Son günlerde Bayrampaşa'da, adına yolsuzluk operasyonu denilse de, aslında siyasi bir operasyon olduğu açıkça görülen bir süreç yaşandı. Bu operasyon kapsamında 48 kişi gözaltına alındı ve aralarında belediye başkanının da bulunduğu 26 kişi tutuklandı. Tutuklananlar arasında ikisi belediye başkan yardımcısı beş meclis üyesi de bulunuyordu.
Tutuklanan 26 kişinin detaylarını tam bilmediğim kişiler için kimsenin suçlu veya suçsuz olduğu konusunda bir yargıda bulunamam. Ancak başta Belediye Başkanı Hasan Mutlu ve Başkan Yardımcıları Atilla Özen ile Lütfü Kadıoğulları olmak üzere bazı tutukluların suçsuz olduğuna dair güçlü bir kanaat var. Bu durum, operasyonun siyasi bir hamle olduğu ve iftiralarla bahaneler üretildiği yönündeki iddiaları güçlendiriyor. İddialara baktığımızda, gerçekten de vicdanları yaralayacak kadar gülünç detaylar görüyoruz. Hukukun yazılı kuralları yorumlanabilir olsa da, vicdani hukuk asla yönlendirilemez. Özellikle bazı televizyon ve gazetelerin bu olayı sırf muhalefet belediyesi olduğu için manipüle etmeye çalışmaları, konunun siyasi boyutunu daha da belirginleştiriyor. Aslında bir yolsuzluk bulunamadığı için spor alanındaki iftiralar, kadınlar, yardım kartları ve kaçak kafeyle ilgili çelişkili iddialar üzerinden suçsuz insanlar gözaltına alındı ve tutuklandı. Bu konuyu geçmiş yazılarımızda da ele almıştık ve daha geniş şekilde ele almaya devam edeceğiz.
Aslında yapılanların en büyük zararını şu anda Bayrampaşa çekiyor. Otuz yıllık bir iktidar döneminin ardından göreve gelen yeni yönetim, tam da acemilik dönemini geride bırakıp, bir düzen kurup, hizmete geçmeye başlamıştı ki bu operasyonla önü kesildi. Belediye başkanı, dört başkan yardımcısı, altı müdür ve çok sayıda personel tutuklandı. Bu durum, belediyenin yönetim kadrosunun yok olmasına yol açtı. Hangi partiden seçilirse seçilsin, yeni başkan vekili yönetimi tekrar bir düzene sokana kadar Bayrampaşa için önemli bir zaman kaybedilecek.
BAŞKAN VEKİLİ SEÇİMİ: VİCDANLARIN SINAVI
Bugünün en önemli konusu, görevden uzaklaştırılan Belediye Başkanı Hasan Mutlu'nun yerine seçilecek belediye başkan vekili. Tutuklamaların vicdanları rahatsız ettiği bu süreçte, yapılacak seçim vicdanların bir kez daha sınava gireceği bir dönüm noktası olacak.
Belediye Başkan Vekili seçimi, meclis çoğunluğunu oluşturan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) grubu ve Cumhur İttifakı (AK Parti + MHP) arasında geçecek. Bağımsız meclis üyeleri ise bu seçimde kritik bir rol oynayacak. Şüphesiz ki her grup ve her meclis üyesi bireysel olarak yasal hakkını ve hür iradesini kullanacak. Biz sadece bir gazeteci ve siyaset yorumcusu olarak durum tespiti yapıyoruz. Hatırlarsanız seçimler öncesinde de yaptığımız tespitler, seçim sonrası ortaya çıkan sonuçlarla ne kadar doğru olduğunu göstermişti.
