğiniz için, milletin hakkını hukukunu 3-5 rantiyeciye faizciye yedirdiğiniz için sorumlusu bizzat sizsiniz.” Dedi.

Konuşmasında; “Türkiye yok maalesef, rotasını Doğu Perinçek'in çizdiği, edilgen ve kendi egemenliğinden taviz verebilen bir ülke var.” İfadelerine yer verdi.

Ahmet Davutoğlu’nun konuşmasından bölümler;  

 

İSTANBUL'U ANLAYAN SİYASETİN AHLAKINI, DOĞASINI DA ANLAR.

Çok özel bir tarihte kongremizi yapıyoruz. Geçtiğimiz cuma günü Bayramiç’teydik. Mehmet Akif in memleketinde, İstiklal marşımızın şairinin, bebekliğini geçirdiği, çocukluğunu geçirdiği ve ilk şuurunu oluşturduğu o güzel Bayramiç’te İstiklal marşımızın 100 üncü yıl dönümü dolayısıyla. Şimdi İstanbul'dayız ve inşallah önümüzdeki hafta içinde 18 Mart'ta Çanakkale şehitlerimizi anacağız. Çanakkale zaferimizi kutlayacağız. Çanakkale savaşı, Çanakkale savaşı olarak anılır ama İstanbul için verilen bir savaştır. Çünkü boğazı geçmek isteyenlerin hedefi Gelibolu Yarımadası'nı işgal etmek ve Çanakkale’yi işgal etmek değildir, esast hedef, dünyanın kalbi olan İstanbul'u ele geçirmekti. Anadolu coğrafyasındaki ve vatan coğrafyasının ötesindeki gönül coğrafyamızdan gelen akın akın gelen o toprağa düşen ecdat İstanbul’u savunuyordu. Çünkü ecdat biliyordu ki, İstanbul düşerse sadece bir şehir düşmez, tarih düşer, medeniyet düşer. Ve daha sonra işgal yaşanmış olsa da İstanbul düşürmedi. Mehmet Akif Ersoy'un korkma nidası ile ayağa kalkan bir millet, bütün vatan topraklarını kurtararak bize istiklal emanet etti. Dikkat ediniz istiklal marşı korkma ile başlar, istiklal ile biter. Çünkü Mehmet Akif biliyordu ki, istiklal ancak korkmayanların hakkıdır ve biz biliyoruz ki gelecekte ancak korkmayanlar tarafından kurulacak.

Fatih özel bir mekan. İstanbul demek aslında tarihi yarımada bağlamında aynı zamanda Fatih demektir. Fatih. İstanbul'un hülasası, İstanbul'un esası, İstanbul'un kıblesi, İstanbul'un ruhu ve İstanbul'un kalbidir. Eğer bir tarih şuurum varsa, eğer bir dava şuurum varsa bunu İstanbul'a borçluyum. İstanbul'u anlayan aslında siyasetin ahlakını, doğasını da anlar.

 

KIYAMETE KADAR SÜRECEK BİR VEBALE ZEMİN HAZIRLAMAKTIR

Kanal İstanbul hani inadına yapılmak istenen kanal İstanbul, İstanbul'un bu dört unsuruna zarar veren bir vahşi projedir. Proje gündeme geldiğinde şüphelerin tereddütlerim vardı. Başbakan olarak brifingler izlediğimde arkadaşlara söyledim. Bunun vebali büyük. Bu konuda beni tatmin eden açıklamalar getirmedikçe hiçbir adım atılmasına rızam yoktur. Başbakanlığı bıraktıktan sonra cumhurbaşkanına verdiğim birçok raporda İstanbul'a verilebilecek en büyük zarar olur demiştim. Çünkü İstanbul’ Kanal İstanbul üzerinden adaya döndürmek hem ekolojik olarak İstanbul'un güzel hava, su, toprak ateş dengesini bozacaktır hem Karadeniz'in ve Marmara’nın karşılıklı akıntılarla ilişkisini tarumar edecek ve Marmara'da kirlenmeye yol açacaktır hem de kuzey ormanları dediğimiz İstanbul'un nefes borularına zarar verecektir hem de stratejik olarak vahim bir hata olacaktır. İstanbul'un kalbinden fatih ten sesleniyorum aklınızı başınıza alın ve asırlarca sürecek bir vebale hatta kıyamete kadar sürecek bir vebale zemin hazırlamayın.

Deniyor ki, büyük menfaatler kazancı elde edecek ülkemiz deniyor. İstanbul boğazı varken bunu bile yapmak hukuken çok zordur. Süveyş’le karşılaştırılmasının Süveyş kanalından dünyanın en büyük ekonomileri geçiyor. İstanbul Boğazı'ndan ise sadece Rusya dışında 6-7 Karadeniz ülkesinin küçük ekonomik kapasiteli küçük ülkelerin gemileri geçecek. Ama esas mesele şu Kanal İstanbul etrafında yeni bir arsa rantı oluşacak. İstanbul a zarar vermek isteyenlere karşı, biz muhabbetle İstanbul'u korumaya devam edeceğiz.

