Yapıcı, ilmi ve toplumsal yazılarıyla yanlışı doğruyu ortaya koyan Fahrettin Dağlı, sosyal medya hesabında son yayınladığı yazıyla Cumhurbaşkanı recep Tayyip Erdoğan^'a açık çağrı yaptı. Yaptığı çağrıda problemlerin çözümünün milli mutabakattan geçtiğinin altını çizdi.
CUMHURBAŞKANI SAYIN ERDOĞAN’A ÇAĞRIMDIR
Sonda söyleyeceğimi baştan söylemiş olayım. Herhalde sayfa arkadaşlarımın çoğu bu çağrımı/davetimi gereksiz/umutsuz bir çığlık olarak görecekler. Bu çağrının muhatabına ulaşmayacağını; ulaşsa bile muhatap nezdinde bir karşılık bulmayacağını iddia edeceklerdir.
Yaptığım bu çağrı yanlış, zamansız ve münasebetsiz sayılabilir ancak insan olarak bize düşen, tarihe ve Allah’a iman eden bir mümin olarak da öte tarafa şahitlik bırakmaktır. Ben de acizane bu niyetle bu çağrımı yapıyorum.
Sayın Cumhurbaşkanım,
Malumunuz çok zor günler geçiriyoruz. Ciddi anlamda bir varlık-beka meselesiyle karşı karşıyayız.
Sosyal, siyasal ve ekonomik problemler yetmiyormuş gibi şimdi de Korona Virüsü belası üzerimize bir karabasan gibi çöktü.
Yönettiğiniz toplum, gelecek açısından umutsuz, hayalsiz, yorgun. Ufukta bir rahmet müjdesi görmüyorlar; her taraf dolu, tipi, afet…
Tek başınıza veya yanınızdaki dar bir kadro ile bu ağır yükü kaldırma imkanınız yok. Toplumsal barış, birlik, dayanışma ve kaynaşma olmadan bu problemleri aşamayız. Akıl da, nakil de bize bunu böyle gösteriyor.
Dağın arkasında bizi bekleyen çok ciddi tehlikeler var. Bu devasa tehlikeleri hesaba katmadan yürüteceğiniz cari siyasetiniz bize felah ve salah kapılarını açmayacak.
Herhalde herkes hakkı teslim eder ki, bu problemlerin çözümünün birinci muhatabı sizsiniz. Daha doğru bir tanımla ‘anahtarı’ sizsiniz. Siz irade etmedikçe bu devasa problemleri suhuletle, barış içinde çözme imkanımız olmayacak.
Size acizane çağrım şudur;
Bugün iktidar-muhalefet siyaseti yapma lüksümüz yok.
Bugün birbirimizle boğuşmanın, dövüşmenin zamanı değil;
Bugün toplumsal ayrışmayı tetikleyen her şeyi dur deme zamanı.
Bugün bütün içtenlik ve samimiyetle, barış, kardeşlik ve dayanışma çağrısının yapılması gereken bir gün.
Geminin kaptanı sizsiniz. Rotayı/pusulayı çevireceğiniz istikamet ya bizi felaha, ya da yeni belalara doğru götürecek. Gelin, hem sizi ve hem de yönettiğiniz toplumu felaha götürecek ciheti seçin. Yönünüzü, cihetinizi felah kapısına doğru kırın.
Anlıyorum, çok zor bir süreç, fakat asla imkansız değil. Yapacağınız tek şey, nefsinizin dizginlerini elinize alın; serbest, kendi haline bırakmayın; çevrenizde, dostunuz olmayan o kötü/şeytani niyetli insanları uzaklaştırın. Nefsinize ağır gelse de, ilim, ahlak ve adalet ehlini davet edin. Yönetiminizi, o ateşten gömleği onlarla paylaşın. O ağır yükü zayıf omuzlarınızla taşıma imkanınız yok. Altında kalıp bu dünyanızı da, ahretinize de kaybetmektense bugüne kadar sürdürdüğünüz adaletten uzaklaşmış siyaseti elinizin tersiye itin; sabaha yepyeni bir dünyaya uyanın; uyandırın toplumunuzu.
Yarından tez yok; meclis içindeki ve dışındaki tüm parti genel başkanlarını davet ederek hepsine, Türkiye’nin yarını için yönetimi beraberce paylaşmayı, zorlukları beraberce göğüslemeyi önerin/teklif edin. Üzerinde mutabık kalacağınız, ‘akil’ insanlardan kurulu bir hakem heyeti, ‘siyasi barış’ ve ‘mutlu, müreffeh ve adil bir Türkiye’ projesi için kime ne düşüyorsa bu ağır yüke omuz ve destek verme çağrısını / davetini yapsınlar.
En kısa zamanda yapılacak şey, topluma güven, samimiyet, itimat telkin edecek sahici süreçlerin oluşturulması;
Birbiriyle boğuşmaktan, nizalaşmaktan dolayı yorulmuş toplumu yeniden derleyecek, toparlayacak bir siyasi söylemin geliştirilmesi;
Toplumsal helalleşmenin; yeniden ahitleşmenin / akitleşmenin; toplumun tüm kesimlerinin hak ve hukuklarını garanti altına alacak olan yeni bir anayasanın yapılması taahhütlerinin verilmesi;
Hızlı bir normalleşme için tüm toplamsal kesimlerin desteğinin talep edilmesi ve sağlanması…
Bu niyetin izharı bile bir günde tüm toplumsal kesimlerde yeni bir heyecan ve umut dalgası oluşturacaktır. Sosyal, siyasi, dini ve ekonomik tüm olumsuz parametreleri olumluya yönlendirecektir. Her şeye yeniden başlamanın heyecanı oluşacaktır.
Ne derseniz Sayın Cumhurbaşkanım? Herkesi ters köşe edecek yeni bir hikaye yazmaya var mısınız? Hadi sabaha bir müjde ile uyandırın toplumunuzu!..
Selam ve saygılarımla…