CHP GRUBU FİRE VERMEMELİDİR
Şu an CHP grubunda, eğer üyeler arasında bir zafiyet olmazsa, herhangi bir sorun görünmüyor. Hukuksuz ve siyasi bir operasyonla tutuklanan Hasan Mutlu ve arkadaşlarının bu süreçte güçlü durabilmeleri için, tüm CHP meclis üyelerinin amasız ve koşulsuz bir şekilde, grup tarafından belirlenen adaya destek olması gerekir. "Bizde demokrasi var, biat kültürü yok" demeden, gösterilen adaya koşulsuz oy verilmelidir. Bu, hem dayanışma hem de adaletsizlik karşısında duruş sergileme meselesidir. Tutuklu bulunan Hasan Mutlu ve arkadaşları o zaman mutlu olurlar.
CUMHUR İTTİFAKI ETİK DAVRANIŞ SERGİLEMELİ
Yasal olarak hakları olmasına rağmen, Cumhur İttifakı'nın (AK Parti + MHP) etik bir davranış sergilemesi ve bir "Gaziosmanpaşa vakası" yaşatmaması en doğru karar olacaktır. Seçimlerde millet iradesi bu şekilde tecelli etti. Şu ana kadar meclis üyelerinin istifaları kamuoyunda anormal ve şüpheli olarak değerlendirildi. Önceki yazılarımızda ısrarla durduğumuz "kirli siyaset" algısı, bu grubun doğrudan içinde olmasa bile, üstlerine bir etiket gibi yapıştı. Bu seçimde sergileyecekleri etik davranışla hem millet iradesine saygı duyduklarını gösterebilir hem de "Biz bu kirli siyasetin içinde yoktuk" mesajını vererek bu algıdan kurtulabilirler. Oy kullanmayabilirler ama iki meclis üyesinin oturuma katılmaması sorunu çözebilir. Bu duruma vicdanıyla yaklaşan meclis üyeleri, bireysel olarak da etik bir duruş sergileyip, bu kirli siyaset etiketini üzerlerine almayabilirler. Etik davranış, gönüllerde taht kurar. Aksi takdirde, bu etik dışı davranışın ve kirli siyasetin etiketi yıllarca bu dönemin üzerinden kalkmayacaktır.
BAĞIMSIZLAR VEFA DUYGUSUYLA HAREKET ETMELİ
Bu seçimde en çok eleştirilmesi gerekenler, ortada rol oynayacak olan bağımsız meclis üyeleri. Bağımsızlar, normal şartlarda olağan bir şekilde istifa etmediler. İstifaları, kirli algıya sebep olan olaylar ve yapılan operasyon sonrasında gerçekleşti. Çok iyi niyetle istifa etmiş olsalar bile, "menfaat sağlama" ve "korkuyla istifa etme" etiketi üzerlerine yapıştı. Bu nedenle bağımsız meclis üyeleri, adımlarını bir kat daha fazla düşünerek atmalıdır. Atacakları adımı iki açıdan değerlendirmeliler:
BAYRAMPAŞA'YA HAYIRLI OLSUN
Tüm bu durum değerlendirmesinden sonra, eleştirilerimiz olsa dahi seçim sonuçlarına saygı duyacağız. Kim seçilirse seçilsin, yeni başkan vekiline hayırlı olsun diyeceğiz.
Meclis aritmetiğine bakarsak: CHP Grubu 18, AK Parti Grubu 12, MHP Grubu 3 üye. Cumhur İttifakı 15 üyeye sahip. 4 de bağımsız üye var. Mevcut yönetim 18 üyeye sahipken, bağımsızlarla birlikte muhalefet 19 üyeye sahip. Bayrampaşa Belediye Meclisi'nde muhalefet çoğunluk olmasına rağmen, her türlü sonucun çıkabileceği, ancak CHP grubunun hala %51 şansının olduğu bir seçim oturumu olacak.
Kamuoyunda konuşulan muhtemel adaylar da belli gibi: CHP grubunda büyük olasılıkla şu anda da başkan vekili olan İbrahim Kahraman, AK Parti grubunda ise İbrahim Akın ve Muhammet Kütük öne çıkıyor.
Eh ne diyelim uyarılarımızı yaptık, durum tespitimizi ortaya koyduk hayırlısı diyelim.
İstanbul
21.09.2025