BİR KİŞİNİN MADDE KULLANIP KULLANMADIĞI NASIL ANLAŞILIR?

BİR KİŞİNİN MADDE KULLANIP KULLANMADIĞI NASIL ANLAŞILIR?

İş veya okul performansındaki düşüş, sosyal etkileşimlerde sorunlar madde kullanımının hayata olan etkilerinden olduğunu kaydeden uzmanlar, aile üyelerinin dikkat etmesi gereken işaretler olduğunu söylüyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı ve AMATEM Kliniğinden Yrd. Doç. Dr. Alptekin Çetin, “Ancak bazı işaretler gözlemleyebiliriz. Madde kullanımı, genellikle kişinin davranışlarında belirgin değişikliklere neden olur. İştah, uyku düzeni ve enerji seviyelerinde ani değişiklikler, istemsiz kilo kaybı veya artışı, gözle görülür zihinsel veya fiziksel koordinasyon eksikliği gibi belirtiler madde kullanımının işaretleri olabilir. Ayrıca, iş veya okul performansındaki düşüş, sosyal etkileşimlerde sorunlar, finansal zorluklar ve ilişki sorunları da madde kullanımının gündelik hayata olan etkilerine örnek olarak verilebilir.” Dedi. 

DOĞRU DESTEKLE KİŞİ MADDE KULLANIMINI BIRAKABİLİR

Yrd. Doç. Dr. Alptekin Çetin, madde kullanan bir bireyin kendi azmiyle maddeyi bırakmasının mümkün olduğunu belirterek, şunları dile getirdi: “Ancak, madde bağımlılığı karmaşık bir sorun olabilir ve profesyonel destek gerekebilir. Uzmanlar, bireylere madde kullanımından vazgeçme sürecinde destek olabilir, tedavi seçeneklerini sunabilir ve motivasyonlarını artırabilir. Madde kullanımının bırakılması, bireyin kendisi için zorlu bir mücadele olabilir, ancak doğru destekle ve uygun tedavi yöntemleriyle başarılı olma şansı artar.”

Madde kullanımı tedavisinin, bireyin ihtiyaçlarına ve bağımlılık seviyesine bağlı olarak değişebildiğini de anlatan Yrd. Doç. Dr. Alptekin Çetin, tedavide birden fazla yöntemin bir arada kullanıldığını ve bu tedavileri şöyle sıraladı:

  • Tıbbi tedavi: Bazı durumlarda, madde bağımlılığı için tıbbi tedaviler kullanılabilir. Örneğin, nikotin yoksunluğu tedavisinde nikotin replasman terapisi veya opioid bağımlılığında buprenorfin gibi ilaçlar kullanılabilir.
  • Psikoterapi: Bireylerin madde kullanımının altında yatan nedenleri anlaması, zararlı düşünceleri ve davranışları değiştirmesi için terapi önemlidir. Bilişsel davranışçı terapi, motivasyonel görüşme, aile terapisi ve grup terapisi gibi farklı psikoterapi yöntemleri kullanılabilir.
  • Destek grupları: Madde kullanımıyla mücadele eden kişilere destek sağlayan gruplar mevcuttur. Bu gruplar, bireylere karşılıklı destek, paylaşım ve motivasyon sağlayarak tedavi sürecini kolaylaştırabilir.
  • Rehabilitasyon programları: Bazı durumlarda, bireylerin bağımlılığı aşması ve sağlıklı bir hayata dönmesi için rehabilitasyon programlarına ihtiyaç duyulabilir. Bunlar, kısa süreli veya uzun süreli konaklamalı programlar olabilir ve bireylere tıbbi, psikolojik ve sosyal destek sunar.”

Uyuşturucu kullanımını arttıran birçok etmen bulunduğunu anlatan Yrd. Doç. Dr. Alptekin Çetin, “Bunlar arasında, stresli yaşam olayları ve zorlu yaşam koşulları, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunlar, uyuşturucunun kolay erişilebilir olması, arkadaş çevresinde kullanımın yaygınlığı gibi çevresel etkenler ve düşük sosyoekonomik durum gibi aile veya çevresel faktörler, ilgili reklamlar ve medya etkisi ile genetik yatkınlık yer alıyor. Ancak, farklı yaş grupları arasında farklı madde tercihleri ve kullanım oranları bulunabiliyor. 

Örneğin, 18-25 yaş arası genç yetişkinlik dönemi madde kullanımının en yaygın olduğu dönemlerden biri. Bununla birlikte, 13-17 yaş arası ergenlik dönemi de risk altında olan bir yaş aralığı. Çocuklar ve gençler arasında ise alkol ve sigara kullanımı daha yaygın. Madde kullanımı yaş aralıkları, kültürel ve coğrafi faktörlere, sosyoekonomik duruma ve diğer değişkenlere bağlı olarak değişebiliyor.” diye konuştu. 

 

Editör: Burak İNCEOĞLU