 

MİLLETİN HAKKINI HUKUKUNU 3-5 RANTİYECİYE FAİZCİYE YEDİRDİĞİNİZ

İnsan hakları eylem planı daha doğduğu anda bitti. Daha herhangi bir vaat yerine getirilmeden milletin ümidi kalmadı. İnsan hakları eylem planı mürekkebi kurumadan bu seferde ekonomik reform paketi ilan edildi. Şimdi gelin biraz da ekonomik reform paketi bakalım. Çanakkale Cuma pazarına üreticiler gelmiş mallarını satıyor üreticiden tüketiciye doğrudan satış ama yürekleri kan ağlıyor. Bu sattıkları ürünlerle Mazot ve gübre fiyatlarını karşılayamıyorlar hepsi ağlıyor. Ürün alanlarda da benzer durum filemi doldurmadım diyen emekli kadınların ağlayışına şahit oldum. Çanakkale'de bu feryatlar vardı,  Fethiye'de vardı. Karaman'da vardı.

Şimdi sayın cumhurbaşkanı açıkladığı reform paketine bakın neler söylüyor diyor ki? Paketin bir yerinde “Fiyat istikrarı diyorlar onun bir kenara koyun” diyor. Fiyat istikrarı dediğiniz şey bir kenara konulacak şey değil, siz belki oturduğunuz makamlarda herhangi bir fiyatı görmüyor olabilirsiniz ama vatandaşımız sokağa çarşıya her çıktığında bir önceki haftayla geçmiş fiyatı karşılaştırıyor ve filesi boş dönüyorsa fiyat istikrarını yok sayamaz.  Fiyat istikrarını boş verin diyor ama arkasından da fiyat istikrar komitesi kurduk diyor. Komitelere ve komisyonlara havale edilmeyecek çapta bir hayat pahalı var. Hiçbirisi komisyona havale etmeyin. Bu hayat pahalılığının sorumlusu bizzat sizsiniz.

“Bana yetki verin, ekonomi ne kadar nasıl uçacak” diye söz veren sayın cumhurbaşkanı, bütün bunların sorumlusu bizzat sizsiniz. Uyarılarımızı dinlemediğiniz için, milletin hakkını hukukunu 3-5 rantiyeciye faizciye yedirdiğiniz için sorumlusu bizzat sizsiniz.

Mayıs 2016 da başbakanlığı bıraktığımızda, Türkiye'nin toplam Merkez bankası döviz rezervi brüt döviz rezervi 118 milyar dolardı. Yükümlülükleri ise 86 milyar dolardı ve 32 milyar dolar net rezervimiz vardı. Damat bakan devraldığında 2018 Temmuz'unda 102 milyar döviz rezervi vardı, 70 milyar borç var, yine 32 milyar. Peki bakan ayrıldığında yani sayın cumhurbaşkanın savunduğu bakan ayrıldığında. 8 Kasım 2020 de döviz rezervi 85 milyar dolar ama borcumuz 133 milyar dolara çıkmıştı.

 

TASARRUF PLANINIZDA SAMİMİYET NEREDE

Her gün siyasi mesaj veren İletişim Başkanı Beştepe'de bir sürü boş oda varken Konya yolu üzerinde muazzam bir binayı ayrıca tutma ihtiyacı hissediyorsa sizin tasarruf planınızda samimiyet nerede? Milletin evlatları bir asgari ücret için iş ararken sizin seçkin mensuplarınız birkaç yerden birden maaş alıyorsa buna adalet de denmez, vicdan da denmez, devlet yönetimi de denmez. Biz bu otoriter yolsuzluk düzenine karşı çıkıyoruz.

"REİS TRUMP" MUAMELESİ YAPTILAR

Kosova'ya olağanüstü yardımlar yaptık. Kosova, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyan ve orada temsilcilik açan ilk Müslüman ülke oldu. Şimdi sormak vakti değil mi, Kosova'ya bile sözünüz geçmiyorsa ne diye oturuyorsunuz Ankara'da? 

Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan eden Trump'a "Reis Trump" muamelesi yaptılar ya, herhalde Kosovalılar da "Erdoğan Trump'a böyle hürmet gösterdiğine göre bizim de Trump'ın kararına uymamıza Türkiye bir şey demez" diye düşündü. "Bu can bu bedendeyken teslim etmem" dediğiniz Rahip Brunson'u sert bir tweet ve mektup üzerine teslim ederseniz dünyada kimse size saygı göstermez.

Artık gönül coğrafyasını arkasına almış bir amiral gemisi olan Türkiye yok maalesef, rotasını Doğu Perinçek'in çizdiği, edilgen ve kendi egemenliğinden taviz verebilen bir ülke var. Yazıklar olsun."